By Dionysis Aravantinos / info@eurohoops.net
Muhtemelen dünyadaki en iyi 18 yaşındaki basketbolcusu olan Luka Doncic, bu yıl hem EuroLeague’de hem de ACB’de gösterdiği performansla takımı Real Madrid‘in liderine dönüştü. Geçen yaz Slovenya Milli Takımı ile tarih yazarak Goran Dragic ile birlikte Avrupa Şampiyonu olan Doncic’in en büyük fanına Eurohoops ulaştı.
Evet, tabii ki Doncic’in en büyük fanı annesi Mirjan Poterbin. Poterbin, Eurohoops’a oğlu hakkında çok geniş kapsamlı bir röportaj verdi.
2000’lerin başına gidiyoruz, Luka’nın bebekliğine ve küçük çocukluğuna bakacağız ve Bayan Poterbin enerjiyle dolu evladından bahsediyoruz: “Luka çok sevimli bir çocuktu. Çocukken çok enerjik biriydi. Her sporu yapmak istiyordu ama basketbola başladığı gibi sakinleşti.”
Bayan Poterbin, oğlunun basketbola nasıl aşık olduğunu anlatıyor: “Bence Luka basketbolla doğdu. Yürümeye bir yaşında başladı ve o zamanlarda dahi elinde top vardı. Her sporu yapıyordu. Futbolu çok seviyordu ancak oynamak için çok uzundu. Daha önce de dediğim gibi bence Luka basketbol oynamak için doğmuştu.”
Bayan Poterbin, oğlunun basketbolda parlak bir geleceği olacağını anladığına dair sorumuza ise hiçbir zaman çok ileriyi düşünmediğini belirterek cevap veriyor: “Dürüst olmak gerekirse bu konuda hiç düşünmedim çünkü annesi olarak benim için önemli olan şey onu mutlu ve hayallerini gerçekleştirirken görmekti. Bence Luka da hiçbir zaman ne kadar ileri gideceğini düşünmedi. Sadece basketbol oynayabildiği için mutluydu ve bu onun adına en önemli şeydi.”
Doncic’in saha dışında ilginç bir karakteri olduğunu söylüyor annesi: “Luka’yı iyi tanıyorsanız onun çok iyi bir insan olduğunu bilirsiniz. Her zaman diğer kişilere yardım etmek ister ve bu şansı elde ederse gerçekleştirir. Sahada ise kişisel hayatından çok daha enerjiktir.”
Annesi Doncic’in video oyunlarını oynamayı çok sevdiğini onaylıyor: “Video oyunları oynamayı çok seviyor, ama pek basketbol değil de futbolu tercih ediyor. Arkadaşlarıyla kart gibi oyunları da oynamayı seviyor, ailesiyle masabaşı oyunları da oynuyor.”
Annesi oğlunun Slovenya’dan Madrid’e gelişini ve aldıkları en zor kararın bu olduğunu anlatıyor: “Çok zor bir karardı. Luka’nın ve benim almak zorunda olduğumuz hayatımızdaki en zor karardı. 13 yaşındaki bir çocuğun evinden ayrılıp ailesi, arkadaşları olmadan hiç kimseyi tanımadığı bir şehre gitmesi kolay değildi. Neredeyse kimse ingilizce konuşmuyordu ve çok zor zamanlar atlattı. Bazen kendime bakıyor ve ‘Teşekkürler tanrım, bu dönemi atlattık, bitti artık’ diyorum.”
Doncic’in kişiliğinin basketbol ve okul hayatında kendisine yardımcı olduğunu söylüyor annesi: “Madrid’de basketbol idmanına ve okula gidiyordu. Daha önce söylediğim gibi zor zamanlardı ancak şimdi geriye dönüp baktığımızda değdiğini söyleyebiliyoruz. Luka’nın güçlü bir karakteri var, bu sayede tüm değişimleri aşabildi. En önemli şey mutlu olması ve basketbol oynarken eğlenmesiydi.”
Bayan Poterbin, oğlunun başarılarına rağmen kendi hayatının çok fazla değişmediğini söylüyor: “Benim hayatım çok fazla değişmedi. Luka kendi başına Madrid’deki diğer genç oyuncularla birlikte yaşıyordu. İki yıl önce desteğe ve yardıma ihtiyaç duyduğu için ben de Madrid’e taşındım. Bu yüzden hayatımın az da olsa değişime uğradığını söyleyebilirim ama büyük farklılıklar yaşanmadı. Ona herhangi bir konuda yardımcı olabiliyorum ve oğlumla birlikteyim, benim için en önemli şey bu.”