Doğuş Balbay: “Kazanma Kültürüne Sahip Olmak Harika”

2018-11-13T15:36:09+00:00 2018-11-13T15:36:09+00:00.

Bugra Uzar

13/Kas/18 15:36

Eurohoops.net

Anadolu Efes’in kaptanı Doğuş Balbay sezonun şimdiye kadarki kısmını değerlendirdi.

by Eurohoops Team / info@eurohoops.net

Anadolu Efes‘in kaptanı Doğuş Balbay, EuroLeague’in resmi sitesinde bir blog kaleme aldı ve sezonun şu ana kadarki kısmını değerlendirdi.

İşte Doğuş’un yazısı:

“Sezona iyi bir başlangıç yaptık ve Gran Canaria karşısında kritik bir galibiyet aldık. Sezonun en uzun yolculuğuydu; oraya gitmek 11-12 saat sürdü. Barcelona’ya uçtuk, oradan 3-4 saat bekledik ve daha sonra Gran Canaria’ya ikinci uçakla gittik. Oradaki saat dilimi farklı. Gran Canaria, İstanbul’dan üç saat geride. Bu yüzden maçtan iki gün önce oraya gittik. EuroLeague’de genelde maçtan önceki gün seyahat ederdik ancak bu kez saat farkından dolayı bu kez iki gün önce gittik. Gran Canaria’ya saat akşam 10 civarı gittik ve hemen antrenmana gittik çünkü saat farkına alışmak ve jetlag’ten kaçınmamız gerekiyordu. İstanbul’da saat çoktan gece 1 olmuştu bu yüzden saat farkına alışmamız gerekiyordu. Bu yüzden kısa ve tatlı bir antrenmandı. Temas yoktu, film izlemedik. Oynaması en zor yerlerden birisiydi. Gran Canaria iyi bir takım, onları daha önce izlemiştik, özellikle de CSKA‘ya karşı. Yakın geçen bir maçtı ve ilk devre öndelerdi. Bu yüzden onların ne kadar tehlikeli olabileceklerini biliyorduk. Maça giderken bunun farkındaydık. Çok zorlu bir maçtı, iniş çıkışlar oldu ve Krunoslav Simon‘ın kritik anlardaki katkısı sayesinde kazanmayı bildik. Shane Larkin’den yoksun olsak da kazanmayı başardık. EuroLeague’deki her deplasman galibiyeti bizim için çok kritik.

Son üç haftada çok yakın geçen maçlar oynadık ve hepsi de deplasmandaydı. Khimki’de ve Gran Canaria’da kazandık. Milano‘da ise kaybettik. EuroLeague’de bu sezon çok yakın ve heyecan verici geçiyor! Her pozisyon, her top kıymetli. Bu sayede topun kıymetini daha iyi anlıyorsunuz ve kaybetmemeye çalışıyorsunuz. Her pozisyonda doğru karar vermenin öneminin bilincine varıyorsunuz çünkü yapacağınız her hata maçın kaderini belirleyebilir. Bu tip yakın geçen maçlarda sahada olmak çok eğlenceli. Sanırım televizyondan izlemek ya da salonda yer almak EuroLeague taraftarları için daha zorlayıcı olabilir ama orada olmak ve anı yaşamak gerçekten eğlenceli.

Khimki karşısında maçı kazandık ve ben de maçı kazandıran üçlüğü attım. Eğer yakından bakarsanız Koç Ataman’ın üçlüğü atsın diye Krunoslav Simon‘u oyuna almak üzere olduğunu görebilirsiniz. Simon kritik anlarda harika işler yapabilen bir oyuncu ama koç Rodrigue ve Shane’le birlikte beni sahaya sürdü. Tabii ki birimiz topu getirecek, bire bir oynayacak ve potaya gidip skoru eşitlemeye çalışacak ya da üçlük atıp maçı kazanmaya çalışacaktı. Rodrigue topu aldığında beni savunan adam ona biraz yardım savunmasına gitti ve ikili sıkıştırma getirdiler. O an Rodrigue bana pası verirse şut atacağımı biliyordum. Drive edecek ya da turnikeye gidecek zamanım yoktu. Aklımdaki tek şey buydu. Ben de öyle yaptım ve bu bizim için çok güzel bir andı.

Şutu attığım anda hemen maç saatini kontrol ettim, çünkü daha zaman vardı. Takım arkadaşlarıma savunma yapmamız gerektiğini söylüyordum! Şutun ardından çok fazla kutlama yapmadık çünkü maçı kazanmak için 1 saniye de olsa hala savunma yapmamız gerekiyordu. Hakemler de saati kontrol etmek için masata gittiler. Maçın bir bölümünde 12 sayıyla öndeydik ama Khimki tecrübeli bir takım ve geri dönmeyi başardılar. Basketbolda son saniye basketleri heyecan vericidir. Ben Khimki’ye attım, ertesi hafta ise Mike James neredeyse aynı şutu bize attı. Basketbolda bunlar yaşanıyor.

Şimdiden 4 galibiyetimiz ve geçtiğimiz seneye kıyasla işler bizim için çok daha iyi gidiyor. Kazanma alışkanlığına sahip olmak harika bir duygu. Bunu geri kazandık. Hem evimizde hem deplasmanda kazanıyoruz ve bu iyi hissettiriyor. Evimizde kazanmak önemli çünkü rekabetçi olmanın kilidi evinde güçlü olmak. Çok zorlu bir sezondan geldik ve kazanmaya daha da ‘aç’ olduğumuzu, bu seriyi devam ettirmeye hazır olduğumuzu söyleyebilirim. Tecrübeli olduğumuz gibi aynı zamanda da inatçı bir takımız. Bu da bizim Fenerbahçe’yi yenmemizi sağladı. 16 sayı gerideydik ve geri gelip onları mağlup ettik. Fenerbahçe, oynaması çok zor olan bir rakip, bunu çok fazla takımın başarma ihtimali olduğunu sanmıyorum. Bu bizim harika bir karaktere sahip olduğumuzu gösteriyor. Şu an yaptıklarımız, sezonun başı için iyi sinyaller veriyor. Bu şekilde devam etmeli ve üzerine eklemeliyiz. Hem savunmada hem hücumda hedeflerimiz var ve bunun daha iyiye gitmesi için her iki tarafta da gelişimimizi sürdürmeliyiz.

Önümüzdeki 5 maçın 4’ünü evimizde oynayacağız ve hepsi de İstanbul’da olacak! Bu hafta 4-2 olan Panathinaikos ile içerde oynayacağız. Ardından çift maç haftasında ise önce Maccabi ile içerde, ardından Darüşşafaka ile onların sahasında karşılaşacağız. Önümüzdeki 3 EuroLeague maçı, bu turnuvada bize nerede olduğumuzu söyleyecek. Her şey iyi giderse 7-2 olabilir ancak işler tersine de dönebilir elbette. Taraftarlarımız yanımızda olacak, buna şüphem yok. Onların desteği bize enerji ve güç sağlıyor. Onlar arkamızda olunca daha rahat ve güvenli oluyoruz. Maçları kazanmak haliyle Efes taraftarlarını da harekete geçiriyor ve daha fazla maça gelip salonu dolduruyor. Kazandığımız sürece salona gelip bizi destekleyeceklerdir, bunu biliyorum. Daha fazla seyirciye oynayacağımızı düşünüyorum. Evimizde oynadığımız son maç Fenerbahçe’ye karşı geri döndüğümüz maçtı ve o maçı izleyen herhangi bir Efes taraftarı tekrar salona gelip bizi destekleyecektir. Sinan Erdem’de görüşürüz!”

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!