By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
“Kaybetmek, kazananları kışkırtır, kaybedenleri ise bozguna uğratır.”
Bu sözün sahibi Robert Kiyosaki, normalde ünlü bir ekonomi yazarıdır ama Fenerbahçe Doğuş–Baskonia serisinin 3. maçından sonra benim aklıma gelen ilk söz bu olmuştu. -Kahretsin, seçmeli olarak ekonomi dersinin almanın faydaları da varmış-
Normalde bu yazıyı Fenerbahçe‘nin Final Four’a nasıl kaldığına dair taktiksel yazı olarak planlamıştım ama 3. maçta beklenmedik bir mental karşılıkla Fenerbahçe maçı kaybetti. Bu yüzden de yazının formatı tahmin edersiniz ki biraz değişti.
Mental sözünü özellikle vurguladım çünkü sorun Fenerbahçe’nin kaybetmesinde değil. Dünya üzerinde herkes kaybeder. Sürekli kazanabilen kimse yoktur. Etrafınıza bakın, tarihe bakın… Böyle birisini göremezsiniz.
Basketbolda da işler böyle yürüyor. Sürekli kazanabilen bir takım, oyuncu ya da koç yok. Bu yüzden Fenerbahçe’nin Baskonia gibi çok iyi bir takıma karşı deplasmanda kaybetmesi gayet normal. Sorun Fenerbahçe’nin kaybediş biçiminde… Play-off’ta daha önce onlardan görmediğimiz bir şekilde mental olarak kaybettiler ve buna bir cevap vermeleri gerekiyor.
Fakat buna girmeden önce biraz basketbol konuşalım istiyorum. Bu yüzden benimle gelin ve Fenerbahçe’nin neden kaybettiğine biraz oyun içinden bakalım.