İki Takım, Üç Oyuncu: Baskonia ve Fenerbahçe Paydasında Buluşanlar

14/Nis/18 11:11 Nisan 24, 2018

Mehmet Bahadır Akgün

14/Nis/18 11:11

Eurohoops.net

Baskonia ve Fenerbahçe birbirine çok benzemeyen iki kulüp aslında… Ancak onları da ortak bir paydada buluşturan isimler var! Eurohoops Fırın, iki formayı da terleten isimleri yazdı.

by M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net

Zevkler, renkler… Hangisini tartışabiliyoruz ki? Sizin belki fikriniz farklıdır ama bence yılın en güzel dönemi bahar ayları oluyor. Özellikle de basketbolda heyecanın arttığı, hatta zirveye çıktığı bu dönemde o heyecan katlanıyor. Bizlere de izleyecek bir şölen doğuyor.

Sonuçta yılın o güzel dönemi geldi çattı. Güzel Oyun artık daha güzel. Güzel Oyun artık daha heyecanlı. Güzel Oyun artık daha çekişmeli.

Turkish Airlines EuroLeague’de playofflara geri saydığımız bugünlerde her eşleşme ayrı bir heyecana gebe. Moskova’da oynanacak en az üç derbide Shved’in yapacakları, De Colo’nun yetenekleri; gelecek sezona bambaşka bir platformda devam etmeyi planlayan Panathinaikos ile EuroLeague tarihinin en çok şampiyonluğa sahip takımı Real Madrid‘in iki güzel başkent Atina ve Madrid’de kozlarını paylaşacak olması; koç Sarunas Jasikevicius’un yazdığı peri masalında yeni bir sayfa açmaya çalışacak olması, eski takım arkadaşı Vassilis Spanoulis’in ona karşı vereceği mücadele… Ve neticede de son şampiyon  Fenerbahçe‘nin üst üste dördüncü Final Four deneyimi için önce Ataşehir’de sonra da Bask topraklarında vereceği basketbol savaşı…

Her ne kadar o topraklar şimdilerde bize çok uzak gözükse de Baskonia formasını terleten Türk oyuncular oldu yakın geçmişte. Hatta şimdilerde Baskonia‘nın Arjantinli modası gibi o zaman bir anlamda Türk modası hakimdi Kuzey İspanya’da. Ender Arslan, Serkan Erdoğan ve Kaya Peker… Üçü de bir dönem Baskonia forması giydiler. Her ne kadar o dönem adı farklı olsa da…

Kaya Peker

Bu isimler arasında yalnızca Kaya Peker bir dönem sarı-lacivertli formayı da terletti. Ülkemizde farklı takımlarda forma giyen, son olarak da Türk Telekom’u ait olduğu yere, Basketbol Süper Ligi’ne taşıyan Kaya Peker, 2006-2007 sezonunda da Baskonia‘da oynadı.

2,08’lik boyu ve güçlü fiziğiyle önemli işler yapabileceğini hep gösteren Kaya Peker, o dönemki ismiyle Tau Ceramica formasıyla EuroLeague’de 22 maça çıktı. Bir önceki sezon Efes‘te yakaladığı istatistiklerin uzağında kaldı belki ancak ilk 5’te çıktığı 11 maç bir yana, o sezon Atina’daki Final Four’a katılan Baskonia‘nın kadrosunda yer alma onuruna erişti.

Belki Baskonia, yarı finalde Zeljko Obradovic‘in Panathinaikos‘una kaybedip Final Four’a erken havlu attı ancak Kaya, EuroLeague Final Four’u apoletini unvanlarına eklemiş ve Panathinaikos karşısında da 7 sayı ve 8 ribaund ile maçı tamamlamıştı.

Yıllarca iddialı kadrolarda kendisine yer bulan Kaya Peker, Erasmusvari bir Baskonia deneyimi hariç uzun süreli Efes Pilsen macerasının ardından 2010 yılında artık çok daha yukarıları isteyen, buna yönelik çalışmalar yapan Fenerbahçe ile anlaştı. Ülker’in sponsorluğuyla birlikte şahlanan sarı-lacivertliler, önemli Türk oyuncuların yanına Avrupa’nın önde gelen yıldızlarını eklemiş, sezon ortasında kadroya EuroLeague efsanesi Sarunas Jasikevicius katılmış ve Fenerbahçe‘nin hedefi büyük netlik kazanmıştı: Final Four!

Top 16’ya muhteşem giren sarı-lacivertliler için işler istendiği gibi gitmedi ve playoff dahi gelmedi o sezon.

Kaya Peker daha sonra iki sezon daha Fenerbahçe forması giydi ancak sarı-lacivertliler Top 16’nın ötesine geçmeyi başaramadı. Pota altındaki eski baskın oyun tarzını iyiden iyiye kaybeden Kaya Peker, Zeljko Obradovic‘in takımın başına geçtiği sezon olan 2013-2014’te takımdan ayrıldı.

Her şeye rağmen ilerleyen yaşına rağmen hep üst seviyede kalmayı başardı. O, iki formayı birden giyen üç isimden biri oldu.

Roko Ukic

Roko Ukic ise Baskonia -daha doğrusu o dönemki adıyla Tau Ceramica- kariyeri, Kaya Peker’den daha az bilinen bir isim belki de. Aslına bakılırsa Hırvat guardın EuroLeague kariyeri İber Yarımadası’nda başlamıştı.

2005-2006 sezonunda Avrupa basketbolunun en büyük sahnesine Baskonia formasıyla çıkan Ukic, 17 maçta forma giydi ve 22 yaşında bir oyuncu için hiç de yabana atılmayacak işler yaptı.

Neticede takımı o sezon Final Four’da yer alan yıldız oyuncu, kariyerinin ilk EuroLeague sezonundaki ilk Final Four tecrübesini üçüncü sırada ve 8.5 sayı, 2.5 asist ortalamalarıyla tamamlarken üçüncülük maçında da çok etkili bir rol oynadı.

Avrupa’da geçirdiği kısa sürede adını NBA’e duyuran Roko Ukic, 2008 yılında Yeni Dünya’nın yolunu tuttu. Orada geçirdiği 1,5 sezon istediği kadar parlak geçmeyince bildiği topraklara dönme kararı aldı. Avrupa’ya ve EuroLeague’e dönüşünü Fenerbahçe Ülker formasıyla yapan yıldız isim, sarı-lacivertli takımla EuroLeague’de çıktığı ilk maçta 20 sayı atarak dönüşünün de gidişi kadar muhteşem olduğunu gösterdi.

O sezon yalnızca tek maça çıkan Ukic, üç yıl oynadığı Fenerbahçe kariyerinde hep teması sevmemesi, temaslardan kaçınması nedeniyle eleştirildi belki ancak her şeye rağmen takımının en büyük skor güçlerinden biri oldu.

Özellikle 2010-11 sezonunda harika işler yapan Ukic, takımında çift haneli skor ortalaması yakalayan tek isim oldu. Dahası, 3.5 asist ortalamasıyla da yine takım lideriydi.

O da Kaya Peker gibi, Fenerbahçe formasıyla EuroLeague’de Top 16’nın sonrasını göremedi, sarı-lacivertlilerin altın çağlarını yakalayamadı.

Her şeye rağmen Unics Kazan karşısında en az 6 sayı farkla kazanılması gereken maçta son saniyelerde maçı uzatıp takımına istediği farkı getiren Ukic’in o isabeti asla unutulmayacak:

2012-13 sezonunda Ege’nin karşı kıyısına geçip Panathinaikos ile anlaştı. Ancak şans o ki orada da Zeljko Obradovic‘li dönem ve Panathinaikos‘un tüm Avrupa’ya hak ettiği günler artık geride kalmıştı…

Her şeye rağmen Roko Ukic, Avrupa basketbolunda bir dönem isminden çokça söz ettirdi.

Nemanja Bjelica

Gelelim bu üç ismin en özeline… Nemanja Bjelica… Roko Ukic ve Kaya Peker’in birer sezonla Zeljko Obradovic‘li altın dönemleri kaçırmasının aksine onun Fenerbahçe kariyeri efsanevi çalıştırıcıyla başladı.

Ancak gelin önce Nemanja Bjelica’nın kariyerinde daha önceki yıllara bir bakış atalım.

Ülkesi Sırbistan’da Kızılyıldız formasıyla adından söz ettiren genç Nemanja’yı 2010 yılında keşfin uzmanı Baskonia fark eder. (Hatta o dönem Bogdan Tanjevic’in çalıştırdığı Fenerbahçe ile de adı anılmıştı ancak bu birlikteliğin gerçekleşmesine henüz zaman vardı.)

Neticede o dönemki ismiyle Caja Laboral’de forma giymeye başlayan Nemanja, 22 yaşında kendini fark ettirmenin uzağında kalır. EuroLeague’de çıktığı 13 maçta ortalama 9 dakika oynayan Sırp forvet, 1.2 sayı ortalamasıyla kendisini izleyen “yetkili gözleri” pek de etkileyemez.

Ancak onun zirveye çıkışının ilk adımları ertesi sezon atılmaya başlandı. EuroLeague’de bu kez 10 maça çıkan Nemanja Bjelica, bu kez aldığı kısıtlı süreleri çok daha iyi kullanır ve dış şut tehdidinin ne kadar tehlikeli olabileceğinin sinyallerini verir.

Bir sonraki sezon ise artık Nemanja Bjelica’nın Bask yöresinde zirveye çıktığının ve bir sonraki adımı atmaya hazır olduğunun kanıtı niteliğinde geçer. Sezonu 9.9 sayı ve 4.8 ribaund ortalamalarıyla tamamlayan Nemanja Bjelica, kendisini daha da geliştirmek için daha fazlasına ihtiyaç duyuyordur.

Bunu yapmak için de Zeljko Obradovic‘ten daha iyi bir seçenek yoktur. Sıcak bir Temmuz günü sol yanında Linas Kleiza ve Luka Zoric ile Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’nda kendisinin de söylediği gibi:

“Zeljko Obradovic sizi aradığı zaman ona ‘Hayır’ demek için yalnızca deli olmanız lazım.”

Fenerbahçe Ülker formasıyla yalnızca iki sezon geçirse de sarı-lacivertli taraftarlar için onun yaptıkları çok daha uzun süreye yayılmış gibiydi.

İlk sezonunda Obradovic’in de ifadesiyle düzeni oturmamış bir takımda parlamaya çalışan Nemanja, ikinci sezonunda ise gerçek bir Obradovic takımının dümenine geçmeyi başardı.

4 numaradan kurduğu oyunlar, onun üzerinden oynanan setler ve uzundan uzuna paslaşmalarda gördüğü istasyon göreviyle Fenerbahçe’yi tarihinin ilk Final Four’una taşıyor; sarı-lacivertli taraftarların gönlünü fethediyordu.

Belki Final Four öncesi geçirdiği sakatlık, belki de buz gibi sinirlerine rağmen bu seviyedeki deneyimsizliği yüzünden Madrid’de bildiğimiz Nemanja’yı göremedik.

Onun EuroLeague’de yaptıkları takımını değilse de kendisini zirveye çıkardı: 2014-15 EuroLeague Normal Sezon MVP’si Nemanja Bjelica!

Belki EuroLeague şampiyonluğunu Fenerbahçe formasıyla hiç tadamadı ancak Bjelica, şampiyon takımın temellerini atan isimlerden biriydi. Evet, kadro belki neredeyse baştan aşağı değişmişti ancak dev bir organizasyonu başarıya alıştırmak için muhteşem bir adım attı Nemanja Bjelica ve arkadaşları.

Neticede kendisini NBA’e taşıyan da sarı-lacivertli forma oldu…

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!