By Mustafa Kocatürk /info@eurohoops.net
EuroLeague bu hafta içi Avrupa basketbolunun merkezine geri dönüyor. EuroLeague’i EuroLeague yapan takımlardan biri de uzun zamandır hem keyifli basketboluyla hem de yıldızlarıyla Real Madrid. Yazı dizimizde bugün sırada Real Madrid var.
Geçtiğimiz sezon normal sezonun en dominant takımı olarak sezonu bitiren ve play-off’ta ev sahibi avantajını kaybetmesine rağmen zorlanmadan Final Four’a kalan Real Madrid, kafasını önce Fenerbahçe‘nin savunmasına sonra Luka Doncic’in yaş bariyerine çarptı ve oldukça iyi giden sezonları Sinan Erdem’in parkesine gömülmüş oldu.
Yaz aylarında da Real Madrid adına yaşanabilecek en kötü şey yaşandı. Sergio Llull kariyer bitirebilecek bir sakatlık yaşadı. Ligin belki de en iyi oyuncusunu kaybeden Real Madrid için bir teselli de yine yaz aylarında geldi. Sergio Llull’ün sakatlığı sonrasında Real’in ana kumandasına geçecek olan iki oyuncu Randolph ve Doncic, EuroBasket 2017’den zaferle ayrıldılar. Özellikle hayatında ilk kez kazanmayı tadan ve bunu yaparken de turnuva ilk beşine seçilen Doncic’in yaşayabileceği mental gelişim Real Madrid’in sezonu adına çok şey ifade ediyor.
Transfer
Real Madrid’de ise transfer dönemi çok hızlı geçti sayılmaz. Ancak takım yönetimi Llull’ün sakatlığından önce takımın en büyük eksiği çok doğru bir teşhisle kapatmayı başarmıştı. Geçen sezon yan yana oynadığı zaman EuroLeague’in en etkili hücum performanslarından birini ortaya koyan Doncic-Llull ikilisinin sürelerini bölmek istemeyen Pablo Laso’nun en büyük problemi ikisi birden kenardayken topu kime emanet edeceğiydi. O sorun için Brose Bamberg‘de özellikle Alman Ligi Finalleri’ni çok iyi geçiren Fabien Causeur’ü alan Real Madrid, nokta atışı yapmış gibi duruyordu.
İki sezondur Murcia ve Arjantin Milli Takımı’nda istikrarlı şekilde iyi oynayan Facundo Campazzo’yu da nihayet takımına katan Real Madrid’in kısa bölgesinde hem nitelik hem nicelik olarak bir sorunu yok gibi duruyordu. Ancak Llull’ün sakatlığı dengeleri bozdu ve takımı Chasson Randle hamlesini yapmaya itti. Şu an Chasson Randle’dan ne çıkar bilmek güç ancak Llull’ün sakatlığı sürecinde bir şeyler çıksa iyi olur.
Takımın uzun rotasyonuna yaptığı ekleme ise geçtiğimiz sezonu Kızılyıldız forması altında gayet olumlu geçiren Ognjen Kuzmic oldu. Kuzmic, Kızılyıldız’da boyuyla potayı iyi kapatabilen ve yine boyuyla ribaundları domine edebilen bir oyuncu görüntüsü verdi. Ancak Kuzmic’in Kızılyıldız’ın oyun temposunun çok çok daha yükseğinde oynayan bir takıma gireceğini atlamamak gerekiyor. Tempo arttığı zaman Kuzmic’in olması gereken çabukluk ve kapatması gereken bölge artacak ve bu da bence verimine doğrudan eksi olarak yazacaktır.
Takımın en büyük kaybı ise geçtiğimiz sezon aldığı sürelerde iyi verim veren ve Ayon’un sertlik eksiğini biraz olsa da kapatabilen Othello Hunter. İyi bir blokçu ve iyi bir pick&roll uzunu olan Othello Hunter’ın yerine gelen Kuzmic’e göre en büyük artısı ise kuşkusuz çabukluğu.