1992’den 2018’e: 2 Şehir, 2 Takım, 1 Adam

20/May/18 11:02 Mayıs 20, 2018

Mehmet Bahadır Akgün

20/May/18 11:02

Eurohoops.net

Zeljko Obradovic, 1992’de Partizan ile İstanbul’da yaşadığı zaferden 26 yıl sonra Belgrad’da Fenerbahçe ile yeni bir sevincin peşinde…

by M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net

Balkan halklarının genel itibariyle birbirine benzediği söylenir. Belki coğrafi olarak değil ancak ortak kültürel geçmişimizle Türkiye de o benzerliğe rahatlıkla dahil edilebilir. Aman efendim, nasıl benzemesin yahu? Onca zaman birbirleriyle iç içe yönetilen halklardan bahsediyoruz… Dolayısıyla kişiliklerimizdeki, tutkularımızdaki, aşklarımızda, sevdalarımızdaki benzerlik öylesine doğal ki…

Ancak bir adam için bu hikayeyi biraz daha farklı yazmamız gerekiyor. Zira onun için bu benzerlik bir adım öteye taşıyor… Bundan 26 yıl önce kariyerinin belki de ilk büyük sevincini Kızıldeniz’i yaran Musa gibi koca bir şehri ikiye bölen boğazda yaşayan o adam, bugün tarihin en iyisi olma mücadelesini Beyaz Şehir’de verecek.

O adamın ismi Zelimir “ZeljkoObradovic. O şehirlerden ilkinin ismi İstanbul, ikincisinin ismi Belgrad…

Zeljko Obradovic’in Avrupa basketbol tarihinin en büyük koçu olduğuna dair anlatacağımız hikayeler klişeliğinin ötesinde yarımlığıyla da sıkıcı bir hâl alıyorlar. Bahsettiğimiz büyüklük, kişiler arasında değil. Avrupa basketbolunun tüm bileşenleri arasında, koçundan oyuncusuna, kulübünden başkanına Zeljko Obradovic’ten daha fazla EuroLeague kupası kaldıran bir figür olmayabilir bu akşam alınacak bir sonuçla. Hanımlar beyler, Avrupa basketbolunun büyük ustası bu akşam alacağı bir kupa ile Real Madrid‘in dokuz şampiyonluğunu tanımazdan gelebilir ve kendi hanesine yazdıracağı bir şampiyonluk ile çift haneli zafer sayısına ulaşabilir. Daha da ilginci ne biliyor musunuz? Zeljko Obradovic için bu sürpriz değil ve çok da bilindik bir simanın deyimiyle “Bu konuda onun aleyhine bahse girmek istemezsiniz.”

Neyse, konudan uzaklaşmayalım. Zeljko Obradovic’in 1960’ta Cacak’ta başlayan öyküsü, 1992’de Partizan takımının koçu olarak İstanbul’da yaşadığı dev bir sevinçle etrafta duyuldu. Henüz 32 yaşındaki bir adam, amiyane tabirle çoluk çocuğu yanına toplamış ve EuroLeague kupasını evine götürüyordu.

Cacaklı Sırp Obradovic, Fenerbahçe ile 26 yıl sonra mucizeler yaratacağı, dev bir hanedanlık kuracağı topraklarda ilk kez rüşdünü ispat etmekle meşguldü. O gün Zoc’un Partizan’ı kupayı İstanbul’dan alıp Belgrad’a götürdü. O kupa, genç Zeljko‘yu herkesin saygı duyduğu Obradovic yapıyordu. Bittabi çok daha zor günleri oldu Obradovic’in. Real Madrid‘de mesela, Bennetton’da sonra… Ve hatta herkesin saygının ötesinde imrendiği, kutsal gördüğü, tahtını saf altınlarla kaplattığı Atina’da bile. Hepsinden de çıktı alnının akıyla ama işte o ilk şampiyonluk… İstanbul’da yazıldı o ilk şampiyonluğun kaderi, Aleksandar Djordjevic’in şampiyon yapan şutuyla çizildi Obradovic’in geleceği belki de.

Obradovic’in hiç unutmayacağı o İstanbul macerası, 2013’te Fenerbahçe ile yolları kesiştiğinde artık istese de unutamayacağı bir hâl alıyordu. Zeljko Obradovic, hayatının bundan sonraki en azından belli bir dönemini yedi tepeli şehirde geçirecekti. Kadim dostu, Obradovic’e yine kucak açmıştı.

Zeljko Obradovic’in Fenerbahçe’de yaptığı devrimi, onlarca hevesin ardından kurduğu hanedanlık bambaşka bir yazının konusu. Ama özetle Fenerbahçe artık bir Avrupa şampiyonu. Hem de 92’den tam 25 yıl sonra 2017’de yine aynı güzel şehirde, bu kez bir Türk’ün elinde kalkan kupayla.

Ve Fenerbahçe ile Obradovic’i şimdi bambaşka bir hikaye daha bekliyor. Zeljko Obradovic, bundan 26 yıl önce İstanbul’da bir Belgrad takımıyla kaldırdığı kupanın ardından şimdi bir İstanbul takımıyla Belgrad’da kupa için sahaya çıkıyor.

Djordjevic’in son saniyede attığı “o” şutu Ali Muhammed Real Madrid karşısında atar mı? Yahut o şuta gerek kalır mı? Fenerbahçe modern EuroLeague tarihinin üst üste iki şampiyonluk yaşayan yalnızca üç takımından biri olur mu?