Anadolu Efes’e Yerli ve Yeni Kan: Sertaç, Metecan ve Buğrahan

25/Haz/18 12:54 Haziran 25, 2018

Utkan Sahin

25/Haz/18 12:54

Eurohoops.net

Transferin hızlı takımı Anadolu Efes, yerli rotasyonunda 3 önemli transfer yaparken Eurohoops Fırın da transfer değerlendirmelerine başladı.

by Utkan Şahin / info@eurohoops.net

Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi tarihinde en fazla şampiyonluğa sahip takım olan Anadolu Efes, 2006’dan beri ise büyük bir düşüş yaşıyor. Lacivert-beyazlı ekip, bu 12 yıllık süreçte sadece bir kere şampiyon olabilirken ligdeki bütün dengenin Fenerbahçe lehine kaymasına engel olamadı.

12 yıllık uzun bir dönemde Anadolu Efes, sadece bir kere şampiyon olabilmesinin birçok nedeni var tabii.  Bu süreçte Efes, büyük bütçelerin başına önemli koçlar getirse de bir türlü doğru organizasyonu kuramadı. Bunun en büyük sebebi de gözle görülür bir şekilde ortada olan koç-yönetim uyumsuzluğundan kaynaklandı.

Ergin Ataman’ın 3. Efes döneminde ise şu ana kadar iplerin koçta olduğu gözüküyor. Anadolu Efes, kötü geçen sezonda gelecek yıl için çalışmalarına çok erken başlarken, bugünlerde duyurduğu transferlerin pek çoğunu henüz o dönemde bitirmeye yaklaşmıştı. Transferlerin sonuçlanmasıyla birlikte de Efes’te şu ana kadar Ergin Ataman’ın istediği hamlelerin yapıldığı açık bir şekilde görülüyor.

Efes, sezonun bitmesiyle birlikte bir haftalık süreçte geçen sezon da ligde önemli performanslar sergilemiş, Metecan Birsen, Sertaç Şanlı ve Buğrahan Tuncer gibi üç milli oyuncuyu kadrosuna kattı. Peki Anadolu Efes’in yerli transferine bu kadar hızlı bir başlangıç yapmasının sebepleri ve bu transferin artı ve eksileri neler?

ARTILAR 

Geçtiğimiz sezon Anadolu Efes‘in kadro yapılanmasından en büyük sorunlardan biri de yerli oyunculardan ve kenardan alınan katkıydı.

36 maçta Efes, kenardan ortalama 16.4 sayılık bir katkı alırken bu performansla ligde 12. oldu. – Playoff yapan takımlar arasında ise sonuncu – Yerli rotasyonunda ise performans daha karanlıktı. Doğuş ve Birkan’ın yanında genç yeteneklere şans veren Efes, yerli oyuncularından ortalama sadece 8.2 sayılık bir katkı alabildi. (2501 sayının 304’ü)

İşin sayı kısmını bir kenara bırakırsak, oyun planı içerisinde sadece Doğuş’un aktif bir rolü vardı. O rolde kariyeri boyunca olduğu gibi topa baskıdan ileriye gitmedi. Bu da hem rotasyon açısından hem de kadro içerisinde esneklik açısından Efes‘i sürekli etkiledi.

Anadolu Efes’in kadrosuna kattığı 3 milli oyuncu ise bu yüzden gelecek sezon adına çok önemli. Bambaşka takım yapılarında oynasalar da üçü geçen sezon takımlarına toplamda 27.5 sayı, 11.4 ribaund ve 7.6 asistlik bir katkı verdi. Bu, Efes’in geçen sezon aldığı katkının çok üzerinde bir katkı.

Üstüne üstlük üç oyuncu da kariyerlerinin çıkış dönemindeler. Üçü de kariyerlerinin başında önemli potansiyeller olarak gösteriliyordu ama kariyer yollarını bulmaları biraz zaman aldı fakat bu seneyle birlikte üçü de ileriye doğru önemli adımlar attı. Ayrıca üçü de hala kariyerlerinin olgun dönemlerine girmediler. Metecan 23, Buğrahan 25 ve Sertaç ise henüz 26 yaşında. Bu yüzden eğer bu üçlü Efes’te oturursa Lacivert-beyazlılar yıllarca kullanabileceği bir yerli iskeleti oluşturmuş olacak.

Bu noktada aklınıza Ergin Ataman’ın geniş rotasyon sevmediği sorusu gelebilir. Evet, haklısınız. Ergin Ataman, koç profili açısında geniş rotasyonu çok seven bir koç değil ama yabancı sınırının 5 oyuncuya düşmesi de Efes adına işleri değişiyor.

Efes, EuroLeague için hedefleri doğrultusunda kaç yabancıyla anlaşırsa anlaşsın, ligde bu üç oyuncuya ihtiyacı var. En basitinden düşünürsek, yıllardır Efes’in güvenilir bir yerli pivotu yoktu. Hatta Ahmet’ten beri yerli bir pivotu bile yoktu. Sertaç ise Efes’in aradığı 10-15 dakikalık süreleri ligde verebilecek bir oyuncu.

Diğer noktada ise Buğrahan ile Metecan lig özelinde takıma büyük bir esneklik katabilir. Buğrahan her iki guard rotasyonunda oynayabilirken Metacan da her iki forvet pozisyonunda da oynayabiliyor. Bu da Koç Ataman’ın ligde hangi 5 yabancının oynayabileceğine karar verirken elinde daha fazla opsiyon olmasını sağlayacak.

Toparlarsak, Efes geçen sezon süregelen sorunlarından birini çözmek için hızlı ve önemli 3 transferi gerçekleştirdi. Bu da kağıt üstünde rollerin dağılması, takım kadrosundaki esneklik ve doğru bir yerli çekirdeğin oturması adına Efes için önemliydi. Peki transferlerle ilgili soru işaretleri neler?

EKSİLER

Kağıt üstünde her transfer mantıklı olduğu gibi eksi yönlerde taşır. Anadolu Efes‘in 3 yerli transferinde ise birtakım olası sorunlar mevcut. Bunların başında ise üç oyuncunun Ergin Ataman ile uyumları geliyor.

Ergin Ataman’ın koç profiline baktığımız zaman, oyuncuların defolarını geliştirmekten çok takım içerisinde iyi yönlerini ortaya çıkartmaya çalışan bir koç olduğunu görüyoruz. Daha önce verim aldığı yerli ve bench oyuncularına baktığımız zaman, hepsinin spesifik özelliklerinden yararlandığı çok açık. Bu eleştirilecek bir konu değil. Avrupa’da özellikle İspanyol koçlar da bu şekilde ilerliyor.

Burada sorun, Ergin Ataman ile üç oyuncunun özelliklerinin uymama ihtimali. Sertaç, hücumda özellikle alçak postta verimli bir şekilde top kullanabilen bir oyuncu. Geçmişe göre savunmada da ayaklarını çekme ve pozisyon alma konusunda önemli gelişimler gösterdi. Hatta bu sezon yerli oyuncular arasında blok ortalaması en yüksek oyuncu. Fakat yine de ön alanın yumuşak olduğu bir yerde Sertaç’tan potayı sürekli korumasını beklemeniz hayal kırıklığı olur.

Benzer sorunlar Metecan ve Buğrahan için de var. Metecan, kariyer gelişimi için önemli bir adım attı ve oyun şeklini belirledi ama bu sezon bile dış şut yüzdesi kabul edebilir bir seviyede değil. Keza Buğrahan da çok iyi bir sezon geçirdi ama hem dripling yaparken topu çok yüksek bir seviyede sürüyor hem de karar alma konusunda çok istikrarlı değil.

Bu yüzden Efes kadroyu kurarken yerli oyuncularının özelliklerini de hesaba katması gerekiyor. Aksi durumda beklenen verim yakalanamayabilir.

İşin EuroLeague kısmında ise üç oyuncu da çok tecrübesiz. Buğrahan ilk kez bu seviyede oynayacak. Metecan ve Sertaç’ın ilk deneyimlerinin üstünden ise çok uzun süre geçti. Onlar için yeni bir deneme olacak. Bu yüzden de koç Ataman’ın son yıllarda görmediğimiz kadar ince koçluk işlerini yapması gerekecek.