By Antonis Stroggylakis/ info@eurohoops.net
Luka Doncic attıkça attı, Erick Green’in çabaları Valencia‘ya yetmedi. Panathinaikos‘un sorunları bir kez daha gün yüzüne çıktı, Khimki Moskova’da bağışıklık sistemi oturmaya başladı. Bir de… Tel Aviv’de yeni bir lider yükseliyor!
Luka Doncic kafasına koyarsa en skorer ödüllerini alabilir
Luka Doncic’in EuroLeague’de bu sezon ilgi odağı olacak olmasının haber değeri yok fakat Anadolu Efes karşısında 27 sayıyla kırdığı kariyer rekoru özellikle korkutucuydu.
18 yaşındaki yıldız, kendi rekorunu öyle etkili bir oyunla kırdı ki insana Alphonso Ford Yılın En Skorer Oyuncusu ödülünü, kafasına koyarsa kazanabileceğini düşündürdü. Sonra bir de Doncic, istatistikleri hiç de önemsiyormuş gibi gözükmedi. Sergio Llull’un sakatlığı düşünülünce Real Madrid‘in mevcut durumunda bunlar talep sonrası gelişen bir arz. Yani aslında bu altın çocuk yapılması gerektiğini düşündüğü şeyi yaptı.
Doncic 27 sayıyı 3/6 üç sayılık, 6/9 serbest atış ve 6/8 iki sayılık isabet oranlarıyla buldu.
“Panathinaikos, ön tarafta bazı sorunlarımız var.”
Panathinaikos‘un yaşadığı sıkıntıları Peace and Friendship Arena’daki Olympiakos maçında görmüştük. Zira McLean pota yakınında her top alışında sayı bulmayı başarmıştı neredeyse. Panathinaikos o maçı kazandı ve sorunlar hasır altı edildi. Fakat iş Palau Blaugrana’ya gelince Atina temsilcisi tamamen dağıldı. Kevin Seraphin, kariyer rekorunu egale etti. EuroLeague’deki kişisel rekorunu kırdı. Adrien Moerman 16 sayı ve 11 asist ile double-double yaptı.
Bu durumda hatanın en büyük paylarından biri elbette Panathinaikos uzunlarına aitti. Takımın savunmacı uzunlarından James Gist kendi performansının çok uzağında kaldı. Geçen sezon Panathinaikos’un en iyi iki oyuncusundan biri olan Chris Singleton ise dün en kötüsüydü.
Panathinaikos’un yeni yıldızlarının hâlâ uyum için önemli bir zamana ihtiyaç duydukları açık.
Erick Green, v2.0 devrede
Olympiakos’un Amerikalı guard Erick Green ile sözleşme uzatmamasının en büyük sebeplerinden biri hücumdaki katkılarının çok fazla “tek yönlü” olarak görülmesiydi. Green her ne kadar daha çok yönlü bir oyun ortaya koymaya çalışsa da dripling üzerinden şut bulmaya odaklı oyunu derinlikten uzak, yaratıcılık eksiği bulunan ve tahmin edilebilir bir oyun olarak gözüktü.
Valencia formasıyla EuroLeague’de çıktığı ilk maç düşünülürse yeni ve gelişmiş bir Erick Green versiyonuna merhaba diyebiliriz.
Öncelikli görevi skor üretmek olan Amerikalı guard, Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde ise takım arkadaşları için pozisyon yaratan bir isim olarak da öne çıkmıştı. Green, ilk haftada yaptıklarıyla pick-and-roll hücumlarını yöneterek ve savunmayı okuyup verdiği paslarla da farklı bir oyun tarzı benimsediğini ortaya koydu.
İstatistik kağıdına bakıp “Neden bahsediyorsun? İki asist yapmış hepi topu.” diyebilirsiniz ama mesele rakamlar değil.