by Yiğit Alp Kalkancı & M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net Fenerbahçe Beko, Zalgiris karşısında galip geldi ve tarihinde beşinci kez Turkish Airlines EuroLeague'de Final Four'a kalmayı başardı. Sarı-lacivertlilerin beş Final Four deneyimi de böylece üst üste gelmiş olacak. Zeljko Obradovic'in öğrencileri, Avrupa tarihinin en başarılı koçunun bizatihi kendisi dışında hiçbir tecrübeye sahip olmadan çıktılar bu yola. Önce 2015'te 2014'ün şampiyonu Maccabi'yi yenerek Final Four biletini alan Fenerbahçe, 2016'da da yine bir önceki sezonun şampiyonu Real Madrid'i yenip Berlin'de kendisine yer ayırttı. 2017 yılında ise sarı-lacivertliler şampiyon tamamlayacağı Final Four için Panathinaikos engelini, hem de saha avantajı olmadan aşmak zorundaydı. OAKA'dan hiç çıkamayan Fenerbahçe, OAKA'dan en az bir kez çıkmaya mecburdu... Obradovic ve öğrencileri iki kez çıktılar. Geçen sezon ise sarı-lacivertliler, rüzgarı arkasına alarak gelen Baskonia karşısında bir ilki yaşadı. İlk kez Obradovic döneminde bir playoff maçı kaybetti fakat yine de turu 3-1 ile atlamayı başardı. Ve bu sezon... Hikaye herkesin malumu. Sezonu lider tamamlayan ve birçok rekoru alt üst eden Fenerbahçe, Saras Jasikevicius'un Zalgiris'i karşısında zaman zaman zorlandı. Hatta ilk kez evinde maç bile kaybetti fakat yine ve yine turu geçen taraf olu. Gelin lafı fazla uzatmadan Fenerbahçe'nin son yıllarda fırtınalar estirdiği playoff eşleşmelerine birlikte bakalım... Fenerbahçe Ülker - Maccabi Tel Aviv: 3-0 Zeljko Obradovic yönetiminde yola çıkılan 2013-2014 sezonunun Final-Four'dan uzak bir şekilde TOP 16'da sonlanmasının ardından sezona Ricky Hickman, Andrew Goudelock, Bogdan Bogdanovic, Jan Vesely ve Semih Erden transferleri ile giriş yapan Fenerbahçe bu kez Final-Four hayalini gerçeğe dökmek istiyordu. Sezon ortasında UNICS Kazan'dan kadroya katılan oyun kurucu Nikos Zisis, sarı-laciverti takımın saha içi düzenine muazzam katkılar yapmış ve TOP 16 11 galibiyet ve 3 mağlubiyetle tamamlanmıştı. Rakip bir önceki yılın son şampiyonu Maccabi Tel Aviv'di! David Blatt'ın ayrılığının ardından çok büyük bir değişim içerisine girse de rakip ne de olsa son EuroLeague şampiyonuydu. Takım olarak tecrübesiz oyuncular bakımından tecrübesiz olan Fenerbahçe'nin eşleşmeler belli olduğunda iki avantajı vardı: Saha avantajı ve Zeljko Obradovic. Fenerbahçe, çeyrek finalin ilk maçında Ataşehir'de Sofoklis Shortsanitis ve Alex Tyus'a sahayı dar etti. Özellikle Baby Shaq'ı erken faul problemine sokan sarı lacivertliler Vesely'nin 11/14 saha içi isabeti ile oynadığı maçta rakibini 80-72 mağlup etti ve seride 1-0 öne geçmeyi başardı. İkinci maçta da Sofoklis Shortsanitis'in yalnızca 9 dakika sahada kalmasına izin veren Fenerbahçe için senaryo yine çok fazla değişmedi. Bu kez Maccabi'yi pota altında Semih Erden'le vuran sarı-lacivertliler Goudelock'ın katkılarıyla sahadan daha da farklı bir skorla ve 82-67'lik galibiyetle ayrıldı ve seriyi 2-0'a getirerek Final-Four'a dev bir adım attı. Serinin üçüncü maçı tam bir sinir harbi şeklinde geçecekti ve son saniyeleri Fenerbahçe tarihindeki yerini alacaktı. Uzatmalara giden maçın son topu bitime 9 saniye kala Maccabi Tel Aviv'deydi. Zeljko Obradovic, molada Kenan Sipahi'ye "Pargo'nun seni geçmesi halinde..." dedi ama Kenan, koçunun cümleyi bitirmesini dahi beklemeden "Geçemeyecek" yanıtını verdi. Kenan'ın dediği gibi oldu, Pargo atışını kaçırdı ve Fenerbahçe 74-75 kazanarak tarihinde ilk kez Final-Four'a uzandı. Fenerbahçe - Real Madrid: 3-0 Ve ertesi sene... Real Madrid, 2015'te kendi evinde düzenlenen Final Four'da da o sezonun genelinde de tüm Avrupa'da tozu dumana katmış ve rakiplerini adeta ezerek şampiyon olmayı başarmıştı. Fenerbahçe için ise dördüncü sırada tamamlanan Final Four, güzel bir deneyim olmanın ötesine geçememişti. Ertesi sezona başlandığında takımın kadrosunda köklü değişiklikler yapıldı. Etrafında şekillenilen adam, EuroLeague MVP'si Nemanja Bjelica'nın büyük bir NBA hayali vardı ve o hayali gerçekleştirmek üzere okyanusu aşmak kendisi için şart olmuştu. Önceki sezon takımın skor yükünü çeken Andrew Goudelock da kırılma anlarında kırılmıştı ve şampiyon olmak isteyen sert bir takımda ona yer vermedi Zeljko Obradovic. Neticede kadroda yaşanan büyük değişimlerin ardından takıma NBA'de umduğunu bulamayan Gigi Datome ve Ekpe Udoh gibi isimlerin yanı sıra yine NBA'den gelen, iki de EuroLeague şampiyonluğu bulunan Pero Antic katılmıştı. Dahası artık guard pozisyonunda kariyeri boyunca karakteri ve yeteneğiyle ön plana çıkan Bobby Dixon vardı. Kostas Sloukas ise Olympiakos'ta geçirdiği uzun zamanın ardından yeni bir mücadeleye, yeni bir ispata yelken açmak üzere Ege'nin karşı kıyısına, ülkemize gelmişti. Tabii geldiği gün kendisine verilen bonservis nedeniyle, daha sonra da bekleneni uzun süre veremediği gerekçesiyle eleştirilen ancak sonra büyük anların büyük oyuncusu olduğunu defalarca kanıtlayan Nikola Kalinic'i de unutmamak gerek. Fenerbahçe, kadrosu değişse de elindeki isimlerle artık "oraları oynamayı biliyordu" ve bu kez şampiyonluk hedefliyordu. Şampiyon olmak için sezona Final Four'da başlayamıyorsunuz bittabi. Başarılı geçen normal sezon, Nisan ayında yerini bir kez daha playoffa bıraktı ve karşıda önceki sezonun şampiyonu, Avrupa'da yalnızca basketbolun değil sporun en büyük ekollerinden Real Madrid vardı ve başka bir deyişle eğer "oraları oynamayı bilmek"ten söz edeceksek bunu onlardan iyi yapan bir takım bulmak zor. Belki takım yok ancak Zeljko Obradovic faktörünün de Avrupa'da ağır basmadığı bir rakip yok... Neticede koşmayı seven Real Madrid takımına karşı önceki sezona oranla yetenek tavanı daha düşük ancak mücadele gücü yüksek bir Fenerbahçe vardı. Bir de Avrupa tarihinin en başarılı, sürpriz yapmayı belki de en çok seven koçu... Takımını koşturmayı seven Pablo Laso'nun Real Madrid'ine İstanbul'da bir an olsun göz açtırmadı Fenerbahçe. En acayibi de sezon boyunca bir dakika olsun birlikte oynamayan "kısa beş"in o maçta yaptıklarıydı. Seri boyunca Ekpe Udoh, Gustavo Ayon'a kariyerinin belki de en zor anlarını yaşatacaktı ancak Nikola Kalinic de eksik kalmadı Ayon karşısında. Çabukluğunu harika kullanan Sırp forvet, 5 numarada geçirdiği dakikalarda elini kolunu bağladı Real Madrid'in. İkinci maç geldiğinde Pablo Laso kısa beşe hazırdı bu kez. Ancak Zeljko Obradovic o sürprizi zaten yapmıştı ve o gün ikinci bir sürprize hazırdı. Fenerbahçe, Real Madrid'i bir kez daha vurdu. Fakat ne vurmak... Avrupa'nın devi, Ataşehir'de tek bir Final Four deneyimi bulunan Fenerbahçe'den, hem de bir playoff maçında tam 100 sayı yedi. (Nikola Kalinic'in hızlı hücumlarda yaptığı şov unutulmayacak...) Velhasıl kelam Fenerbahçe, Madrid'e seriye noktayı koymak için gitti. Nitekim koydu da. O sezon belki Berlin'de çok buruk sonuçlanacaktı ancak Fenerbahçe artık buraların gediklisi olmayı yavaş yavaş öğrendiğini gösteriyordu... UNUTMADAN! Fenerbahçe o seriyi takımın o sezonki belki de en önemli yıldızı Jan Vesely olmadan oynadı. Sarı-lacivertliler o seriyi o kadar iyi oynadı ki Jan Vesely'nin olmadığı birçoklarının aklına bile gelmedi! Panathiniakos - Fenerbahçe: 0-3 Mayıs 2016'da Berlin'de kaybedilen final Fenerbahçe camiasında kalpleri kırmış, 2016-2017 sezonuna da büyük bir arzu ve hırsla başlanmıştı. Sarı-lacivertliler Ekim ayında sezon başladığında 2017 Mayıs'ındaki Final Four'a hazır olduklarını düşünüyorlardı belki de... Ancak Fenerbahçe için sezon çok da parlak başlamadı. Neticede sarı-lacivertli takım o sezon başlanan ve her takımın birbiriyle karşılaştığı bu yeni formatta sezonu 16 takım arasında beşinci sırada tamamladı ve saha avantajının bir sıra gerisinde kaldı. O gerisinde kaldığı takım ise Zeljko Obradovic'in her yıl başka bir efsane yazdığı Panathinaikos'tu. Başka bir deyişle Fenerbahçe'nin Nisan ayında en az üç kez karşılaşacağı ve "çıkılmaz" denilen OAKA'da karşısında en az bir kez kazanması gereken takım. Sezonun o aşamasına kadar sakatlık sorunlarıyla boğuşarak gelen Fenerbahçe'de sezon başındaki o dev beklentiler bir o kadar büyük bir karamsarlığa bıraktı yerini. Zira bu takım OAKA'dan hiç çıkamamıştı, şimdi nasıl kazanılacaktı orada? Hem de Panathinaikos, bu kadar uzun zamandır Final Four'a susamışken... Neticede Nisan ayında bir mucize oldu ve Zeljko Obradovic'in öğrencileri playoffa sağlıklı başladı. OAKA'da Panathinaikos tarafı Fenerbahçe'yi yeneceğine emin olsa da hesaba katmadıkları bir değil iki faktör vardı: Ekpe Udoh ve OAKA Fatihi Bogdan Bogdanovic. Neticede bu ikili OAKA'nın altını üstüne getirip Fenerbahçe'nin daha önce bir kez bile kazanamadığı Atina'da iki maç birden çaldılar. Ardından Ataşehir'e dönen Fenerbahçe'nin İstanbul'da oynanabilecek iki maçın birini kazanması yeterliydi. Ve artık Sarı Tribün'ün önünde işleri daha kolaydı... Sonuç mu? Sonucu hepimiz biliyoruz: 2017 EuroLeague şampiyonu Fenerbahçe! Fenerbahçe Doğuş - Baskonia: 3-1 Fenerbahçe Doğuş, bir kez daha harika bir hikaye yazdı... Sarı-lacivertliler sezona başladığında önceki yılın şampiyonluk kahramanları Bogdan Bogdanovic ve Final Four MVP'si Ekpe Udoh'u NBA'e kaybetmişti, "Yaşanılan şampiyonluk da acaba doymuşluk hissi yaratır mı?" soruları gündeme gelmişti. Ancak unutulan şey belli: Zeljko Obradovic'in bitmek tükenmek bilmeyen iştahı. Fenerbahçe Doğuş, ikinci sırada tamamladığı normal sezonu, yedinci sırada bitiren Baskonia ile playoffta eşleşti. Sarı-lacivertli takım bu eşleşmede ilk maça öyle bir başladı ki izleyenler playofflarda bu takımın ne kadar başkalaşabildiğini bir kez daha hatırladı. Her ne kadar o maçın ikinci yarısında Baskonia geri dönüş için çok çabalamış ve hatta tarihi bir farkla bitmesi beklenebilecek bir maç düşük sayıda bir farkla sonuçlanmış olsa da neticede Fenerbahçe Doğuş galibiyeti aldı. Hatta öyle ki böylesi bir galibiyet belki de bir skor patlamasından çok daha evla görülebilirdi. İkinci maçta Baskonia daha farklı bir oyun tarzına bürünmüş ve daha özgüvenli oynayan Bask ekibi Fenerbahçe'nin savunmadaki bütün zaaflarına hücum etmeye başlamıştı. Ancak Fenerbahçe burada da kalitesini ortaya koydu ve Baskonia ne yapıyorsa bir fazlasını yapıp maçı kazanmayı başardı. Bu galibiyetin anlamı sanılandan biraz daha fazlaydı: Tarihte hiçbir takımın 2-0'dan dönmeyi başaramadığı EuroLeague eşleşmesinde Fenerbahçe artık çok avantajlıydı ve dahası sarı-lacivertliler bu dev organizasyonun tarihindeki playoff galibiyet serisini 11 maça çıkarmışlardı... Rekor... Üçüncü maç Fenerbahçe için istendiği gibi geçmedi. Aslında geçmesi de çok kolay değildi. EuroLeague'in en zor deplasmanlarından birinde kendini ispat etmek isteyen yetenekli bir takıma karşı oynamak kolay değil çünkü. Yine de sarı-lacivertliler son nefeste galibiyeti almak için çok çabaladılar, olmadı... Yalnızca bir galibiyet ve iki güne ihtiyaçları vardı Final Four bileti için. Obradovic, Marko Guduric ve Nikola Kalinic'in memleketinde düzenlenecek Final Four için sarı-lacivertli takım dün gece (26 Nisan Perşembe) bir kez daha Baskonia'ya konuk oldu. Bu maç ikinci ve üçüncü maçlara benzemiyordu ancak birinci maç gibiydi tıpkı. Evet Fenerbahçe iyi oynadı, evet Fenerbahçe yeteneğiyle üstün kurdu ama sanki başka bir şey daha vardı: Büyüklük ve tecrübe... Fenerbahçe oynadığı oyunla Baskonia'yı henüz maçın başında ikna etti sanki bu maçın kazanılamayacağına. Enerjisini öyle ideal kullandı ki sarı-lacivertliler ilk çeyrekte beş dakika geride kaldığında Fenerbahçe'nin artık kaybetmeyeceğini bilmeyen kalmamıştı... Fenerbahçe Beko - Zalgiris: 3-1 Gelelim bu seneye... Fenerbahçe Beko, daha önceki playoff maceraları boyunca hep güçlü takımları karşısında buldu. İki defa son şampiyon ile oynadı, hiç kazanamadığı OAKA'dan seri çevirdi ve formda gelen bir Baskonia'ya rakip oldu. Fakat bu serilerin hiçbiri Zalgiris Kaunas kadar zor değildi. Sarunas Jasikevicius ile Zeljko Obradovic'in 2. büyük randevusu, Avrupa basketbolunun klasikleri arasına girecek bir seri oldu. İlk maçta Fenerbahçe Beko, Ülker Arena'da Zalgiris'i adeta döve döve yendi. Mükemmel bir savunma yapan sarı-lacivertliler, rakibini 43 sayıda tuttu ve sahadan 76-43 ile galip ayrılarak seride öne geçti. Fenerbahçe'nin sertliğine 2. maçta karşılık veren Zalgiris, 3. çeyrek sonunda 15 sayı öndeydi. Obradovic ve takımı, son çeyrekte büyük bir geri dönüş yapsa da Ulanovas'ın basketine engel olamadı ve sahadan 80-82 yenik ayrıldı. Obradovic döneminde ilk kez evindeki bir playoff maçını kaybeden Fenerbahçe, belki de ilk kez bir playoff serisinde kendini bu kadar tehlikeli durumda buldu. Sonuçta Zalgiris evindeki 2 maçı da kazansa Final Four'a gidebilirdi. Fakat 3. maç ile direksiyona yine sarı-lacivertliler geçti. Büyük bir sinir harbi şeklinde geçen maçta Fenerbahçe, rakibini bu kez 57 sayıda tuttu ve sahadan galibiyetle ayrılarak 2-1 öne geçti. Kaunas'taki son maçta da eline gelen fırsatı kullanan Fenerbahçe, harika hücum performansıyla sahadan galibiyetle ayrıldı ve Final Four biletini kaptı. Neticede 2015'te başlayan macera 2019'da devam ediyor. Fenerbahçe bir kez daha Final Four'da. Beş yıl oldu ve efsane takım saymaya devam ediyor... Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!