by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Fenerbahçe Doğuş’un Amerikalı pivotu Jason Thompson, Turkish Airlines EuroLeague’in resmi internet sayfasındaki blogunda yeni bir yazı kaleme aldı.
Thompson, şunları yazdı:
“Muhtemelen bildiğiniz üzere EuroLeague playofflarını yarıladık. Başarılı bir normal sezon geçirdik ve ev sahibi avantajını alıp evimizdeki ilk iki playoff maçını kazanarak kendi kaderimizi kendimiz tayin etme hakkı kazandık. Hâlâ bitmemiş bir işimiz var. Final Four’a kalmak için bir galibiyete daha ihtiyacımız var ve deplasmanda kazanmanın ne kadar zor olduğunu biliyoruz. Ancak sahaya çıkıp her şeyi istediğimiz hâline döndürmenin bir yolunu bulmalıyız. Tekrar kazanmak için yapmamız gereken bazı hazırlıklar var. İç saha maçlarımızda atmosfer çok hareketliydi. Fener taraftarları ilk günden beri yanımızdalar ve playoff atmosferinin gerçekten dinamik bir atmosfer olduğunu biliyorlar. Rakip takım için orada oynayıp kazanmak gerçekten zordu. Normal sezon boyunca deplasmanda iyi bir galibiyet yüzdesi yakaladık ve şimdi de o başarılı performansımıza geri dönüş yapmamız, bir galibiyet daha alıp Final Four’a kalmamız gerekiyor.
Elbette Baskonia kendi sahasını korumaya çalışacaktır, üçüncü maçta da bizden alabileceklerini aldılar. Biz de en iyi basketbolumuzu oynamadık. O maçı tekrar izlemeli, neleri daha iyi yapabileceğimizi görmeli ve başarılı olduğumuz maçlara tekrar bakıp her şeyi tekrar düzene sokmalıyız. Onlara karşı bu sezon beş maç yaptık ve altıncı maçımıza çıkacağız. Tabii ki böyle değişiklikler yapmak falan gerçekten güç ancak onlar üçüncü maçta bizden alabileceklerini aldılar ve bizim de geri dönme zamanımız geldi.
İç saha maçlarımızda Bogdan Bogdanovic’i görmek güzeldi. İkimiz de Fenerbahçe ve Sacramento formaları giydik. Yani o açıdan güçlü bir bağ var. İlk kez konuştuk ve NBA’de geçirdiği harika çaylak sezonunun ardından ona iyi şanslar diledim. Sacramento’da uzun süre kaldığım için iki organizasyonda da ortak arkadaşlarımız var. Şehirde keyif aldığı yerler hakkında konuştuk. Benim orada hâlâ bir evim var. Dünya gerçekten çok küçük ve benim çok uzun süre bulunduğum bir organizasyonda oynuyor ve tanıdık oyuncuları biliyor olması inanılmaz.
Benim için her anlamda ilginç bir sezon oluyor. Rider University’den 2008 yılında Radyo/Televizyon İletişim bölümünden mezun oldum ve basketbol sonrası hayatımda hep böyle bir şey yapmak istedim. NBA’deyken farklı kurslara katıldım. Farklı atölyeler gerçekleştirdiğiniz yayın kursu vardı mesela Syracuse University’de. 3-4 gece kampüste kalıyordunuz ve basketbolun içinden gelen bazı kişiler size bir şeyler öğretiyordu. O dönemde Amar’e Stoudamire, Randy Foye, Nazr Mohammed ve şimdilerde televizyonda basketbol yayıncılığı yapan başka birileri vardı. O çalışmaları yapmak, o atölyelere katılmak, yaptığınız her şeyi siz diğer yayıncılara göstermek istersiniz diye kayda alıyor olmaları gerçekten yardımcı olabiliyordu size. Podcast, televizyon, radyo gibi alanlarda daha fazla çalışma yaparak bu alanda daha da iyi olabilirim!
NBA ve Avrupa arasındaki yayıncılıklara bakacak olursak benzerlik ve farklılıklar var. Ben sanki NBA’in basın mensuplarını daha iyi tanıyorum çünkü orada daha fazla kaldım. Buradakiler biraz daha özel sanki. Muhtemelen dil, çok farklı olduğu için öyle diyeceksiniz. Bazı takım arkadaşlarım bazı şeyleri çeviriyorlar bana. EuroLeague’in bazı yayıncılarıyla konuştum ve diğer takımların maçlarını izlediğim zaman da o yayıncıların yayınlarını görebiliyorum. Böylece farklı spikerler ile aralarındaki benzerlik ve farklılıkları görebiliyorum. Artık EuroLeague ailesinin bir parçasıyım ve televizyondaki farklı kişilikleri anlamam gerekiyor.
Biliyor musunuz bilmiyorum ama kardeşim Ryan da geçmişte EuroLeague’de oynamıştı. Şimdi de Almanya’da ratiopharm Ulm forması giyiyor! Birbirimizle sürekli konuşuyoruz. Aramızda iki yaş var ve aynı liseye, aynı koleje gittik. O yıllar içinde Almanya, Belçika, Sırbistan, İtalya, Türkiye gibi ülkelerde oynadı. Bu liste böyle devam eder! Birkaç yıl önce Kızılyıldız forması giydi ve bu seviyede oynamak konusunda kesinlikle çok fazla deneyimi var. Onunla çok fazla konuşuyorum. Fener ile anlaştığım zaman iki farklı ligde, Türkiye Ligi ve EuroLeague’de oynandığını bilmiyordum. Gelmek konusunda gerçekten kafam karışıktı ve Ryan bana farklı konular, maçları izlemek gibi hususlarda çok fazla fikir verdi.
Serideki dördüncü maça Perşembe akşamı çıkıyoruz ve bu maça final maçı gibi bakmalıyız. Daha önce de bu durumda bulunduk ve dediğim gibi kendimizi hazırlayıp son maçtaki hatalarımızdan ders almak ve iyi yaptığımız şeyleri görmek için maçı izlemeliyiz. Top kayıplarımızı sınırlamalı, ribaundları kontrol etmeliyiz. Umarım galibiyetle çıkarız.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!