by Utkan Şahin / info@eurohoops.net
EuroLeague’de sezonun son maçına geldik.
Önümüzde sadece 40 dakika var ve bütün sezonun emekleri 40 dakikalık bir basketbol maçı sonrasında iki takımdan biri Avrupa’nın en değerli kupasını almasına yardımcı olacak.
40 dakikalık bir basketbol maçı üzerinden maçın gidişatını değerlendirmek gerçekten çok zor. Kimsenin daha önce öngöremediği performanslar karşımıza çıkabilir. Sonuçta iki takımında elinde her şeyi değiştirebilecek çok fazla sayıda oyuncu var.
Fakat gelin biz her şeyi birleştirelim ve 40 dakikalık bir maç üzerinden Fenerbahçe’nin Real Madrid‘i yenmek için için yapması kritik olan beş kritik noktaya bakalım.
Hazırsanız, başlayalım!
250 Kelimeyle Sezon İçerisinde Oynanan İki Maç
Aynı Zalgiris‘te olduğu gibi Fenerbahçe‘nin sezon içerisinde Real Madrid‘e karşı oynadığı iki maçta da garip bir şekilde ilerledi. İstanbul’da Real Madrid, Luka Doncic ile galibiyete uzanırken Madrid ise sarı-lacivertli ekio, Sloukas‘ın etkileyici galibiyetiyle sonuca ulaştı.
İki maçta da Madrid’in çok fazla eksiği vardı. Özellikle Llull’un iki maçta da olmaması final maçı öncesi pek çok denklemi değiştiriyor ama yine de takımların sorunlarına bakmak için bu iki maçın bize gösterdikleri önemli.
İstanbul’daki ilk maçı hatırlarsınız, Fenerbahçe ise topa sezonun en iyi baskılarından birini yaparak maça Doncic’siz başlayan Madrid’i hücumda kitlemişti. Fakat maçın devamında Doncic’in oyuna girmesiyle birlikte Madrid, Fenerbahçe savunmasına cevap vermeyi başarmıştı. Sloven yıldız, EuroBasket 2017’de İspanya’ya yaptığı gibi bu maçta da savunmayı tepeden sürekli deldikten sonra şutörlerle topu buluşturup Fenerbahçe savunmasını dağıtmıştı.
Bunun yanında hücumda ise Fenerbahçe, kritik anlarda doğru oyuncuyu bulma sorununu yaşamıştı. Son 2 dakikada birçok kez öne geçme şansını elde etse de Obradovic‘ın takımı, topu kullanacak doğru ismi bulamayınca maçı kazanan Madrid olmuştu. Maçın ilerleyiş şekli ve hikayesi, hem hücumda hem de savunmada Fenerbahçe’nin sorunlarının iyice ortaya çıktığı bir maçtı.
Mart’ta oynanan diğer maç ise bu sorunlara verilen bir cevap niteliği taşıdı.
Fenerbahçe, belki 83 sayı yedi ama bunların 26’sı faul çizgisinden geldi. Üstelik ilk yarıda hakemler savunma sertliğine hiç izin vermeyerek Fenerbahçe aleyhine tam 20 faul çalmasına rağmen! Fakat ikinci yarıda Kalinic ile alanı daraltan Fenerbahçe, sezon başından beri ilk kez bu sorunu için çözümü olduğunu herkese gösterdi.
Üstelik sarı-lacivertli ekip, bunu yaparken maç sonlarında doğru hücum organizasyonlarını yapmayı da başardı. Kalinic‘in dönüşü, Melli‘nin daha verimli kullanışıyla opsiyonlarını artıran Fenerbahçe, Wanamaker–Sloukas uyumunu da yakalayınca kritik anları daha iyi oynadı ve sahadan galibiyetle ayrıldı.
Fenerbahçe’nin Yapması Gerekenler!
1- Sertlik
Aslında geri kalan 5 maddeye de sadece bunu yazabilirim çünkü Fenerbahçe, maçı kazanacaksa kesinlikle ve kesinlikle Real Madrid’den daha sert bir takım olduğunu göstermesi gerekiyor.
İki takımın kadro kalitelerine baktığımız zaman Real Madrid’in elinin daha avantajlı olduğu aşikar. Çok daha fazla opsiyonları var fakat Fenerbahçe-Real Madrid rekabetinde durum her zaman bu şekilde gelişti.
2015’ten bu yana her zaman daha yetenekli kadroya sahip olan taraf Madrid’di fakat temsilcimiz, rakibine göre daha sert olduğu her maçı kazanmayı başardı. – 2015’te değildi, sonuç olarak ise kaybetti –
Bu maçta da aynısı olması gerekiyor. Fenerbahçe’nin ilk dakikadan itibaren daha sert olup Madrid’i yıldırması gerekiyor. Zalgiris maçında özellikle ilk yarıda yapılan savunma inanılmazdı. Aynı savunma stratejisinin burada işlemesi çok kolay değil çünkü Madrid genellikle çift guard ile topu yönlendiriyor ama önemli olan stratejiden çok, Fenerbahçe’nin sert olma mantalitesi!
Bunun olmadığı, savunmanın yumuşak kaldığı her an maç Madrid’e kayar aksi durumda ise Fenerbahçe ivme kazanır. Çünkü Madrid, Zalgiris kadar sert bir takım değil. Yetenekleriyle maça tutunabilirler ama sertlikle 40 dakika boyunca mücadele edemezler.
2- Mental Güç ve İyi Başlangıç
Fenerbahçe‘nin en büyük avantajlarından biri de – Türk spor tabiriyle – son dönemde Real Madrid‘e karşı kurduğu psikolojik üstünlük!
İki takım, 2015’ten beri sürekli karşı karşıya geliyor ve 2016’da başlayan playoff maçları sürecinden beri kritik maçların hepsini Fenerbahçe kazandı. Son iki sezonda da Madrid’in sezonuna nokta koyan hep Fenerbahçe oldu. Bunu da yukarıda söylediğim gibi hep sertlik ve doğru oyun planıyla başardı.
Final maçı olduğu için Madrid’li oyuncular, daha farklı bir şekilde motive olarak maça geleceklerdir ama zihinlerin en karanlık tarafında unutmak isteyecekleri bu durum da olacaktır. Bu yüzden Fenerbahçe’nin maçın başından itibaren bu durumu hatırlatması gerekiyor.
Çok sert ve iyi başlayıp, Madridli oyuncuların unutmak istedikleri o hatıraları gün yüzüne çıkartmaları gerekiyor. Bu çok mümkün çünkü iki takımda da o maçları yaşayan çok fazla oyuncu var ve iyi bir başlangıç, Madrid’i psikolojik bir sınavın içine sürükleyebilir.
3- Madrid’in Asist Sayısını Düşürmek
Sezon boyunca ön alan savunması çok eleştirilen Fenerbahçe, Cuma günü sezonun en iyi performansını sergileyerek önemli bir mesaj verdi ama şimdi önlerinde çok daha büyük bir sınav var.
Madrid, çok iyi bir savunma takımı değil, onlara maç içerisinde ritimlerini veren şey her zaman hücumdan geliyor. Yarı finalde oynanan CSKA maçını hatırlayalım, ilk çeyrekte 30 sayı yedikten sonra hücumda farklı bir ikiliye dönüp rüzgarı arkasına aldılar. Rüzgarı Madrid, arkasına alınca da 22 dakikada CSKA, sadece 30 sayı atabildi.
Bu yüzden bu maçta Fenerbahçe‘nin kötü savunma yapma şansı yok. Temsilcimiz, Madrid’in hücum verimliliğini aşağıya düşürmek zorunda. Üstelik bunu her an yapmak zorundalar. Olay düşünüldüğü gibi sadece Llull-Doncic savunmasıyla da bitmiyor. Cuma günü CSKA karşısında Real maçı, Carroll-Causeur ikilisiyle ortaya getirdi.
Madrid hücumunun verimini düşürmek için ise asist sayılarını aşağıya düşürmek gerekiyor. Bu sezon Madrid, kazandığı maçlarda 21 asist ortalamayla oynarken kaybettiği maçlarda 16 asist ortalamasında kaldı.
Bu yüzden Fenerbahçe’nin Zalgiris maçının ikinci çeyreğinde olduğu gibi mümkün olduğunca pas kanallarına baskı yapması gerekiyor. Real Madrid‘in çok elit birebircileri var ama bütün takımın hücumda var olmasındansa sadece bir oyuncunun hücumu sürüklemesi bizim için daha iyi.
4- Potaya Penetre Şart!
Normalde Gustavo Ayon ve Walter Tavares gibi uzun ikilisinin olduğu takımlara karşı potaya penetre etmek çok mantıklı gözükmeyebilir ama CSKA maçı bizi aksine gösterdi.
Ayon sakatlıktan sonra çok iyi bir şekilde dönmedi ve özellikle CSKA maçında felaket oynadı. İstatistikleri iyi gözükebilir ama yıldız oyuncu, Madrid çemberini hiç savunamadığı gibi çok fazla da top kaybı yaptı. Tavares ise iyi bir çember savunucusu ama hem çok fazla faul yapıyor hem de ikili oyun savunmasında fundamental sorunları var.
Bu yüzden Fenerbahçe kısalarının agresif bir şekilde potaya penetre etmesi gerekiyor. Wanamaker, bunu Zalgiris maçının ilk çeyreğinde çok başarılı bir şekilde yaptı. Özellikle Jankunas karşısında kaldığında sürekli potaya gitti ve Fenerbahçe hücumuna nefes verdi.
Aynısını Ayon karşısında da yapabilir. Maça Fenerbahçe’nin Ayon-Vesely eşleşmesiyle başlayacağını düşünürsek Wanamaker‘ın sürekli Vesely ile ikili oynayıp bitirici olarak potaya gitmesi Fenerbahçe’ye çok fazla avantaj kazandırabilir.
5- Ribaundlar
Ribaund savaşı, maçın kaderini çizecek noktalardan biri olacak.
Real Madrid, tempoyu mümkün olduğunca yukarıya çekmek isteyen bir takım. Bunun içinde ribaundlara çok önem veriyorlar ve ligde bu konuda 3. sırada yer alıyorlar. Fenerbahçe ise ligde rakiplerine en az ribaund veren takımı. Fakat Zalgiris maçında gördüğümüz gibi Fenerbahçe‘de Thomas dışında uzunlar bu konuda elit isimler değil.
Bu yüzden tüm takımın odak noktasının ribaundlar olması gerekiyor. Pas kanallarına baskı yapmaya çalışırken ribaund konusunda doğru yerleşimi yapmak zor olacak ama temsilcimizin, maçı kazanmak adına bunu başarması gerekiyor.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!