By Semih Tuna /info@eurohoops.net
Sarı Lacivertlilerin tecrübeli oyuncusu Sinan Güler; forma rekabetinden Obradovic‘in beklentilerine, yabancı kuralından FIBA-Euroleague arasındaki tartışmaya kadar birçok konuda açıklamalar yaptı.
Takıma katılalı çok olmadı ama… Hazırlık kampı senin için nasıl geçiyor?
Hepimiz için biraz hazırlık kursu gibi oldu. Özellikle Milli Takım’dan gelen oyuncular takıma dahil olduktan itibaren hazırlık maçlarına başladık. 6 günde 6 hazırlık maçı oynayarak hem sisteme hem de oyuncuların nasıl hareket ettiğine hem de oyun kimyası içerisinde neler olabileceğini gördük. Bugüne kadar keyifli geçti. O sürede sakatlık yaşamamamız bizim için önemli oldu. Umuyorum ki daha da iyi yerlere geleceğiz.
Obradovic’in sistemine adaptasyonun ne durumda? Onun senden bekledikleri neler ve uyum sürecin nasıl ilerliyor?
Takıma uyum süreci iyi gidiyor, onu söyleyebilirim. Hem sistemin kendisinde yapabileceklerim hem de beklentiler açısından neler yapabileceğimi görmek adına. Benden oyun içerisindeki beklentisi tempolu basketbol oynatabilmek ve takımın sisteminin iyi işlemesini sağlayabilecek iyi imkanları yaratmak. Zaten bütün oyuncular bu amaçla hareket ettiğinde de herkes boş pozisyonu en iyi şekilde yakalayacak.
Geçtiğimiz sezon aynı Alex Tyus ile oynadığın ikili oyunları bu kez Jason ve Jan gibi iki atlet oyuncuyla oynuyorsun. Onlar işlerini ne derece kolaylaştırıyor?
İkisi de son derece yetenekli oyuncular. Sadece onların hareketleri değil diğer oyuncuların da nerelere gittiği o pozisyonları daha da kolaylaştıracak imkanları sağlıyor. Mühim olan şey hareketin ne kadar spektaküler olduğundan ziyade doğru basketbol oynayabilmek ve eminim ki seyircilerin keyif alacağı bir oyun ortaya konacaktır.
Takımdaki birçok oyuncuyu daha önceden de tanıyorsun ama en iyi anlaştığın oyuncu kim?
Açık söylemek gerekirse Milli Takım’daki bütün oyuncularla senelerdir birlikte olduğumuz için onlar daha ön plana çıkıyor. Diğer insanlarla yeni yeni tanışıyorum. Bilhassa geçen seneden beri devam eden oyuncular bizim takıma olan adaptasyonumuzda büyük çaba sarfediyorlar. Hem sistemi anlamamız açısından hem de saha dışında da neyin nasıl yapılacağını ve takım kurgusu içerisinde bizim nasıl oturacağımızı anlatıyorlar.
Pozisyonunda senle birlikte Sloukas, Dixon, Wanamaker, Guduric gibi önemli isimler var. Bu meydan okuma için hazır mısın? Forma rekabeti konusunda neler söylemek istersin?
Bir taraftan baktığımda aralarından bir tek Bobby Dixon benden daha büyük. İkimizin de kariyeri, yaptıkları ortada. Diğer tarafından baktığımızda herkesin yetenekleri de ortada. Saydığın bütün isimlerin katabileceği farklı şeyler var. Sistem içerisinde de herkes kendi doğrularını sahaya yansıttığı zaman çok güzel şeyler çıkacak. Herkesin yeteneğinin belli olduğu ortamda aramızdaki rekabet ve sahaya koyduğumuz mücadeleyi ve doğru hareket etmeyi daha yukarı çekecektir.
İki kulvarda da şampiyon olmuş bir takım olarak rakipleriniz size karşı ekstra motivasyonla oynayacak. Sence bu sizin için iyi mi yoksa kötü mü? Sebepleri neler?
Onlar farklı motivasyonla sahaya çıkacak. Biz de buna hazır olmak zorundayız. Bunun iyi ya da kötü olduğunu düşünmüyorum. Dağa tırmanmak zordur, orada kalmak daha da zordur. Bunu becermemiz ve alışkanlık hale getirmemiz lazım.
Tecrübeli bir Türk oyuncu olarak son günlerin popüler konusu olan yabancı sınırlaması hakkında neler söylersin?
Yabancı kuralı, yurtdışındaki örnekleriyle beraber tartışılmaya devam ediyor. Kolay çözümü olan bir konu değil. Yatırımlarla beraber bir başarı beklentisi var. O başarı beklentisiyle beraber yabancılar da bu başarıdan faydalanmak istiyor. Bu tarz bir süreç içerisinde çözüm net değil. Bence ülke olarak bakılması gereken şey sporcu ve spor adamını nasıl yetiştirdiğimiz. Sportif başarıda bizim yükselebilmemiz için başarıya aç sporcuya ihtiyacımız var. Bu noktada altyapıdan yetişen sporculara nasıl bir yönlendirme yapıyoruz buna da önem vermemiz gerekiyor. Kurallar kısa süreli çözümler getirebilir ama uzun süreli jenarasyon yakayabilmek adına genç sporcuların başarılılık sürecinin, devam ettirebilmek adına neler yapılmasının düşünülmesi gerektiği kanısındayım.
Yeni FIBA takvimi dolayısıyla milli takım elemelerinde oynayamayacaksın. Bu takvim çatışması hakkında birçok eleştiri yapıldı ama senin görüşlerini de merak ediyoruz.
Buradaki en net görüşlerimden bir tanesi, FIBA ve Euroleague’in masaya oturduğu ortamda… Onların yoluyla federasyon ve kulüpler de temsilci olarak yer alabiliyorlar. Oyuncuları da temsil eden bir birim olması gerekiyor. Herkesin çıkarları için en doğru karara hiçbir zaman ulaşılamayacak. Bir tane plan öne çıkacak. Benim için önemli olan şey oyuncuların fiziksel sağlığını koruyacak bir plan-program yapılması ve ona göre hareket edilmesi. Hepimiz Milli Takımlar’da görev verildiği sürece oynamak istiyoruz. Ancak gerçekçi bir ortamda ve doğru hamlelerle bizim sahaya çıkacağımız ortamlar yaratılmalı. Bu kulüpler için de oyuncular için de geçerli. Bu ortak noktada hamleler yapmalıyız.