By Eurohoops team / info@eurohoops.net
Avrupa basketbolunun zirvesinde yer alan ekipler, her zaman değişir. Bir dönemi İtalyanlar domine etti, bir başka dönem İspanyollar en tepedeydi. Bir ara Yunanistan vardı, zaman zaman da Maccabi geldi.
Biz ise hep hayal ettik, bir gün en büyük kupayı almak için fakat gelinen noktada artık hayallerimizin de ötesine geçmiş durumdayız. Avrupa basketbolunu bir Türk takımı domine ediyor, artık Avrupa basketbolunun zirvesinde Fenerbahçe var!
Bu yol her zaman bu kadar güzel değildi. Çok hayal kırıklıkları yaşandı, çok acılar çekildi. Hatırlayın, o sezon başında Final Four’a kalacak denilen kadroların sezon sonunda geldiği halleri. Hala hafızalarınızın bir yerinde vardır o kötü günler. Fakat değişti artık o günler…
Zeljko Obradovic ile birlikte Fenerbahçe adım adım en yukarıya çıktı. Bu süreçte çok düştü ama hepsinde ayağa kalkmayı başardı. Aynı her büyük takımın yaptığı gibi!
2013’te başladı bu yolculuk. Obradovic‘in gelişi herkeste bir heyecan uyandırmıştı ama heyecan yerini hayal kırıklığına aldı. Fenerbahçe sanki kaderini kıramayacakmış bir şekilde Top-16’da elendi. 2014 de böyle başladı.
Birçokları Fenerbahçe‘nin transferlerini beğenmiyordu ve meşhur Panathinaikos maçı sonrası birçokları bu sezon da olmayacak diyordu. Fakat oldu. Obradovic ve takımı ayağa kalktı ve takımı Madrid’e götürdü. Efes‘in başarısında yıllar sonra bir Türk takımı Final Four’daydı. Yarı finalde rakip Madrid’di. Şampiyonluğun en büyük adayı onlardı ama Türkiye’de herkes Fenerbahçe’ye güveniyordu. Fakat olmadı, tecrübesizlik temsilcimizi final dışına itti.
Fenerbahçe pes etmedi. Bir sonraki sezon daha da güçlü bir şekilde döndü. Harika basketbol oynayan takım Top-16’ya kadar elini kolunu sallayarak geldi. Fakat şanssızlıklar Fenerbahçe’nin peşini bırakmıyordu. Tam playoff öncesi Vesely sakatlandı ve Fenerbahçe sadece 2 uzunla kaldı. Yine de Obradovic sihrini konuşturmaya devam etti. Fenerbahçe, son şampiyon Madrid’i eleyerek bir kez daha Final Four’a kaldı. Üstelik bu sefer yarı finalde Baskonia‘yı geçmeyi başarmıştı.
Finalde ise kimsenin beklemediği bir ilk üç çeyrek oynandı. Sezon boyunca Fenerbahçe’nin oynadığı basketboldan iz yoktu ve son çeyreğe CSKA, 20 sayı önde giriyordu. Fakat Fenerbahçe bir kez daha pes etmedi. Yetenekten daha çok bir takım olduğunu herkese gösterdi ve inanılmaz bir geri dönüş yaptı. Bitime saniyeler kala da öne geçti. Ancak sonrası hala en kötü kabuslarımızda yer alıyor. Alınamayan bir ribaund ve şampiyonluğun CSKA‘ya kayışı!
Fenerbahçe, üst üstte darbeler yedi ama asla ve asla pes etmedi.
2016-2017 sezonunun başlangıcında herkesin fikri, İstanbul’da yapılacak olan Fiinal Four’da Fenerbahçe‘nin şampiyonluğuydu. Fakat sakatlıklar sezonu beklenmedik bir noktaya götürdü. Normal sezonda sadece 6 maçta birlikte oynayabilen Fenerbahçe kadrosu, sezonu 5. sırada bitirerek karşısında ev sahibi avantajı olmayan Panathinaikos‘u buldu.
Fenerbahçe daha önce tarihinde hiç OAKA’da kazanamamıştı ve İstanbul’da Final Four’da yer almak için en az 1 maç kazanmak zorundaydı. Bundan daha büyük bir bölüm sonu canavarı olamazdı.
Fakat Fenerbahçe, yine pes etmedi. Bogdan Bogdanovic’in unutulmaz OAKA performanslarıyla bir değil, iki kere Panathinaikos deplasmanında kazandı ve bir kez daha İstanbul yolcusu oldu. Ondan sonra ise tarihimizin en büyük başarısı. Önce Real Madrid, sonra Olympiakos karşısında oldukça dominant performanslar sergileyen Sarı-lacivertli ekip, iki maçında çok büyük bir kısmını götürerek şampiyonluğu kazandı ve İstanbul’da o büyük kupayı havaya kaldırdı!
Şampiyonluk harikaydı ama yazın Fenerbahçe için iyi geçmemişti. Takımın en büyük iki yıldızı, Ekpe ve Bogdanovic NBA’e gitmeye karar vermişlerdi. Fenerbahçe, yine ve yeniden pes etmedi. “Bir kupa asla yetmez” sözüyle yola çıktılar.
Takım sezon boyunca iyi basketbol oynadı ama taraftar hep Ekpe ve Bogdanlı takımlarla karşılaştırıyordu. Sanki bir şeyler eksikmiş bir geliyordu. Fakat Obradovic ve öğrencileri hiçbir şeyin eksik olmadığını gösterdi. Önce normal sezonu 2. sırada tamamladılar, sonra da playoff’ta Baskonia‘yı 3-1 ile geçmeyi başardılar.
Bugün ise Belgrad’da semalarında uçtular. Yarı finalde sezonun peri masalı takımına dur dediler ve Zalgiris‘i yenerek ÜÇÜNCÜ KEZ üst üstte finale kalmayı başardılar.
Temsilcimiz, Pazar günü bir kez daha şampiyonluk için sahaya çıkacak ama inanın bana sonuç hiç önemli değil. Takımımız kazanır ya da kaybeder. Her şey 40 dakikalık bir maçın skoruna bakıyor.
Önemli olan Fenerbahçe’nin artık Avrupa’nın ekol takımlarından biri olması. Her büyük takım gibi sürekli sınavdan geçti, sürekli zor duruma düştü ama hepsinde ayağa kalkmayı başardı. Bir Türk takımının, planlı bir şekilde sürekli zirveye oynayabileceğini herkese gösterdi.
Yukarıda saydığımız takımlar gibi bir gün Fenerbahçe’nin devre sona erebilir ama hiçbir şey tarihi silemez ve tarih her zaman bize Fenerbahçe’nin bu dönemi hanedanı olduğunu söyleyecek!
Teşekkürler Fenerbahçe, bize böyle bir dönem yaşattığın için!
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!