Langford, 35 Yaşında Avrupa’nın Jordan’ı Olmak İstiyor

Unics Kazan formasıyla EuroLeague’in sayı kralı olan Keith Langford, Rus web sitesi Business-Gazeta.ru için özel bir yazı kaleme aldı.

24 yaşındaki haline bir mektup gönderen Langford bu fırsatı adeta kariyerinin en önemli virajlarını, figürlerini ve anlarını özetlemek için bir fırsat olarak kullanıp kendi gözünden kariyerini anlattı.

Avrupa’daki kariyerini değiştiren ve kendisini aydınlatan J.R. Holden’la başlıyor Langford’ın dilinden Avrupa macerası.

Ve kariyerinin ilk sınavı olarak Renato Pasquale ve Rimas Kurtinaitis geliyor yıldız oyuncu için. İkisini de kendisini rahatsız eden basketbol tarzını oynatmaya çalışan ve elindekinin farkında olmayan koçlar diyerek tarif ediyor.

Langford’ın ağzından Eski Kıta’daki günleri Matteo Bonicolli’yle çalıştığı dönemle aydınlanıyor. Manu Ginobili’nin da oynadığı şehir Bologna’ya selam gönderen Langford, San Antonio günlerini anarken Arjantinli efsanenin yanına fotoğrafının konulmasını da unutamamış.

Sergio Scariolo’yu kendisini ilk kez milyoner yapan kişi olarak tarif ediyor Langford ve ekliyor: “Ondan çok şey öğreneceksin ama keşke söylediklerini daha çok dinleseydim demeden de edemeyeceksin!”

David Blatt’i kendisine olan inancını tamamen kaybettiği anda bulduğu bir kurtarıcı olarak gören Amerikalı skorer yine Maccabi’den kötü anılarla ayrılmış: Takımı anarken “Onlarla pazarlık etmeye kalkma, sanki borcun varmış gibi senle konuşurlar” diyor. Ve genç halini de yeniden tembihliyor:

“Ne Milano’dayken ne Kazan’dayken telefonlarını açayım deme.”

Luca Banchi’yi ilk sayı krallığına en çok yardımı dokunan adam olarak tarif ediyor Langford. Ama Milano’yu da 20 yıl sonra ilk şampiyonluğu getirmesine rağmen vefasızlıkla suçlamadan geçmiyor.

Ve bu noktada Avrupa basketbolunun formatından bıkıp usandığını da itiraf ediyor.

Tam da bu noktada Kazan hem basketbol hem de finansal olarak aradığı her şeyle karşısına çıkmış Langford’ın. Evgeny Pashutin’i kendisine aradığı özgürlüğü ve kendisi olma rahatlığını veren adam olarak yere göğe koyamıyor.

Ama Kazan’daki ilk yıllarında kendi masajının parasını kendisinin ödediğini, uçak biletlerini aldığını, gerektiğinde maç hazırlığını bir başına yaptığını anlatmadan da geçmiyor.

Tabii üçüncü yılında bu durumların da düzeldiğini söylüyor Amerikalı. Son paragrafı ise büyük bir itirafa ve aynı zamanda çok önemli bir tavsiyeye ayırıyor:

“Biliyorum aklının bir köşesinde yaşlanma korkusu var. Zannediyorsun ki 32 olunca basketbolu bırakacaksın. 1998 NBA Finali’nin altıncı maçını hatırlıyor musun? Sunucu demişti ki “Jordan 35 yaşında, sezonun 118. maçını oynuyor. Çaylak sezonundan beri en çok süreyi bu yıl aldı ve tek maç bile kaçırmadı.”

Nasıl şaşırdığını hatırlıyor musun? 24 yaşında Jordan “32 yaşında bitmiş olacağım” demiş olabilir mi? Tabii ki hayır. Keith, kendine asla sınır koyma.”

Related Post