By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Velimir Perasovic yönetiminde kadroyu büyük oranda değiştirmeye karar veren Anadolu Efes, Ricky Ledo ve Brock Motum‘dan sonra Krunoslav Simon ile de anlaşmaya vardı.
Krunoslav Simon‘un transferi Velimir Perasovic‘in kariyerinde pek gördüğümüz bir oyuncu transferi değil. Swignman kelimesinin karşılığı olan Simon, oyun içerisinde birçok pozisyonu oynayabiliyor.
Anadolu Efes‘e birçok konuda yardımcı olabilecek bir isim olan Hırvat oyuncu, oyun bilgisi ve tecrübesiyle Avrupa’da diğer oyuncularından ayrılıyor. Oynadığı takımlarda verdiği katkıyla her zaman dikkat çekse de 32 yaşındaki oyuncu, hiçbir sezona Final Four hedefi olan bir kadroda başlamadı. Bu yüzden onun diğer takımlarda verdiği katkının üst düzeyde ne kadar devam edebileceği şüpheli.
Oyuncunun Anadolu Efes‘e verebilecekleri ya da veremeyeceklerini yarın başka bir yazı da değerlendireceğiz. Ondan önce gelin biraz Simon’un kariyer gelişimine bakalım.
İşte Krunoslav Simon’un basketbol biyografisi:
Basketbola çok erken bir yaşta başlayan Krunoslav Simon, daha 14 yaşında iken Hırvatistan’ın en büyük takımlarından KK Zagreb’e transfer oldu. 2002’de A takıma çıkartılan Simon, 2004-2005 sezonundan itibaren takımın parçalarından biri olmayı başardı.
2005-2006 sezonunda 20 yaşındayken takımın önemli oyuncularından biri olan Simon, yeteneklerini fazlasıyla sergilemeyi başardı. Hücumda önemli bir skor silahı olmasına rağmen oyunun her yönüne katkı vermeye çalışan Simon, zaman içerisinde takım arkadaşları için de üretebilen ve yaratabilen bir oyuncu oldu.
O sezon 13.2 sayı, 3.8 ribaund, 2.4 asist ve 1.5 top çalma ortalaması tutturmasının ardından bir üst seviyeye hazır olduğu düşünülüyordu ancak 2006-2007 sezonun başında şut elinden bir sakatlık yaşayan Simon, özellikle dış şut yeteneği olarak sorgulanabilecek bir performans sergiledi ve bir üst seviye için beklediği teklifi alamadı.
Zagreb kariyerinin devamında Simon, şut yeteneği olarak bir sıkıntısı olmadığını gösterse de bir türlü istikrarlı bir şekilde sağlıklı kalamadı. Hırvat oyuncu, her zaman potansiyelini ve çok yönlülüğünü sergilese de sezon boyunca yaşadığı sakatlıklar onu EuroLeague seviyesinden uzak tuttu.
2011’de Zagreb ile hem Hırvatistan Ligi’ni hem de kupasını kazanan Simon, EuroBasket 2011’de Hırvatistan’ın kadrosuna ilk kez dahil edildi. Ülkesi için iyi bir turnuva geçmese de Simon, kendi performansıyla bir üst seviye için hazır olduğunu gösterdi. Zagreb’de bir sezon daha geçiren Simon, ilk kez EuroLeague’de yer aldığı sezondan sonra Unicaja Malaga’nın yolunu tuttu.
Jasmin Repesa yönetimindeki Malaga, Simon için önemli bir sınav oldu.
Hırvat oyuncu, hücumdaki çok yönlülüğünü hem ligde hem de EuroLeague’de gösterse de yetenek seviyesinin belirginliğini ve savunmadaki sorunlarını da net bir şekilde ortaya koydu.
O sezon Simon her iki kulvarda da dikkat çekici ortalamalar tuttursa da Malaga beklentilerin altında kaldı. Ligde playoff göremeyen İspanyol ekibi, EuroLeague’de ise sezona iyi başlasa da Top-16’da düşüşe geçti ve playofflar’a kalamadı.
Sezon sonunda Repesa’nın takımında ayrılmasından sonra Simon’da takımdan ayrılırken, kendisine maddi açıdan çok iyi bir teklif sunan Lokomotiv Kuban’ın yolunu tuttu.
EuroLeague’de ilk kez mücadele edecek olan Kuban’da takımın önemli parçalarından biri oldu. Kenardan gelerek takımın en güvendiği isimlerden biri oldu. Oyunu yönlendirme becerisiyle takım içerisinde top dağıtımını sağlayan Simon, Maccabi‘ye attığı 23 sayıyla da kariyer rekorunu kırdı.
Simon bireysel olarak iyi bir sezon geçirse de Kuban, sezona Top-16 veda etti. Rus ekibi, ligde de başarılı olamayınca Simon, bir sonraki sezon kendini Eurocup’ta buldu.
Malcolm Delaney, Anthony Randolph ve Derrick Brown gibi büyük yıldızları bulunan Kuban, EuroCup’ı kazanmanın en önemli adaylarından biri olsa da şanssız bir şekilde çeyrek finalde elendi. O sezon oynadığı 19 maçı da kazanan Kuban, çeyrek finalin ikinci maçın bazı oyuncularını dinlendirmeye karar verince Kazan deplasmanında hezimete uğradı ve erken veda etti.
O sezon bütün istatistiklerini yukarıya çıkartan ve 12.9 sayı, 3.9 ribaund ve 3.1 asist ortalamasıyla oynayan Simon, EuroBasket 2015’te gösterdiği çarpıcı performans sonrası Milano‘nun yolunu tuttu.
Milano‘da eski koçu Jasmin Repesa ile tekrardan buluşan Simon, hayal kırıklığıyla geçen bir sezon yaşadı.
Simon için İtalya kariyeri aslında çok iyi başladı. Milano, süper kupayı kazanırken Simon, MVP’i olmayı başardı ancak takım içerisindeki uyumsuzluk, kötü savunma takımı olmaları hemen etkisini gösterdi ve Milano, normal sezonda EuroLeague’e veda etti.
İtalyan ekibi, sezonun devamında EuroCup’ta da başarılı bir performans sergileyemese de Simon önderliğinde hem ligi hem de kupayı kazanmaya başardılar.
Bir sonraki sezonda Simon ve Milano için aynı şekilde geçti. Milano’nun uyumsuz basketbolunda Simon, yine de kendini göstermeyi başarsa da Milano bir kez daha başarılı olamadı ve felaket bir sezon geçirdi.
Simon için Milano dönemi takımın oynadığı basketbol adına kötü geçse de kendisi sahaya koyduğu karakterle her zaman Milano taraftarının sevdiği bir isim oldu.
32 yaşındaki oyuncu, en başta da dediğim gibi çok yönlülüğü, oyun bilgisi, maç sonlarında sorumluluk almaya çalışan yapısıyla Avrupa’da her zaman dikkat çeken bir oyuncu oldu ancak hedefleri en büyük olan bir takımda ilk kez onu izleyeceğiz ve Efes‘te buna nasıl bir cevap verecek birlikte göreceğiz.
Kariyeri boyunca sürekli yanlış yer de yanlış zamanda olan Simon, bu sezon Anadolu Efes‘te bu kaderini değiştirmeye çalışacak.