2017 EuroLeague Top 10: Fenerbahçe’nin Gerçek Olan Rüyası

29/Ara/17 15:56 Ocak 1, 2018

Semih Tuna

29/Ara/17 15:56

Eurohoops.net

2017 sona eriyor… Eurohoops da her şeyden biraz tattığımız bu yılda EuroLeague’de yaşanan en unutulmaz olayları sıraladı!

By Nikos Varlas/ Çeviri: M.Bahadır Akgün & Yılmazcem Özardıç

2017 EuroLeague adına kayda değer bir yıldı. Ligin zirvesindeki rekabet daha da arttı, duygular açığa çıktı ve 2017, sonunda EuroLeague’in yeni heyecan verici formatının tadına bakabildiğimiz sene olarak aklımızda kalacak.

Eurohoops 2017’de EuroLeague’de yaşanan en önemli ve önümüzdeki yıllar boyunca hatırlanacak 10 olayı derledi. En çok öne çıkan ise tabii ki Fenerbahçe‘nin ülkemize getirdiği ilk EuroLeague şampiyonluğuydu!

2017’de Ekpe Udoh Final Four MVP’si oldu, Sergio Llull ve Keith Langford da mutlaka hatırlanacaklardır. Bir yılda Luka Doncic heyecan verici bir gençken bir yıldıza dönüştü, Sarunas Jasikevicius koçluk anlamında en yukarılara çıktı ve Olympiakos bir kez daha Final oynadı.

Haydi hep beraber bir bir bu anıları hatırlayalım!

Fenerbahçe: Rüyalar gerçek oldu! 

Fenerbahçe, İstanbul’da tarihinin ilk EuroLeague şampiyonluğunu kazandı ve bu yılı Türk basketbol tarihine de altın harflerle işlemiş oldu. Yönetim, Zeljko Obradovic ve Maurizio Gherardini ile birlikte çalışıp çekirdeği kurduktan sonra her yaz doğru hamleler yaptı. İlk Final Four 2015’te geldi, 2016’da Final’de kaybedildi ancak sonunda, üçüncü denemede Fenerbahçe sonuna kadar gitti ve Avrupa basketbolunun en büyüğü oldu.

Bogdan Bogdanovic ve Ekpe Udoh’un önderliğinde toplanan önemli grubun Final hikayesi playoff’larda başladı. Sarı-lacivertliler ev sahibi avantajı olmamasına rağmen Panathinaikos‘u 3-0’la geçti. Final Four’un ilk gününde Real Madrid‘i yendi ve 21 Mayıs’ta son halka Olympiakos’u 80-64 mağlup ederek şampiyonluğa ulaştı. Fenerbahçe, hem kendi tarihinde hem de Türkiye tarihinde bir ilki başarıyordu!

Yeni format: Bir başarı hikayesi!

2017’de vuku bulan çok önemli bir değişiklik de EuroLeague’de değişen format oldu. 16 takım, 30 maçlık bir fikstür, playoff’lar ve Final Four! Sahalarda neler olacağını karar veren oyuncular ve koçlar, taraftarlar ve dünyanın dört bir yanından medya bu değişimin Avrupa basketbolunun zirvesi için her anlamda çok yararlı olduğu konusunda ortak kanıya vardılar.

Daha çok maç, heyecan verici mücadeleler, son topa kadar devam eden çekişmeler, insanların ilgisindeki, biletlerlerdeki, televizyon haklarındaki, karlardaki artış ve her alanda büyüme gelecek için birçok şey vaat ediyor. EuroLeague’in ve kulüplerin ortak çalışmasıyla artan popülerlik, NBA dışında dünyanın en iyi ligini daha da yukarı seviyelere çıkararak bir başarı hikayesini ortaya çıkardı!

Obradovic: Boşta Kalan Tek Parmak!

1958’de başlayan turnuvanın şimdiye kadar gelen haline baktığımızda en çok şampiyonluk kazanan koç, 2017’de bir yüzük daha aldı. Obradovic, beşinci farklı takımıyla dokuzuncu şampiyonluğunu kazandı! 92’de Partizan, 94’de Joventut Badalona, 95’te Real Madrid, 2000, 2002, 2007, 2009 ve 2011’de Panathinaikos ve 2017’de Fenerbahçe!

Tarihte daha çok EuroLeague kazanan bir koç yok ve Yüzüklerin Efendisi Obradovic’in yüzükle dolu olmayan tek parmağı kaldı. 9 şampiyonluğunun ilkinin Aleksandar Djordjevic’in inanılmaz basketiyle İstanbul’da başladığının ve 25 yıl sonra bu sefer Fenerbahçe‘nin şampiyonluğuyla aynı yerde tamamlandığını söylemeden geçmek de olmaz.

Udoh: Boyalı bölgenin mutlak hakimi!

2017, hafızalarımızda Udoh sebebiyle de kalacak. Oyun kurucuların, büyük maçların ve turnuvaların sonuçlarına karar verdiği bir dönemde Udoh, boyalı bölgedeki etkileyici ve mutlak hakimiyetiyle tabuları yıktı. Fenerbahçe‘nin oyunu üzerindeki etkisi çok büyüktü ve Final Four’da yaptıkları da tarihe geçti!

Real Madrid ve Olympiakos ile oynanan iki maçta 14 sayı, 10,5 ribaund, 3,5 blok ve 32,5 verimlilik puanı ortalamaları yakaladı! Yarı finaldeki 36 verimlilik puanıyla sergilediği performans, bu alanda bir rekordu. Keza final maçındaki 5 bloğu ve bir pivot olarak Final Four’da yaptığı toplam 12 asist de öyle… Tarihin sayfalarında yaşayacak olan şey de aslında Fenerbahçe‘nin şampiyonluğunda Udoh’un pota altı savunması ve belki de 1995’te Arvydas Sabonis’ten bu yana gördüğümüz en dominant performansı göstermesinin payı olacak!