By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
2000’lerin başında Avrupa basketbolu bugünden daha da büyük bir krizdeydi.
FIBA ile ULEB’in ayrılması sonrası yaşanan savaş, takımları ikiye böldü ve Avrupa’nın büyük takımları farklı kupalarda mücadele eti. Fakat bu büyük kaos sadece bir sezon sürdü. Takımlar 2001-2002 sezonunda ULEB çatısında tekrardan buluştu ve modern EuroLeague en güçlü haline kavuştu.
Geçen bir yıldan sonra EuroLeague, playoff sisteminden vazgeçerek tekrar Final Four sistemine dönerken 2002’nin Mayıs ayında Bologna’da o sezon Avrupa’nın en büyük dört takımı karşı karşıya geldi.
Ama ne dört takım! Bir sezon önce Messina önderliğinde şampiyonluğa ulaşan Kinder Bologna, SuproLeague’i kazanarak Euroleague’e geri dönen Maccabi Tel Aviv, Obradovic ile birlikte Avrupa’nın zirvesine çıkmaya başlayan Panathinaikos ve şimdilerde Houston Rockets‘ın koçluğunu yapan, basketbol sistemiyle NBA’de yeni dönemin başlangıcı gösterilen Mike D’Antoni’nin çalıştırdığı Benetton, tek bir hedef için toplandı: EuroLeague şampiyonluğu!
İlk yarı final maçında iki İtalyan takımı karşı karşıya geldi. Yıldızlar topluluğu Bologna, Benetton’ın iki yıldızı Bostjan Nachbar ve Tyus Edney’i durdurmakta zorlansa da son çeyrekte hücumda gösterdiği performansla 90-82‘lik sonuçla finale yürüdü.
İkinci yarı final maçı ise tam bir rövanş anlamına geliyordu. Bir yıl önce SuproLeague’de finalde karşı karşıya gelen Maccabi Tel Aviv ile Panathinaikos, bu sefer yarı finalde birbirlerinin rakipleri oldu. SuproLeague finalinde kaybeden Panathinaikos, intikamını alırken,Dejan Bodiroga’nın tarihe geçen performansıyla sahadan 83-75 galip ayrıldı.
Finalde Avrupa tarihinin en büyük iki koçu, Ettore Messina ile Zeljko Obradovic birbirlerine rakip oldu.
Manu Ginobili, Antonio Granger, David Andersen, Matjaz Smodis, Rashard Griffith ve Marko Jarisc gibi yıldızlarıyla hala birçok kişiye göre Avrupa tarihinin gelmiş geçmiş en güçlü kadrosu olan Bologna, ev sahibi olması sebebiyle final öncesi açık ara favori olan taraftı. Çünkü daha EuroLeague tarihinde kendi evinde düzenlenen şampiyonayı kaybeden takım yoktu.
Ancak Zeljko Obradovic, her zaman olduğu gibi daha önce yapılmayanı yaptı.
Ginobili’nin harika oyunuyla Bologna, ilk yarıda farkı 13 sayıya kadar çıkardı ama ikinci yarıda Bodiroga’nın ters eşleşme avantajını çok iyi kullanan Obradovic, savunmayı da değiştirerek ikinci yarıda Bologna’yı 35 sayıda tutarak şampiyonluğa yürüdü.
Maçın yıldızı Dejan Bodiroga olurken İbrahim Kutluay ise 22 sayılık performansıyla hem takımının en skoreri oldu hem de bu kupayı kazanan ilk Türk oyuncu oldu.
Bu sonuçla Zeljko Obradovic, kariyerinde beşinci EuroLeague şampiyonluğuna ulaşırken, en büyük rakibi Ettore Messina ise 2 şampiyonlukta kaldı.
İşte o efsane maçın tamamı!
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!