by Leo Sepkowitz / Çeviri: M. Bahadır Akgün
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı ilk olarak BR’da yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
NBA’de toplu pazarlık sözleşmesinin 329. sayfasında “iyi hayatın” ayrıntıları verilir. İlk kısma göre takımlar seyahat ettiğinde oyuncuları için şu koşulları sağlamalıdır: “(i) Oyuncuların çantaları taşıyıcılar tarafından alınacak; (ii) Oyuncular, birinci sınıf otellerde konaklayacak; (iii) Her otelde oyuncular için ekstra uzun yataklar bulunacak.” İkinci kısmın başlığı ise “Birinci Sınıf Seyahat.”
Bu tip lükslerin bu kadar resmi detaylarla verilmesi komik aslında. Zira normalde bunların yazılı olmasını değil zaten yapılıyor olmasını beklersiniz. Ama durum böyle değil. NBA Oyuncuları Birliği, yıllar boyu bu maddeler üzerine görüşmeler yaptı. Belki de söz konusu zaferi görmek için Atlantik Okyanusu’ndan dünyanın en iyi ikinci basketbol ligine bakmak gerekiyordur.
Son 60 yıl içerisinde Arvydas Sabonis’ten Luka Doncic’e basketbolun büyük yetenekleri Eski Kıta’da kendilerini gösterdiler. Buna rağmen EuroLeague oyuncuları, NBA’deki meslektaşlarının sahip olduğu ayrıcalıkların çok azına sahip oldu. Yalnızca fahiş veya abes konularda değil, profesyonel bir kariyerin hayati bileşenleri konusunda da durum böyle oldu.
EuroLeague’de örneğin minimum kontrat diye bir şey söz konusu değil. Gecikmeli ödemelere yönelik bir koruma veya bir emeklilik programı yok. Havaalanlarında uzun bekleyişler var ama aynı zamanda tarafsız tıbbi fikirler alabileceğiniz bir fırsat yok ve karanlık menajerler, ellerini farklı ceplere sokuyorlar. Nihayet tüm bunlar artık değişime açık.
Bu yaz EuroLeague Oyuncular Birliği kuruldu. ABD dışındaki basketbol liglerinde kurulan ilk oyuncular birliği organizasyonu oldu. Birliğin liderleri arasında NBA taraftarlarının bildiği isimler de bulunuyor: Bostjan Nachbar, Luigi Datome ve Marcelo Huertas.
Birliğin bakış açısına göre organizasyonun vereceği mücadele “yıllardır oyuncuların seslerinin duyulmadan bu ligde oynadıklarının ve bilinmeden bu ligi birlikte yarattıklarının anlaşılması.” Ayrıca Nachbar, B/R’a verdiği röportajda oyuncuları koruyacak ve 2018 yılında bu seviyede oyuncuların haklarını gözetecek bir organizasyona sahip olmamasının kendisini hep şoke ettiğini belirtti.
Ayrıca lig de buna hazır gözüküyor. EuroLeague COO’su Eduard J. Scott yaptığı açıklamada “Gelecekte yapılacak olası bir toplu pazarlık sözleşmesi, ligin ve kulüplerinin oyunculara olan taahhütünü güçlendirecek. Keza oyuncuların da kulüplerine ve lige olan bağlılığı güçlenecek,” ifadelerini kullandı.
ELPA (EuroLeague Oyuncular Birliği) birkaç konuda daha şimdiden başarılı oldu. 11 Ekim’de başlayacak yeni sezonda seyahat ayarlamaları daha iyi düzeyde yapılacak, maçlardan sonra sıcak yemek bulunacak ve tarafsız/dışarıdan bir doktordan ikinci bir tıbbi görüş alınabilecek.
Ayrıca maç takvimleri de planlı izin günleri yer alacak şekilde ayarlanacak. “Geçen yıl oyuncuların 2-3 ay izin yapmadan geçirdikleri dönemler oldu,” diyor Nachbar. “Kural falan yoktu. Eğer bir oyuncu günde üç antrenmana çıkmak istemiyorsa kontratını kaybetme ihtimaliyle karşı karşıya kalıyordu.”
Sözleşmelere yönelik yeni koruma maddeleri de Avrupa’da bir kariyer düşünen Amerikalı oyuncuların ilgisini çekecek cinsten.
ELPA’nın başkan vekili Kyle Hines, “Çoğu zaman oyuncularla konuştuğunuz zaman ödemeleri yapmayan takımlarla ilgili veya başka konularda hikayeler duydukları için burada oynamaktan çekiniyorlar. Yani onları temsil edecek, seslerini duyuracak ve haklarını koruyacak bir temsil organı olursa buraya gelmek konusunda daha istekli olurlar,” şeklinde konuştu.
11 yıldır yurt dışında forma giyen Romeo Travis için de mantıklı bir görüş bu. “Eğer profesyonel düzeyde oynuyorsanız bir birliğe ihtiyacınız var. Takımların oyunculara davranış şekli oyunculara saygısızlık,” diyor Travis. “Aylarca ödeme almadan oynadım. Sırf takım mali sıkıntılar çektiği ve bana ödeme yapmak istemediği için ceza aldım.”
Travis ayrıca bir takımın oyuncuya borcunun olması durumunda oyuncunun takıma karşı dava açmasının da en az birkaç bin dolar maliyeti olduğunu belirtiyor. Yasal maliyetin borcu aştığı durumlarda ve her halükarda eğer oyuncunun dava açmaya parası yoksa durum daha da zor.
Diğer ve görece daha karmaşık durumlarda ise ilerleyen yıllarda yapılacak görüşmeler de ilginç olacak. Örneğin bir emeklilik programının yapılmasının gerektiği açık biçimde ortada. 1964 yılında NBPA (NBA Oyuncular Birliği) kurulduğunda atılan ilk adımlardan biri de bu olmuş. EuroLeague’de ise bu anlamda bazı engeller var. Dokuz ülkeden 16 takım ligde mücadele ediyor ve bu takımların beşi Avrupa Birliği’nde bulunmayan ülkelerin temsilcileri. Bu da garip vergi sorunlarının doğmasına neden oluyor.
Aynı zamanda EuroLeague için, belki, aynı engellerle yüzleşerek NBA’deki bazı sorunları çözüme kavuşturma fırsatı da olabilir. (ELPA, kurulduğu günden bu yana NBPA ile temas hâlinde oldu.) Örneğin, NBA’de hem maaş bütçesinin hem de maksimum kontrat sınırının bulunması daha fazla süperyıldız hareketliliğini doğurdu. Bu da aslında amaçlanan noktaydı. EuroLeague’de iki konuya dair de bir hüküm bulunmuyor. Ancak artık onların da büyük bir sorunu var ve böyle bir sistemin uygulanması düşünülebilir.