By Giorgos Orfanakis / info@eurohoops.net
EuroLeague, Avrupa’nın zirvesine oynayan takımları bünyesinde barındırıyor. Basketbolseverler, yıllardır bu ligde büyük hikayeler ve takımlar izledi ama her şeyi harika yapan her zaman büyük oyunculardı. Bir şampiyonluğu hatırlarken bile aklınıza gelen o büyük yetenekler.
Bireysel yetenekleriyle takımlarını şampiyonluğa taşıyan ancak her şeyden önce izleyenlere bir iz bırakan, hayranların her zaman hatırlayacağı isimlerden bahsediyorum.
Bu oyunculara hak ettiği değeri vermek isteyen Eurohoops Fırın, 21. yüzyılda gördüklerimizi hesaba katarak size Şöhretler Müzesi için ilk 11 adayı sunuyor.
Not: Şöhretler Müzesine girebilmek için yıldızların basketbola veda etmeleri gerektiği kuralını hatırlatıyoruz. Bu yüzden Kyle Hines ve Milos Teodosic gibi oyuncular listede yok. Fakat onlar da bir gün bu listeye girecekler.
J.R. Holden
Takım: AEK, CSKA Moskova
Maç sayısı: 209 maç
İstatistik: 11.4 sayı, 2.9 asist, 2.4 ribaund
EuroLeague kupaları: İki kere (2006, 2008)
JR Holden, EuroLeague’deki 10 yılın en karakteristik figürlerinden biriydi. Amerikalı combo guard, 2001-2002 sezonun ilk çıkışını AEK ile yaptı fakat kariyerinin en büyük bölümünü CSKA‘da geçirdi. (2002-2011)
9 yılda tam 8 kere Final Four’a kaldı ve iki kere de şampiyon olmayı başardı. 16 Final Four maçıyla tüm zamanlarda 3. sırada yer alıyor ama 560 dakika oyunda kalarak sahada en fazla süre geçiren oyuncu olmayı başardı.
O, mükemmel yetenekleri ve karakteriyle herkes tarafından hatırlanan bir oyuncu!
Matjaz Smodis
Takım: Virtus Bologna, Fortitudo Bologna, CSKA Moskova
Maç sayısı: 170 maç
İstatistik: 10.7 sayı, 4.0 ribaund
EuroLeague kupaları: 3 kere (2001, 2006, 2008)
Ettore Messina’nın Avrupa kariyerinde en çok güendiği isimlerden biri olan Matjas Smodis, herkes tarafından EuroLeague tarihinin en iyi uzun forvetlerinden biri olarak kabul edildi.
Çünkü 3 kere EuroLeague şampiyonu olurken hepsinde de büyük roller oynadı.
Şut yeteneği ve oyun bilgisiyle her zaman aranan bir isim olan Smodis, Euroleague’in en iyi kadrolarında mücadele etti. Kariyerine Virtus Bologna’da (2000-2003) başladıktan sonra önce Fortitudo Bologna (2003-2005) ve en sonda CSKA Moskova (2005-2011) forması giydi.
Bütün bu kariyeri boyunca da 7 kere Final Four’da yer aldı ve 14 maçta 9 galibiyet alarak kazanmayı bilen bir oyuncu olduğunu herkese gösterdi.
Nikola Vujcic
Takım: Asvel Villeurbanne, Maccabi Tel Aviv, Olympiakos, Anadolu Efes
Maç sayısı: 192 maç
İstatistik: 12.7 sayı, 5.4 ribaund, 2.7 asist
EuroLeague kupaları: İki kere (2004, 2005)
Maccabi‘nin altın kadrosu, çok özeldi ama onların özel olmasını sağlayan en önemli parçalardan biri Nikola Vujcic’di.
Bir uzundu ama çoğu guarddan daha iyi bir şekilde oyunu okuyabiliyor ve harika pas yeteneğiyle oyunu değiştirebiliyordu. Bunun sonucu olarak da EuroLeague tarihinde ilk triple-double’ı yapan oyuncu oldu. Üstelik bunu iki kere başardı.
Maccabi’yle üst üstte iki kere şampiyonluğu kazanan Vujcic, toplamda altı kez Final Four’da yer aldı. 2003-2005 yılları arasında 3 kere yılın takımına seçilen Vujcic, ayrıca 2001-2010 arasındaki All-Decade takımına seçildi.
O, kesinlikle inanılmaz bir oyuncuydu.
Dejan Bodiroga
Takım: Panathinaikos, Barcelona, Lottomatica Roma
Maç sayısı: 100 maç
İstatistik: 16.1 sayı, 4.5 ribaund, 2 asist
EuroLeague kupaları: 3 kere (2002, 2003, (2000))
Panathinaikos tarihinde az sayıda oyuncu Dejan Bodiroga kadar sevildi. Daha da ötesi spor tarihinde az sayıda oyuncu, onun kadar yetenek ve liderlik becerilerini birleştirdi.
2000’lerin başında nerede bir kazanan varsa Bodiroga oradaydı. Önce 2000’de Panathinaikos’u şampiyon yaptı, daha sonra da 2002’de bu sefer herkes imkansız derken yine Panathinaikos’u yaptı. 2003’te ise bu sefer Barcelona’yla şampiyon oldu. Hem 2002 hem de 2003’te Final Four’un MVP’si ödülü ona gitti.
O bugün kralı ve kazanmanın yoluydu. Kimse onun gibi olamadı, olamaz da!
Ramunas Siskauskas
Takım: Benetton, Panathinaikos, CSKA Moskova
Maç sayısı: 143 maç
İstatistik: 11.6 sayı, 3 ribaund, 1.6 asist
EuroLeague kupaları: İki kere (2007, 2008)
Ramunas Siskauskas, EuroLeague Efsanesi ödülüne layık görüldü ve bu kesinlikle tesadüf değil.
EuroLeague kariyerinde oynadığı her takım mükemmeldi. (Benetton, Panathinaikos ve CSKA Moskova) Kazanmak için başkalarının bir ömür boyu denedği EuroLeague kupasını o iki kere kaldırdı.
Ve bunu sadece 143 maçta yaptı. 5 kere Final Four oynadı. 2007’de harika oynayarak Panathinaikos’u şampiyon yaptı. MVP ödülü onun hakkıydı ama verilmedi. O yaz onu CSKA Moskova çaldı ve o bu sefer de CSKA’yla şampiyonluğa yürüdü. Hak ettiği MVP’i ödülünü ise orada kazandı.
Daha sonrasında şanssız bir şekilde iki kere final kaybetti. Özellikle 2012’de onun faul atışları yüzünden kaçan şampiyonluk hala akıllarda ama insanlar “Siska”yı büyük bir saygıyla hatırlıyor.
Çünkü o kazanmanın yanında bunu beyfendi şekilde yapmayı bilen bir oyuncuydu.