Turkish Airlines EuroLeague: Playoff Draftı

08/Nis/18 21:21 Nisan 12, 2018

Mehmet Bahadır Akgün

08/Nis/18 21:21

Eurohoops.net

EuroLeague’de birçok yıldız play-off’un dışında kaldı… Ama buna gönlümüz razı değil!

By Mustafa Kocatürk / info@eurohoops.net

Yıllardır Atlantik’in diğer ucunda süre gelen geyiktir: Play-off dışında kalan yıldızları play-off’a nasıl alabiliriz? Bunun akla gelen ilk yolu da onları play-off takımlarına dağıtmaktır.

Peki nasıl? Draft’la! Biz de bu fikri EuroLeague’e uyarladık ve EuroLeague’de play-off için kalan son sekiz takımın, play-off dışındaki sekiz takımdan ihtiyaçlarını nasıl gidereceğini düşündük.

Khimki Moskova – Adam Waczynski

Khimki Moskova’nın oyun yapısı artık herkesin ezberinde: Ver Shved’e! Aylardan Nisan olmuşken de bu oyun stilini baştan aşağı değiştirmek çok zor. Onun için Khimki’ye bu oyun yapısını keskinleştirecek isimler lazım.

Bu isim nasıl biri olmalı? Topu elinde bulundurmayı sevmemeli. Buna rağmen etkili bir hücum silahı olmalı ve savunmada da takımın işlerine yardımcı olmalı. Aradığımız adam klasik bir 3&D.

Son sekiz takıma baktığımız zaman da 3&D olarak gözümüze doğrudan bir isim çarpıyor. O da Malaga’nın Leh şutörü Adam Waczynski. %49.3 üçlük isabet oranını bir set şutörü olarak yakalayan Waczynski, play-off dışı kalan takımların en çok üçlük isabet bulan oyuncusu durumunda.

Waczynski, topu eline fazla alamadığı için iki senedir verimsiz oynayan James Anderson’ın yerine tam oturacaktır. Hem de Shved’siz dakikalarda Markovic ya da Jenkins’le birlikte savunmada baskıyı arttırıp Khimki’nin bir savunma silahı haline dönüşecektir.

İlk sıradan seçim yaparken takıma daha parlak bir yıldız ekleyebilirdik. Ancak daha büyük yıldız sadece Shved’in yanında koşu yapacaktı. Ligin en keskin şutörlerinden birini kadrosuna katmak Khimki’nin sezonunu bile dönüştürebilir.

Baskonia – Nikos Zisis

Lige 4’te 0’la başladıktan sonra Mart ayındaki müthiş seriyle bitime bir hafta kala play-off’lara kalmayı garantileyen Baskonia, şu an EuroLeague’in en istim üzerinde takımı. Eğer 12 günde bu momentumlarını kaybetmezlerse Fenerbahçe karşısına da bu rüzgarla çıkacaklar.

Ancak bu onların kusursuz bir takım olduğu anlamına gelmiyor. Baskonia, sezonun ilk beş haftasında çuvalladıysa, koç Martinez göreve geldikten sonra 2.15’lik dev Voigtmann’ı ikinci kısa olarak kullanmaya başladıysa bunun bir sebebi var.

O sebep de takımın Granger dışındaki ellerinin karar vericilik konusunda güvenilmez olması. Normal sezonda bunu bazı rötuşlarla toparlayabiliyorsunuz ancak play-off’ta ve özellikle karşınızda Obradovic varken daha güvenilir ellere sahip olmak fena olmaz.

Bu konuda EuroLeague’in son sekizinde fazla seçenek yok. Göze Thomas Heurtel seçeneği hoş gelse de onun Fenerbahçe’ye karşı iyi bir çizgisi olmadığını artık herkes biliyor. Rochestie gittiği takımın yapısında özel bir yer isteyen oyuncu.

Onun için Baskonia’ya ikinci sıradan Nikos Zisis’i yazıyorum. Daha önce sezon ortası transfer olup takımları Final Four’a taşımışlığı var. Hem de bunu İstanbul’da yaptı. Takımın bench’inden gelip takımı kriz anlarından çıkarmak için biçilmiş kaftan.

Zalgiris – Arturas Gudaitis

Zalgiris Kaunas, EuroLeague’de son yılların en “güzel” takımı. Hatta Bjelica’lı, Lampe’li, Causeur’lü Zan Tabak Laboral’inden beri boyundan büyük işleri bu kadar güzel oyunla yapan ilk takım.

Ancak güzel takım olmak aynı zamanda oyuncuların potansiyellerini aşmasıyla oluyor. Bazı pozisyonlarda da aşılan potansiyeller de yetersiz kalıyor. Zalgiris takımında benim tespit ettiğim zayıf halka Antas Vasiliauskas. Onun yükseltilmiş hali de başka bir Litvanyalı, Arturas Gudaitis. Gudaitis, sezon başında Rytas’tan çıktığı zaman izleyenlerinin sayısı az olsa da geçen kısa sürede NBA takımlarının bile ilgisini çekmeyi başladı.

Savunmada sağlam duran ayakları, ribaund meziyeti, pick&roll oyundaki doğal yeteneği Gudaitis’in en öne çıkan yönleri. Ancak oyun içindeki sertliği ve rakipleri bezdirecek kararlılığı da bu sene Milano’nun sonuncu olmamasına dair az sebepten biri.

Öyle ya da böyle, Valanciunas’tan beri kronolojik olarak Litvanya’dan çıkmış en iyi pivot Arturas Gudaitis. Onu son 10 yılın en başarılı Litvanya takımının elinde ve Kazlauskas’la beraber en iyi Litvanyalı koçun elinde görmek ayrı bir tat olabilirdi.

Real Madrid – Norris Cole

Real Madrid koskoca sezonu Sergio Llull olmadan geçti. Onsuz oynamayı artık biliyorlar. Ama ne olursa olsun play-off’larda Luka Doncic’e yardımcı olacak şöyle esaslı bir ikinci adam fena olmazdı.

Bu hususta, EuroLeague’in alttaki 8’lisinde Sergio Llull’e en benzeyen oyuncuyu aradım. Karşıma da Maccabi Tel Aviv’i play-off sınırına getirip son adımı atamayan Norris Cole çıktı. Onun skorerliği ve içinde yanan ateşle şekillendirdiği oyunu Real Madrid’e büyük derinlik katabilirdi.

Bunu açmak gerekirse, Real Madrid’de topun tek elit yönlendiricisi Luka Doncic. Doncic, Kızılyıldız ya da Ülker Arena deplasmanlarında olduğu gibi bazı geceler kahramanca oyunlar çıkartıyor. Ancak son iki aydır fiziksel olarak yaşadığı düşüş de ortada.

Hal böyle olunca Real Madrid’e yanındakilerden bağımsız olarak bir oyun yaratabilen bir kısa gerekiyor. Norris Cole’da kıtamızın üstündeki yetenekleriyle bu tanıma uyuyor.

Cole’u yanındaki tek yönlendirici DiBartolomeo’yken izledik ve çok keyif aldık. Bir de şampiyonluk için gözünü karartmış Doncic’le izlemek güzel bir deneyim olur.

Panathinaikos – Fernando San Emeterio

Bu sezon Panathinaikos da Zalgiris gibi yetenek  – başarı ekseninde beklenenin üzerine çıkan ekiplerden biri. Bunu da Nick Calathes’in liderliğine ve Xavi Pascual’in Calathes’e inanılmaz uygun şekilde dizayn ettiği oyun planına borçllar.

Ancak bu yetenek tavanı, play-off’larda Panathinaikos’un en büyük rakibi olacak. Onun için Panathinaikos’un eline eğer bu draft gibi bi şans geçseydi kesinlikle takıma saf yetenek eklemesi yapmalıydı. Peki nasıl bir yetenek?

Mümkünse oyunu kanatlardan kurabilen, şut tehdidi olan, düşük tempoya alışkın ve belli başlı bir şut tehdidine sahip olan. Burada akıllara fazla gelmeyecek bir isme yönelmemiz gerekiyor. Valencia’nın yaşlı kurdu: Fernando San Emeterio.

Artık 34 yaşında olan San Emeterio, hala EuroLeague seviyesinde bir oyuncu. Eskisi gibi bir takımı alıp kendi başına şampiyonluğa oynatamıyor ancak yetenekleri baki. 20 dakika ortalamayla oynadığı sezonda 10 sayı –  2.8 ribaund – 2.3 ortalamaları tutturdu.

KC Rivers, San Emeterio’nuın gelişine rağmen kanat rotasyonundaki bir numaralı parça olacak ancak play-off’larda Marcus Denmon’dan ziyade San Emeterio’nun oynaması daha mantıklı. San Emeterio’nun yaşı da 5 maçlık bir süreçte önemli olmayacaktır.

Olympiacos – Erick Green

Olympiacos, geçen sezon final oynadıktan sonra bu yaz takıma yaptığı eklemelerle heyecan verici bir takım olmuştu. Ancak Amerika’dan Pire’ye kalkan uçaklar takımın gücüne güç katmaktan uzaktı. Ayrıca gidenleri de özlettiler.

En çok özlenen oyuncu da geçen sezonun kritik anlarında kritik işler yapan Erick Green’di. Ne sezon başında gelen Brian Robets ne de sezonun sonlarına doğru ekibe katılan Bobby Brown onun boşluğunu dolduramadı.

Hal böyle olunca biz de herkesi evine gönderdik ve Erick Green’i Pire’ye geri yolladık. Skorunu kendi başına yaratma kabiliyetiyle EuroLeague seviyesinde özel bir oyuncu olan Erick Green, Olympiacos’a play-off yolunda yapılabilecek en iyi ekleme.

Erick Green’in Olympiacos’ta yaptıklarını geçen sene görmüştük. Valencia’yla sezona da çok iyi giriş yapmıştı. Yeteneğiyle bu draft’ta daha yüksekte olmayı hak ediyordu ancak Olympiacos adına net bir ekleme olacak.