ΕuroLeague: Avrupa Takımı vs ABD Takımı (Guardlar)

02/Ağu/17 16:32 Ağustos 2, 2017

Mehmet Bahadır Akgün

02/Ağu/17 16:32

Eurohoops.net

EuroLeague’de bir All-Star maçı oynansa nasıl olurdu? Takımlar Avrupa Takımı ve ABD Takımı olmak üzere ikiye ayrılsa? EuroLeague’de forma giyen en iyi oyuncular birbirleriyle yılda bir kez de olsa karşılaşsa kim kazanırdı?

By Giorgos Orfanakis / info@eurohoops.net

NBA’in aksine EuroLeague’deki yoğun takvimde herhangi bir All-Star maçı oynanmıyor. Bu da organizasyondaki en iyi oyuncuların birbirleriyle karşı karşıya gelme şansı yakalayamadıkları anlamına geliyor.

Bununla birlikte, her yaz takımlar Avrupalı ve Amerikalı oyuncuların karışımından oluşan ideal bir kadroyu kurarak, ulaşabilecekleri en yukarıyı hedefliyorlar. Peki ya Avrupalı ve Amerikalı oyuncular iki gruba ayrılsa ve birbirleriyle karşı karşıya gelseler nasıl olurdu?

Bizler de sizin için böyle hayali bir rekabeti oluşturmak istedik. Listemiz guardlar, forvetler ve pivotlar olmak üzere üç ayrı kısımdan oluşacak ve iki takım da 15’er oyuncuya sahip olacak. Huzurlarınızda Eurohoops’un Avrupa ve ABD takımları… Peki sizce hangi takım kazanır?

 

Guardlar ile başlıyoruz! Huzurlarınızda Euroleague’deki en iyi Avrupalı ve ABD’li guardlar…

AVRUPA TAKIMI

Sergio Rodriguez (CSKA Moscow)

CSKA, Sergio Rodriguez’i kadrosuna katarak bu yazın en ses getiren hamlesini yaptı. İspanyol yıldızın bu listede olmama ihtimali de yoktu haliyle…

Sergio Rodriguez, Avrupa Takımı’na galibiyete uzanmak için ihtiyacı olan her şeyi sunabilir. Oyunu yönlendirebilme yeteneği sayesinde fark yaratır ve dahası koçu istediğinde ya da şartlar öyle geliştiğinde skoru üretme becerisine de sahip.

Hızlı, zeki, deneyimli, toplu becerileri yüksek ve 163 EuroLeague maçında 9,7 sayı, 4,6 asist ortalamalarıyla mücadele etmiş birinden bahsediyoruz. CSKA‘nın saha içi lideri Avrupa’nın All-Star maçında oynamayı sonuna kadar hak etti!

Sergio Llull (Real Madrid)

Sergio Llull’un neden Avrupa Takımı için en önemli seçeneklerden biri olduğunu açıklamamıza gerçekten gerek var mı? Real Madrid‘in mutlak liderinden bahsediyoruz, geçtiğimiz yıl MVP ödülünü kazanan adamdan, Houston Rockets‘ın milyonlarca dolarlık teklifini Avrupa’da kalmak için reddeden İspanyol yıldızdan…

İspanyol yıldız ne zaman nereden isterse sayı bulabiliyor, sahada NBA seviyesinde bir hızla hareket ediyor ve yaratıcılık konusunda da hiçbir sıkıntı yaşamıyor. Geçtiğimiz sezon 16,5’lik sayı ortalamasının yanına eklediği 5,9 asist ortalaması da bunun göstergesi zaten. Llull sahadayken, rakip takımın savunmasının nefes almasına imkan yok!

 

Nando De Colo (CSKA Moscow)

Sergio Rodriguez’in ardından CSKA‘dan bir diğer temsilci de Nando De Colo!

Fransız yıldız NBA’de oynamak için gerekli olan tüm yeteneklere sahip fakat 2014 yazında EuroLeague’e dönme kararı aldı ve o günden beri CSKA formasını başarıyla terletiyor.

Belki fiziken zayıf gözükebilir fakat sahada çok güçlü bir oyuncu ve bu da ona rakip potaya kolaylıkla hücum etme olanağı tanıyor. Elbette birçok şekilde skor bulabilen oyuncu için bu seçeneklerden yalnızca biri. Geçtiğimiz sezonu maç başına 19,1 sayı ortalaması ile tamamladı De Colo. Üç sayılık atışlarda %42,6 ve serbest atışlarda da %95,6 gibi isabet oranları kaydetti. Avrupa Takımı’nın bir üyesi, hatta ilk beşte başlayacak bir üyesi olduğuna hiç şüphe yok…

Vassilis Spanoulis (Olympiacos)

Vassilis Spanoulis, ya da başka bir deyişle yaşlanmayı unutan adam, yalnızca kilit bir oyuncu değil Avrupa Takımı’nın aynı zamanda kaptanı.

Dahası, EuroLeague tarihinin en skorer ikinci oyuncusundan söz ediyoruz, 3.400 sayı attı bu adam. Asistlerde ise yine ikinci, tam 1152 asistle! Kırmızı-beyazlıların kaptanının isminin ardından “saygı” kelimesi geliyor basketbol konuşurken…

Spanoulis hem saha içinde hem de saha dışında mükemmel bir takım arkadaşı, etrafındaki herkesi daha iyi hâle getiriyor ve işler zorlaştığında ipleri eline alıyor. ABD Takımı’na karşı oynanan maçta bir karar anı yaşanırsa o şutu kimin atacağını hepimiz biliyoruz!

Alexey Shved (Khimki)

Son guardın seçimi hayli zor oldu. Nick Calathes ile Alexey Shved büyük bir çekişmeye tutuşmuşlardı. Fakat Panathinaikos‘un kaptanının yerine daha iyi skor üretme yeteneklerine sahip birini tercih ettik. Alexey Shved, Khimki formasıyla EuroLeague’e dönmeye hazırlanıyor…

Rus yıldız, maçı kazanmak için gerekli olan basketbol “deliliği”ne sahip. Dahası NBA’de 182 maçta 7,4 sayı, 2 ribaund ve 2,5 asist ortalamaları ile mücadele etmiş bir isim.

Shved bire bir hücumlarda inanılmaz derecede tehlikeli bir skorer ve bu da Avrupa Takımı’ndaki rolünün rakip potalara üst üste sayı atmak olacağı anlamına geliyor!

ABD Takımı

Tyrese Rice (Barcelona)

Tyrese Rice, Maccabi Tel Aviv formasıyla EuroLeague’i kaldırdığı dönemdeAvrupa’daki tüm basketbol camiasına yeteneğiyle kendisine hayran bıraktı ve o günden bu yana ligdeki en iyi guardlardan biri!

Barcelona geçtiğimiz sezon hayal kırıklıklarıyla dolu bir sezon geçirmiş olabilir fakat Rice 13 sayı, 4,9 asist ortalamaları ile batan geminin mallarının bir kısmını kurtarmayı başardı!

Kısa sayılabilecek fiziki yapısından ötürü savunmada işler onun için çok kolay olmuyor fakat olağanüstü top hakimiyeti ve bedenini müthiş kullanabilmesi sayesinde hücumda rakip savunmanın üzerine çok kararlı gidebiliyor. Rice ABD Takımı için yaratıcılık ve skor üretme anlamında ilk seçenek olacaktır.

 

Phil Pressey (Barcelona)

Bu yaz transfer döneminde Barcelona Shane Larkin’i kadrosuna katmaya çalıştı ama bu mümkün olmadı ve sonuçta Katalanlar Phil Pressey’yi kadrolarına kattı.

26 yaşındaki oyun kurucu ABD’den ilk kez ayrılıyor olabilir fakat yetenekleri, kendisine ABD Takımı’nda bir yer vermek için yeterli.

Pressey geçtiğimiz sezon D-League’de çıktığı 46 maçta 18 sayı, 8,1 asist ve 5,3 ribaund ortalamaları ile oynadı. Rice gibi kısa bir fiziğe sahip olan Amerikalı oyuncu oyunu okuma, potaya hücum etme ve asist yetenekleri sayesinde bu dezavantajı avantaja çevirebiliyor. Bu yeteneklerin birçoğunu önümüzdeki sezon EuroLeague’de izleme şansı bulacağız…

 

Andrew Goudelock (Olimpia Milano)

ABD Takımı’nda birilerinin topu rakip potadan geçirmesi gerekecek ve bu görev türünün en iyi örneği, Andrew Goudelock’a verilecek.

Amerikalı şutör guard Maccabi Tel Aviv formasıyla bu sezon 17,3 sayı ortalaması yakaladı ve takımı başarısız olsa da o bir kez daha sayı atmak için doğduğunu ispatladı.

Hem sahip olduğu “basketbol deliliği” hem de üç sayı çizgisinin gerisinden %46 gibi bir isabet oranı yakalaması Goudelock’ı rakip savunmalar için sürekli bir tehdit haline getiriyor ve vazgeçilmez bir parça yapıyor. Maça iyi bir başlangıç yapması durumunda, sayı atmayı bırakması hayli zor oluyor Goudelock’ın. Geçtiğimiz sezon çıktığı 20 maçın tamamında çift hanelerde skor üretti yıldız oyuncu!