By Utkan Şahin /info@eurohoops.net
İki kez EuroLeague’de yılın yöneticisi ödülünü alan Baskonia Başkanı Jose Antonio Querejeta’nın basketbol aklını yada aldığı kararların etikliğini takdir etmeyebilirsiniz ama onun eski kıtadaki en önemli basketbol akıllarından biri olduğunu kabul etmelisiniz.
Ve bizi ilgilendiren kısmı da bu basket aklının kesinlikle ve kesinlikle bu yaza imzasını atması…
Avrupa’daki her takım için büyük bir canavar olan NBA, bu yaz Baskonia‘nın da kapısındaydı. Geçen sezon takımın en önemli iki oyuncusu olan Adam Hanga ile Shane Larkin’in yazın sözleşmeleri sona erdi.
Bu yüzden her takım gibi İspanyol ekibi için de kaosla dolu bir yaz oldu ancak Querejeta bir kez daha doğru hamlelerle işleri yoluna koymayı başardı.
Büyük bir kumarbaz olan Querejeta yine kumarını oynadı ve Baskonia’yı eskisinden de daha iyi getirdi. Hem de elinde ileride pazarlayacağı birçok potansiyelli yeni oyuncuyla!
Bayanlar baylar, karşınızda Querejeta’nın yeni model Baskonia’sı!
TRANSFER
Dediğim gibi NBA bu yaz Baskonia için de büyük bir tehlikeydi ve işin biraz da tuhaf kısmı bu tehlike onlar için sadece NBA’den ibaret değildi. Yeniden yapılanmak isteyen Barcelona’da Baskonia‘nın iki yıldızına göz dikmişti.
Querejeta belki bir yıldızını NBA’e kaptırdı ancak diğer yıldızı Spurs‘e gidemeyince usta işi bir yöneticilik yaptı.
Hem Hanga’ya istediği parayı veremeyeceğinin hem de Barcelona’nın Adam Hanga için gemileri yaktığının fazlasıyla farkında olan Querejeta, elindeki kozları çok iyi oynadı. İspanya Ligi kuralları gereği Hanga’ya gelecek olan teklifi karşılama hakkı olan Baskonia bu parayı ödemesi imkansız da olsa kabul etti ancak bildiğiniz gibi kumar oynuyorsanız risk almak zorundasınızdır.
Querejeta bu riski aldı ve riskin karşılığında belki konuşulduğu gibi şehrin takımı Alaves’e futbolcu getirmedi ama Baskonia’ya para kazandırmayı başardı.
Ve bunu yaparken sadece direkt rakibinden para koparmış olmadı. Öyle ki İspanyol basınında konuşulana göre Hanga’dan aldığı buyoutun yüksek olması nedeniyle Baskonia, Barcelona’nın bir başka hedefi olan Guillem Vives için elini kolunu da bağladı.
Hanga ile Larkin’i bu şekilde kaybeden Baskonia için kayıplar sadece bu kadarla sınırlı olmadı. Kim Tillie’nin de takımdan ayrılmasına engel olamayan Baskonia, geçen sezon türlü türlü sebeplerle beklentileri veremeyen Jaka Blazic, Raf Luz, Nicolas Laprovittola ve Chase Budinger ile de yollarını ayırdı.
Peki bu kadar ayrılığa rağmen Baskonia nasıl bir anda Final Four’un önemli adaylarından biri haline geldi? Çünkü Querejeta, bir kez daha kumarı doğru oyunculara oynamayı başardı.
Zenit’te bir süredir çok önemli bir potansiyel olduğunu gösteren Janis Timma’yı Baskonia daha yaza girdiğimiz gibi aldı. Yetmedi, bir diğer potansiyel Fransız Vincent Poirier’ı aynı dönemde kadrosuna kattı.
Daha birçok takım için transfer dönemi bile başlamadan Baskonia iki önemli potansiyeli kadrosuna monte etti.
Yıllardır kupa kazanamayan Baskonia bunu nasıl başardı? Çok büyük paralar vermeden nasıl bu oyuncuları kadrosuna kattı? Cevabı çok basit. Yıllardır Timma ve Poirier’ın şu anki durumunda olan birçok oyuncuya sınıf atlattılar ve NBA’e gönderdiler. Bu durum oyuncular için onları transferde prestijli hala getiriyor.
Bu iki oyuncudan sonra Baskonia asıl bombayı NBA’den patlattı. Geçen sezon Larkin riskine giren ve yetenekli guardı tekrardan NBA’e gitmesini sağlayan Bask ekibi, bu sefer de aynı planla Jordan McRae ile anlaştı.
McRae draft edildiği zaman birçok uzman tarafından NBA’de kalıcı olması beklenen bir oyuncuydu ancak zirveye oynayan bir takımın kadrosunda yer alması onun Yaz Ligi dışında kendisini pek fazla gösterememesine neden oldu.
Durumu iyi kullanan Baskonia, bütün yaz McRae’yı ikna etmekle uğraştıktan sonra Amerikalı guardı kadrosuna katmayı başardı. McRae’nin buraya uyum sağlayıp sağlayamayacağı bir soru işareti ancak yetenek seviyesinin bu kadar düştüğü Avrupa’da McRae gibi bir oyuncu kesinlikle büyük bir hazine!
Baskonia bu üç oyuncudan sonra Güney Amerikalı geleneğini devam ettirecek üç oyuncuyla anlaştı.
NBA’de nasıl oynayabildiğini anlayamadığımız Marcelinho Huertas’ı Avrupa’ya geri getiren Baskonia, tecrübeli guardın yedeği olarak da Jayson Granger ile anlaştı. Son olarak da NBA’de pek izlemediğimiz ancak Arjantin Milli Takımı’nda ortaya koyduğu performansla dikkatimizi çeken Patricio Garino’yu da kariyerinde ilk kez Avrupa’ya getirdiler.
Her şeyin yolunda gittiği ve tek sorunun yedek uzun forvet olduğu düşünüldüğü anda sakatlıklar bu düşünceleri bozdu.
McRae’yi önemli bir sakatlığa kaptıran Baskonia’da daha sonra Garino ve Shengelia da sakatlandı. Bask ekibi, bu sorun için geçici bir çözüme giderken Avrupa’nın tecrübeli şutörlerinden Matt Janning ile iki aylık sözleşme uzattı.
İspanyol ekibi kısa rotasyonundaki sorunu çözse de Shengelia’nın sakatlık geçmişinin pek temiz olmadığı düşünürsek sanki o pozisyona da bir hamle gerekiyor.
KADRO DİZİLİŞİ
PG: Marcelinho Huertas – Jayson Granger – Luca Vildoza
SG: Rodrigue Beaubois – Matt Janning – Jordan McRae
SF: Janis Timma – Patricio Garino – Ivan Martinez
PF: Tornike Shengelia
C : Johannes Voigtmann – Ilımane Diop – Vincent Poirier
Koç: Pablo Prigioni
GENEL GÖRÜNÜM
Koç değişikliğine buraya sakladım çünkü “Pablo Prigioni riski” başlı başına bir konu.
Geçtiğimiz sezon İspanya Ligi’nde önemli işler yapan Sito Alonso’yla anlaşan Baskonia beklediğini alamadı. Kariyerinin diğer takımlarında oyuncularının genelinden verim alma konusunda başarılı olan Alonso, burada aynı performansı ortaya koyamadı.
Oyun planlamasını belirli oyuncular üzerinden kuran İspanyol koç bu isimleri parlatsa da Baskonia‘yı bir adım ileriye taşıyacak hamle olan rol oyuncularından da katkı alma zorunluluğunu beceremedi. Böyle olunca da zaten çok iyi olmadığı maç planı yetersizliği daha da ortaya çıktı ve Baskonia iyi bir basketbol ortaya koysa da sezonu yine kupasız kapattı.
Kabul edelim ki Jose Antonio Querejeta iyi bir basketbol adamı olsa da bir koç için çalışması kolay bir isim değil. Her koç her şeye bu kadar karışan ve para kazanmayı önceliği haline getirmiş bir adamla kolay kolay çalışamaz. Bu yüzden de Baskonia, Ivanovic’den beri bir koçla uzun süreli çalışmadı.
Böyle bir durumda Querejeta yine bir risk aldı ve sezon ortasında emekli olduğundan beri bunun için hazırlandığı söylenen kulübün efsanelerinden Pablo Prigioni’yi takımın başına getirdi.
Tahmin edersiniz ki Prigioni’nin koçluk becerileri hakkında kimsenin bir fikri yok. Onun için artı olarak söyleyebileceğimiz şeyler; EuroLeague’in son 15 yılda gördüğü oyunu en iyi bilen guardlardan bir tanesi olması ile bunun yanında tecrübeli ve lider kişilik bir oyuncu olması…
Ancak nasıl bir oyun planıyla oynayacak, oyuncuların gelişimine katkı sağlayabilecek mi, kritik anlarda işleri değiştirebilecek koç hamleleri var mı? Bunların hiçbirini bilmiyoruz.
Anlayacağınız Querejeta bir kumar daha oynadı ve bu kumarın sonucu herkes için uzun soluklu bir macera..
Kurulan kadro üzerinden bir yorumlama yaparsak, Baskonia’nın Avrupa’da son yıllarda moda olan çift guardla oynama planına devam edeceğini görüyoruz. Hem de bu konuda rotasyonlarını çok daha geliştirerek.
Guard rotasyonunu Huertas, Granger, McRae ve Beaubois ile oluşturan Baskonia tempoyu ayarlayacak oyuncularla, skoru atacak oyuncuları belirlemiş durumda. McRae ve Beaubois guard özellikleri taşısa da oyunun temposunu belirleyebilecek tarz da guardlar değiller. Bu iki isim skor üretme konusunda Avrupa piyasasının en önemli isimlerinden…
Bu yüzden Huertas ile Granger daha çok oyunun temposunu belirlerken diğer iki isim özel oldukları işleri yapacak. Bunun yanında bu dört isim arasında delicilik ve şutörlük anlamında da uyum olduğunu düşünürsek bu plan kağıt üzerinde hiç de kötü bir plan değil.
Üstelik Baskonia’da hücum içerisinde yaratabilecek oyuncu sayısı bu dört oyuncuyla da sınırlı değil.
EuroBasket’te izlediğimiz Timma’nın neler yapabileceğini fazlasıyla gördük. Tam bir İsviçre Çakısı…
Şampiyonada Letonya’nın oyun planı gereği onu yaratıcı oyuncu olarak çok fazla izlemedik ancak işler hızlandığı zaman Timma iyi bir karar verici. Bunun yanında belki de Avrupa’da kimsenin arkasında duramayacağı bir sırtı dönük oyunu var. Yetmedi mi? Ön tarafta kısa kalan Baskonia savunması için gerekli atletizm ve büyüklüğü sağlayabilir. Hala mı doymadınız? Ribaund alabilir, kötü çocuk olup işleri rakibi adına karıştırabilir…
Timma kesinlikle kadronuzda görmek isteyeceğiniz bir oyuncu.
Timma’nın arkasında yer alacak olan Garino ise geçen sezon Budinger’ın düzenli olarak veremediği katkıyı geliştirerek verebilir… Enerji ve cezası kesilen boş üçlükler..
Baskonia, uzun forvet pozisyonunda bence şu anda Printezis’ten sonra Avrupa’nın en iyi dört numarası olan Shengelia’ya sahip. Shengelia ile Timma’nın en büyük hücum silahlarının benzer olması hücumlarda gerekli spacing için sorun yaratabileceğini düşünebilirsiniz ancak Shengelia’yı özel kılan şey sadece sırtı dönük oyunları değil ve doğru koç planlamasıyla bunu çözebilirler.
Uzun rotasyonunda ise geçen sene çok sorun çektikleri ikili oyun savunmasına sonunda bir çare buldular. Voigtmann’ın oyun içerisinde getirdiği birçok farklı katkı alanı olsa da Alman pivot geçen sezon ikili oyun savunmasında kanayan yara olmuştu. İspanyol ekibi bu yüzden hala ham olan Diop’u olması gerekenden daha fazla süre vermek zorunda kaldı.
Bu sene hem Diop bir yaş da büyürken hem de Poirier gibi ayakları çok hızlı ve atlet uzunu kadrolarına kattılar. Poirier’in ilk senesinde düzenli olarak EuroLeague seviyesinde ne kadar katkı vereceği şüpheli ama ben biraz ısındıktan sonra Poirier’in bu soruna deva olacağını düşünüyorum.
Buraya kadar genellikle Baskonia için olumlu konuştum ancak tahmin ederseniz ki her şey tozpembe değil.
Baskonia’da pas kanallarına yaptığı baskıyla son yıllarda savunmasıyla rakipleri rahatsız eden bir takımdı. Bu sene ise kısa savunmalarında problem varmış gibi gözüküyor
Granger atletizm ve savunma bilgisi olarak yeterli olsa da Efes‘teki iki yılında savunmada yoklara oynadı. Huertas’ın da en son ne zaman iyi savunma yaptığını hatırladığın pek emin değilim. Bunun yanında iki numaralar için küçük kalan Beaoubis ile perdelerden çıkmak için ne kadar uğraşacağını bilmediğimiz McRae de eklenince İspanyol ekibi için problemin derinliği büyüyor.
Bask ekibi bu sorunu Timma-Shengelia-Poirier’in getireceği sertlik ve savunmada adam değiştirebilme avantajıyla çözmeye çalışacaktır ancak bir takımda bu kadar çok adamı savunmada saklamaya çalışmak çok kolay bir iş değil.
Bunun yanında hücumda bu kadar fazla topla verimli olan oyuncu olması organize olmak açısından zor bir durum. Prigioni’nin rolleri ve egoları çok iyi ayarlaması lazım. Çaylak bir koç olduğu için bu konuda ona güvenemiyoruz ve eğer başarısız olursa, ellerinde bu kadar hücum opsiyonu olması onlar için sadece koca bir kaos haline gelecek.