By John Rammas/ irammas@eurohoops.net 21 Aralık 1891 günü, Springfield, Massachusetts'te Kanadalı Dr. James Naismith, dünyayı yeni bir sporla tanıştırdı: basketbol. 15 Ocak 1892 günü aynı adam oyunun 13 kuralını yerel bir gazete olan The Triangle'da yayınladı. İlk kurala göre "top her doğrultuda tek ya da çift elle fırlatılabilirdi." Sekizinci kural ise "top doğrudan fırlatıldığında ya da zemine çarptırılarak atıldığında sepete girmesi ve orada kalması halinde sayı olarak kabul ediliyordu." 126 yıl sonra basketbolun temel prensipleri aynı kaldı ve kaç yıl geçtiğinden bağımsız hep aynı kalacak. Buna rağmen geçen zaman içinde her türlü değişimi geçirse de hiç durgun kalmadı. Basketbola hizmet eden organizasyonlarda da bu durum hep aynı oldu. EuroLeague de buna dahil. 2016 yılında EuroLeague, Avrupa'daki en üst düzey kulüp organizasyonu için yeni bir formatı hayata geçirdi. Ligdeki 24 olan takım sayısı 16'ya indirildi. Takvim uzadı, daha adil ve daha ilgi çekici bir 30 maçlık maraton yürürlüğe geçti. Bu sistemde, her takım rakipleriyle bir içeride, bir de dışarıda olmak üzere ikişer maç yapacaktı. Bu yeni sistemle geçen ilk sezon daha tamamlanmadan yapılan köklü değişiklik başarılı addedilmişti. Bu başarının sebepleri yalnızca yaratılan ilgi miktarı veya yakın geçen maçların sayısındaki artış da değildi. Ligde o sezon skor konusunda da ciddi bir yükselme meydana geldi. 2015-16 sezonunda EuroLeague taraftarları maç ve takım başına ortalama 77.2 sayı izlediler ve bir buçuk yıl içinde o ortalama 80 sayının üzerine çıktı. Yeni sistemin uygulandığı ilk sezon olan geçtiğimiz sezonda aynı ortalama 79.1 sayıydı ve bu sezon 26 haftayı geride bırakmışken bu miktar 80.2 sayıyı gösteriyor. 2014'ten bu yana yürürlükte olan ve hücum ribaundu sonrası 24 saniyelik hücum süresini 14 saniyeye indiren kural da skor artışında büyük rol oynadı zira artık daha fazla pozisyon oynanıyor ve EuroLeague de farklı geliştirmeler ile sporun evrimine katkıda bulunuyor. 2016 yılında, yeni formatın oynandığı ilk sezon başlamadan önce takımların koçları bir araya geldi ve kendilerine yeni sportmenlik dışı faul kuralıyla ilgili hakem komitesi tarafından bilgilendirme yapıldı. Bunun yapılmasında amaç takımların, rakiplerinin hızlı hücuma çıkmasını önlemek için yaptıkları taktik faullere bir sınır getirmekti. Herkes, böyle bir değişikliğin oyun hızına katkıda bulunacağı konusunda hemfikirdi ancak o fauller skor olarak yansıdığı için skor toplamına da katkıda bulunulmuş oldu. Bu artışın, uzatmalarda bir artış görülmemesine rağmen gerçekleştiğini de belirtmekte fayda var. 2015-16 sezonunda 250 maçta toplam 9 karşılaşma uzatmaya gitti. 2016-17 sezonunda ise 259 maç oynandı ve 10 maç uzatma bölümü ile sonuçlandı. Bu sezon oynanan 206 maçta uzatmaya giden mücadelelerin sayısı 8. CSKA Moskova ile Real Madrid, format değişikliğinin hem öncesinde hem de sonrasında skor artışı alanında lider takımlar oldular. MAÇ BAŞINA SAYI 2015-16 1. CSKA Moskova 90.97 2. Real Madrid 82.85 3. Anadolu Efes Istanbul 82.85 2016-17 1. CSKA Moskova 87.51 2. Real Madrid 85.28 3. Anadolu Efes Istanbul 82.00 2017-18 1. CSKA Moskova 90.40 2. Real Madrid 85.50 3. Baskonia Vitoria Gasteiz/Maccabi FOX Tel Aviv 82.15 Aradaki fark, artık 80 sayıdan daha fazla skor üreten daha fazla takım var. O takımların sayısı 2015-16 ve 2016-17 sezonlarında 5'ti. Ancak artık 8'e yükseldi. Aslında bu ilk 26 maçta CSKA, maç başına 90+ sayı atan yalnızca dört takım. Bunu başaran ilk takım 2000-01 sezonunda Verona (91.33) olmuştu. İkincisi ise 2004-05 model Maccabi Tel Aviv (92.05) idi. Üçüncü takım ise 2015-16 sezonunu şampiyon bitiren CSKA Moskova (90.97) oldu. Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!