Acı, kan, ter ve göz yaşları… Erken saatte kalkmalar ve şehirden şehire seyahatler… Değdi mi? Hayatını kazanmak için on ay boyunca ailenden uzak kalma… Sayısız hızlı koşular ve bilek burkulmaları… Sırt ağrıları, kaburga kemiğine gelen dirsekler, uyluğa gelen diz darbeleri… Hepsine değdi mi? Sezon içindeki galibiyetler ve en önemlisi de mağlubiyetler… İç çatışma, tartışmalar ve sessizlik… Sosyal hayat ve ilişkiler yok… Gizlilik yok… Yakın dostlarıma, yeğenlerime ve diğer sevdiklerime duyduğum özlem… Doğum gününde anı paylaşabilmek için yapılan binlerce dolar harcama… Sınavdan geçen inanç…
Şampiyonluk maçı, kutlamalar ve tüm medya buluşmalarından sonra otel odama girdim ve biraz sakinleştim. Elime su aldım, yatağıma oturdum ve ağlamaya başladım çünkü YAPILAN HER ŞEY BU ANA DEĞERDİ!!!!
Kutlamalara ara vermeyin ve herkesin hangi takımı desteklediğinizi bilmesini sağlayın. Kim Türkiye’de ve Avrupa’da basketbolun bu seviyeye geleceğini düşünebilirdi?!?! EuroLeague ve Türk Hava Yolları sözlerini tutup, harika bir hafta sonunda birçok etkinliği ve hatıralarda kalacak maçları bir araya getirmeyi başardı.
Arenada maçı izleyen binlerce taraftara ve muhtemelen arenada ya da televizyonları karşısında dünyanın her yerinde maçı izleyen milyonlarca seyircimize… TEŞEKKÜRLER!!!!! ADAMSIN!!
Hafta sonunda yapılan tezahüratları hala duyabiliyor gibiyim.. Daha önce bu kadar yoğun desteği tecrübe etmemiştim. Her maça bu coşkunuzu getirdiğiniz için teşekkür ederim. Size olan sevgim ölçülemez.