By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Final Four sistemi, asla ve asla playoff’lar kadar adaletli bir sistem değil.
Avrupa’nın en iyi 4 takımı, bütün sezonun emeğini 80 dakikaya sığdırarak, şampiyon olmaya çalışıyorlar ve bu mücadele her zaman en güçlü ya da en iyi basketbolu oynayan takımın, mutlu sonuyla bitmiyor.
Fakat bu sistem aynı zamanda herkesi başka bir heyecana taşıyor. Yarı finalde sadece 80 dakika izleyeceğiz ve finalin ismi belli olacak. Herkes kendine güveniyor ama kimse maç içerisinde neler olacağını bilmiyor!
Bu yüzdende yeni bir Final Four hikayesi için çıldırıyoruz. Bütün sezon o bilinmezlerle dolu dakikaları arıyoruz.
3 gün sonra ise Final Four’un ikinci maçında böyle anları yaşayacağız. Avrupa’nın iki dev takımı karşı karşıya gelecek ve bize unutulmaz bir hikaye sunacak. Peki bugünden o güne hangi soruların cevabına bakacağız? Bizi neler heyecanlandırıyor?
Gelin ve görün!
Rüzgar Aynı Yönde Esmeye Devam Edecek Mi?
CSKA Moskova ile Real Madrid, EuroLeague tarihinin en başarılı iki takımı. Madrid’in tam 9 şampiyonluğu bulurken Moskova’nın ise tam 7 şampiyonluğu bulunuyor. Üstelik bugüne kadar oynanan finallerin 30’nda bu takımlar yer aldı.
Anlayacağınız, finalde bu iki takımdan en az birini görmeye çok alışığız fakat bu sefer yarı finalde karşı karşıya gelecekler ve son yıllarda iki takımın da rüzgarları farklı şekilde esiyor.
Messina sonrası dönemde, 2010’dan bu yana CSKA, sadece bir kere Final Four’u kaçırırken tam 7 kere Final Four oynadı. EuroLeague’in geneline baktığımız zaman bu büyük bir başarı ancak iş final oynamaya gelince o kadar da başarılı değiller. Oynadıkları son 7 Final Four’da CSKA Moskova, sadece iki kere finale kalabildi. Diğer beşinde ise şampiyonluk iddiasıyla gelmesine rağmen yarı finalde kaybetti. Son beş Final Four’da ise final oynamayı başardıkları sadece 1 tane Final Four vardı.
Bu yüzden de son dönemde biz onların korkutucu bir şekilde Final Four’a gelip yarı finalde elenmesine alışığız.
Rodriguez-Llull-Fernandez üçlüsünü oluşturarak son yıllarda Final Four’u domine eden Real Madrid ise CSKA Moskova’ya göre daha başarılı ama onlarda pek çok kez hayal kırıklığı yaşadılar.
2010’dan beri beş kere Final Four oynayan İspanyol devi, bunlardan üçünde finale kalmayı başardı. Fakat favori olduğu üç finalde sadece bir kere başarılı olabildi. Diğerlerinde ise hayal kırıklığıyla sahadan ayrıldı.
Bu yüzden Cuma günü oynanacak olan yarı final ve devamında oynanacak finalin sonuçları iki takım içinde çok belirleyici olacak. Ya rüzgar aynı şekilde devam edecek ya da bu iki dev takımdan birisi için kırılma olacak.
Luka Doncic’in Final Four Performansı Ne Olacak?
EuroLeague’de iki sezondur ağzımızı açık bir şekilde bu genç delikanlının performansını izliyoruz.
Doncic, 17 yaşından itibaren daha önce kimsenin aklına bile getiremediği performansla sergiledi. Üstelik yaptıkları her geçen gün çılgınlaşmaya devam ediyor. Geçen sene bile yaptıkları herkesi şaşırtmak için yeterliyken bu sezon daha da canavarlaştı ve Llull’un olmadığı hatta pek çok yıldızın sakatlıklarla mücadele ettiği sezonda Madrid’i Final Four’a getirmeyi başardı.
Buraya kadar her şey çok güzel gitti ama Belgrad’da Doncic’in cevap vermesi gereken şeyler olacak. Üstelik bu cevaplar da onun kariyerinin devamı için çok belirleyici olacak.
Geçtiğimiz sezon İstanbul’da Luka Doncic kendi standartlarına göre felaket bir turnuva oynadı. Kendi standartlarında diyorum çünkü 18 yaşında bir başka genç yetenek böylesine bir performans sergilese çok umursamazdık.
Fakat Doncic, klasik bir genç yetenek değil ve İstanbul’daki performansı onun için hep eksi oldu. İstanbul’da ortalama 19 dakika sahada kalan Doncic, 0-9 saha içi isabetle oynarken 5 asistinin yanında tam 6 top kaybı yaptı.
İlk Final Four’u olduğu için çok üzerinde durulmadı ama bu sene Belgrad’da da kötü performans sergilerse kafalarda onun hakkında olumsuz düşünceler geçmeye başlayacak. Üstelik bu Final Four’da göstereceği performans, onun drafttaki kaderine de etkileyebilir.
Bildiğiniz gibi genç yetenek, draftın 1 numarası için önemli bir aday ve Final Four’da pek çok gözlemcinin gözü kulağı onda olacak. Eğer iyi performans sergilerse draftta 1. sıradan seçilme ihtimali artabilir fakat aksi durumda da işler onun için değişebilir.
Bu yüzden Final Four’da onun göstereceği performans, en önemli hikayelerden biri olacak.