By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Panathinaikos deplasmanları son yıllarda Fenerbahçe için genellikle sezonun devamı için çok önemli dönüm noktaları oldu.
Tarihinde ilk kez Final Four’a kaldığı 2014-2015 yılında Sarı-lacivertli ekip, sezonun üçüncü haftasında çok kötü bu oyunla Panathinaikos‘tan fark yedi ve taraftarını hayal kırıklığına uğrattı. Belki de Zeljko Obradovic‘in o dönem Fenerbahçe kariyerinin en kötü dönemiydi fakat o maçtan sonra Fenerbahçe ayağa kalkmayı başardı ve Final Four’a gidecek bir yolculuk yaşadı.
Geçtiğimiz sezon ise etki mağlubiyetle değil galibiyetle oldu. OAKA karnesi çok kötü olan Fenerbahçe, playoff serisinde üst üstte iki maçı kazanarak şampiyonluk için gerekli olan özgüveni kazandı.
Bu sene ise sezonun dördüncü haftasında Panathinaikos’a konuk olan Fenerbahçe Doğuş, 39 dakika önde olduğu maçı son topta kaybetti. Bu maçın etkisi, Fenerbahçe için geçtiğimiz sezonlardaki gibi olur mu, bunu tahmin etmek çok zor ancak bu maçın Fenerbahçe’yle ilgili ilk dört hafta da gördüğümüz sorunları ortaya koyduğu kesin.
Peki bu sorunlar neler ve çözülebilir mi?
Sorunun Kaynağı: Kısa Savunması
Fenerbahçe Doğuş ilk dört haftada zorlu bir fikstürden geçti ve hemen hemen birçok maçta benzer problemleri yaşadı.
Ekpe Udoh ve Bogdan Bogdanovic’in ayrılışı sonrası Zeljko Obradovic‘in daha çok son iki yılda yaşadığı hücum problemleri çözmek üzere hamleler yaptı ancak şu ana kadar başarılı koçun başına savunma problemi büyük dertler açtı.
Fenerbahçe ilk dört maçta potasında ortalama 72.0 sayı gördü. Belki bu üç maçın deplasmanda oynandığı düşünüldüğünde endişe uyandıracak bir sayı değil ancak Fenerbahçe’nin maç içinde yaşadığı savunma problemleri, maçların hikayesine direkt bir şekilde etki etti.
Sarı-lacivertli ekip, oynadığı dört maçta da maçın çok büyük kısmını önde götürse de dört maçı da kopartamadı. Bunu istatistiksel olarak açarsak, Fenerbahçe oynanan 165 dakikanın 137.18 önde ya da berabereydi, sadece 28.42 dakikada skorda geriye düştü. Ancak buna rağmen dört maçta iki galibiyet, iki yenilgi aldı.
Unicaja Malaga: 12.15 dakika gerideydi.
Olimpia Milano: 9.10 dakika gerideydi. (Uzatma dahil)
Anadolu Efes: 6.10 dakika gerideydi.
Panathinaikos: 1.7 dakika gerideydi.
Fenerbahçe’nin dört maçı da büyük ölçüde domine etmesine rağmen kazanamasının sebebi, savunmadaki bariz problemlerine çözüm üretememesi oldu.
Obradovic, Fenerbahçe kariyerinde çoğu zaman savunmada ikili oyun sonrası uzunlarının kısa karşısında kalmasını istedi ve savunma stratejisini bu şekilde kurdu. Kleiza-Bjelica, Bjelica-Vesely, Vesely-Ekpe ikililerinde bunu hep gördük.
Ekpe’li dönemde bu strateji en iyi şekilde işledi çünkü Ekpe’nin muazzam savunma sezgileri ve doğru pozisyon alma beceresi ile Vesely’nin atletizmi savunmada Fenerbahçe’yi korkutucu bir takım haline getirdi. Fenerbahçe rakiplerini sürekli dışarıya doğru püskürttü.
Bu sene ise ilk dört maç itibariyle bunu başaramıyor. Başaramaması da doğal. Çünkü Vesely müthiş bir atlet olsa da pozisyon alma bilgisi olarak savunmada sık sık hata yapan bir oyuncu. Thompson ise ilk dört haftada “Avrupa duvarına” çarptı ve şu anda afallamış durumda.
Bu çok da büyük bir sürpriz değil. Bu kadar olmasa da Fenerbahçe’nin bu noktada bir problem yaşaması bekleniyordu ancak geçiş döneminin daha az hasarla ya da daha az sancılı bir süreçle biteceği düşünülüyordu.
Wanamaker transferinin saha içerisinde en önemli sebeplerinden biri de onun savunmada bu takıma katabilecekleriydi. Wanamaker fiziksel olarak Avrupa’nın en güçlü guardlarından biri ve savunma pozisyonunu aldığında Avrupa’nın en korkutucu topa baskı yapan oyuncularından biri olabiliyor ancak ne ondan ne de diğer kısalarından Fenerbahçe ilk dört maç itibariyle savunmada gerekli sertliği alamadı.
Bu sertliğin alınamaması da Fenerbahçe’nin arkadaki savunma probleminin daha fazla ortaya çıkmasına sebep oldu. Savunmadaki bu problem Fenerbahçe’nin rakiplerinden daha üstün bir oyun sergilediği anlarda bile sonucu koparamamasına sebep oluyor.
Fenerbahçe henüz harika bir hücum takımı değil. Rollerin oturmasında ve oyuncuların bunu kabul etmesinde sorunlar var ancak maç içerisinde yaşanan büyük düşüşlerde savunmadaki problemlerin varlığının etkisi büyük.
Çünkü akıllar sürekli savunmada. Koç Obradovic için bile öyle. Obradovic, çoğu zaman doğru hücum edecek beşten çok, savunmadaki sorunları çözeceğini düşündüğü oyuncuları sahaya sürüyor.
Ve yaşanan bu iniş-çıkışlar, maçların deplasmanda olmasının da etkisiyle Fenerbahçe için maçı hep krize sokuyor. Üç maçın da benzer şekilde oynanması sürpriz değil.
Deplasmanın sert ortamına şu anda savunma aynı şekilde cevap veremiyor. Oyun kalitesi açısından geçen sezonla bu yıl arasında uçurum olmasa da savunmadaki gedikler zayıf noktaları açığa çıkarıyor.