by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Fenerbahçe‘nin başarılı pivotu Ekpe Udoh, bugünlerde basketbol sahalarının en mutlu adamı çünkü takımı EuroLeague şampiyonu olan ilk Türk ekibi oldu. Udoh da yarı final ve final maçlarında fırtına gibi eserek Final Four MVP’si oldu. Real Madrid‘e karşı 18 sayı, 12 ribaunt, 8 asist ve 2 blok ile oynayan yıldız oyuncu, Olympiakos’a karşı da final maçında 10 sayı, 9 ribaunt, 4 asist ve 5 blokla oynadı. EuroLeague.net’ten Javier Gancedo’ya röportaj veren Udoh, şampiyonluk sonrası içinde bulunduğu ruh halini anlattı.
Merhaba Ekpe ve şampiyonluğunuzdan dolayı seni tebrik ederim. Artık bunu tecrübe ettiğine göre EuroLeague şampiyonu olmak nasıl bir duygu?
“Hala bunu hissedemiyorum bile çünkü derhal Türkiye Ligi’nde playoff maçlarına başladık. Bunu sanırım tam olarak sezon bittiğinde, uçakta evime dönerken hissedebileceğim. Bu ülke ve taraftarlarımız için büyük bir başarı çünkü bu anı çok uzun süredir bekliyorlardı. Kutlamalarda ve Tofaş maçından önce flamamız salona asılırken gördünüz. İyi zaman geçiriyorlardı fakat ben yani biz Türkiye Ligi için hazır olmak zorundaydık. Geçen yıl ligi şampiyon tamamladık ve bu sezon da son şampiyon olarak hazır olmalıyız.”
Fenerbahçe bu dönemde en iyi basketbolunu oynuyor. EuroLeague’i kazanmak kesinlikle bir hedefti fakat yaşanan sakatlıklar takımı bu yolda hiç şüpheye düşürdü mü?
“Bu süreçte tek oluşan şüphe basketbol oynayıp şeklimizdi. ‘Sakatlıklar olsa da daha iyi basketbol oynayabilir miyiz?’ ve bocaladığımızı gördünüz. Topu getiren ana oyuncularımızdan biri (Kostas Sloukas) ve Bogdan Bogdanovic’ten yoksunduk. Fakat hiç şüphe yoktu çünkü bir noktada tamamen sağlıklı hale geleceğimizi biliyordum. Ve bir kez bu olduğunda da yine geçen yıl kupayı finalde kaybeden takım gibi olduk. Şansımız olduğunu biliyordum.”
Panathinaikos‘a karşı playoff’taki iki deplasman galibiyeti sezonun dönüm noktası mıydı, Fenerbahçe de durdurulamaz hale geldi?
“Evet, durdurulamaz olduğumuzu söyleyemem fakat oynadığımız tempoya da bakılınca hala aynı takım olduğumuz hatta daha da iyi durumda olduğumuz görüldü. Biliyorsunuz birçok insanın bizden yana şüphesi vardı ve Pana’nın evine gittik. Çok zorlu bir kalabalıktı. Bence sadece insanların gözü açıldı ve ‘Evet geldiler ve buna hazır olmalıyız’ diye düşündüler.”
Yarı finalde Real Madrid‘e karşı triple-double yapmaya çok yaklaştın. Baskının bu kadar yüksek olduğu bir maçta bu kadar büyük rakamlara ulaşmayı nasıl başardın?
“Biliyorsunuz… Bunu nasıl yaptığımı ben de bilmiyorum. Kalinic‘i boş bıraktıklarını biliyorum ve o da boş şutları attı. Ben topu Jan Vesely‘e verebiliyordum. Ayrıca çok uzun süre oynadım ve bu asistleri yapabildim. Ancak eğer sekiz asistte olduğumu bilseydim kesinlikle iki tane daha yapmaya çalışırdım! Çok memnunum, bunlar nasıl bir takıma sahip olduğumuzu gösteriyor. Bu tarz maçlarda içimizden herhangi biri öne çıkarak bunları yapabilir.”
Final maçında herkes Olympiakos’a karşı katkı yaptı. Fenerbahçe’yi harekete geçiren güç -özellikle de geçen sezon şampiyonluk bir ribauntla kaçmışken- takım ruhu muydu?
“Bunu ikinci kez finale giderken geride bıraktığımızı düşünüyorum ve ne yapacağımızı biliyorduk. Ayrıca ev sahibi avantajına da sahiptik ve taraftarlarımız da maç boyunca Olympiakos’un ensesindeydi fakat iyi iş çıkardığımızı düşünüyorum. Adam değişebilme özelliğimiz onları gerçekten engelledi ve Spanoulis de iyi bir maç çıkarmadı. Bunun yanında üç sayılık şutlarımız da isabetli oldu. Üçlükleri sokmaya bir kez başladığımızda aradaki fark da yukarı çıktı.”
Final Four’u iki maçta 7 blok ile tamamladın. EuroLeague kariyerinde 129 bloğun var ve senin sadece 13 şutunu bloklayabildiler. Bunu nasıl yapıyorsun?
“İyi bir zamanlamam var. Çocukluğumdan beri iyi bir zamanlamaya sahibim. Mahallemde oynarken en genç çocuklardan biriydim ve sahada savunma yaparak kalabilmenin bir yolunu buldum. Gerçekten iyi duruma geldim. Bunu kariyerim boyunca da taşıdım. Böylece şutlarım bloklanmıyor… Bilmiyorum. Bu beni doğru noktalarda topla buluşturan takım arkadaşlarım sayesinde de oluyor. Bazen biraz top sektirmem veya fake atmam gerekiyor. Ancak savunmada her zaman buydum.”
Koç Zeljko Obradovic‘le çok başarılı oldun ve gerçekten çok yönlü bir oyuncusun bunu da Final Four’da kanıtladın. Senin basketbolunda en iyi seviyeye çıkmanda onun ne gibi yardımları oldu?
“Güven. Sadece bana güvendi ve oynamama izin verdi. Oldukça fazla, oyunun kurallarına uymam gerekti, onun stratejilerine ve oyun planlarına fakat sadece benim çıkıp oynamama izin verdi adamamım! Bana inandı. Her insan için geçerli sporda olsun veya olmasın eğer senin tarafında sana inanan biri varsa, seni sürekli itiyorsa, sana küçük tüyolar veriyorsa olabileceğin en iyi kişi olabilirsin. İş koçluğa geldiğinde herkesin üzerinde olan biri. Bu kadar çabuk değişebilmesi de çok enteresan. Bizi öldüren çok zorlu antrenmanlarımız olabiliyor ancak antrenman sonrası da bambaşka biri oluyor. Çok enteresan – çoğu insan bunu yapamaz. Bizi neyin yola koyacağını ve kutlama için bir fırsat olacağını biliyor.”
Kutlamalar nasıldı? Soyunma odasındaki ve daha sonra binlerce Fenerbahçe taraftarıyla yaptığınız iki kutlamayı da soruyorum.
“Harikaydı. İnanılmazdı. Paha biçilmezdi. O anları hiç unutmayacağım. Soyunma odasındaki hiç bitmedi çünkü hepimiz kupayla birlikte oradaydık. Salonun etrafında yuvarlanıp gittik. Taraftarlarımız hala salondaydı ve tezahürat yapıyorlardı. Ailem de oradaydı… Benim ve takımım için özel bir hafta sonu oldu. Sonraki Final Four, Sırbistan Belgrad’da olacak. Eğer Kızılyıldız Final Four’a kalırsa orada da benzer bir ortam oluşur fakat biz kesinlikle iyi zaman geçirdik.”
İki yıl önce geldiğinde EuroLeague’den beklentilerinle kıyaslarsan bu turnuvada oynayarak ne buldun?
“Hakkında gerçekten fazla bilgi sahibi değildim. ABD’de büyümemden dolayı sadece NBA’i biliyordum. Herkesin hedefi budur. EuroLeague’e gidenleri duyuyorsunuz fakat şimdi üst düzeyde bir yarışma olduğunu biliyorum. Bu bir savaş, ABD’yle kıyaslandığında farklı bir basketbol tarzı var ve buna hazırlıklı olmalısınız. EuroLeague’in bu turnuvayı oldukça rekabetli bir hale getirmede iyi iş çıkardığını düşünüyorum.”
İki yılda EuroLeague çaylağından Final Four MVP’sine dönüştün. Sahada ve saha dışında senin için ne kadar önemli bir tecrübe oldu?
“Çok özel oldu. Hiçbir şeye değişmem. Hayatım ve kariyerim için ihtiyacım olan şeydi. Yaşadığım yerden çıkıp, farklı bir şeyler görmek ve farklı kültürleri öğrenmek, dünya çapında seyahat etmek ve sahada kendimi bulmak. Oyunumu oynayabilmek için sahip olduğum güveni koç Obradovic‘in himayesinde bulmak. Bu sadece ayakta kalabilmek için doğru yolu bulabilmekle alakalı. Günün sonunda bu her zaman skor yapmakla ilgili olmuyor ve burada sanırım diğerlerinden farklı olarak oyunun savunma tarafını yapamıyordum. Koç çok iyiydi ve hala kendi Kirilenko’mun peşindeyim. Çok iyi bir savunmacıydı ancak ben de ona bloklarım ve adam değişimlerinde guardları savunarak onların toplarını çalabilme yeteneğimle yeni bir tat kattığımı sanıyorum. Bu momentumu korumak zorundayım ve kariyerimin sonunda geriye baktığımda yapabileceklerimini en iyisini yaptığımı görebilmeliyim.”