by M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
Görsel: Nostradamus’un ta kendisi.
Turkish Airlines EuroLeague’de artık sezonun en kritik dönemecine geldik: Playofflar! Bu kritik dönemeç aynı zamanda sezonun en keyifli zamanı da. Zira tek maç usulü ile oynanan Final Four’un da ötesinde takımlar birbirlerine karşı en az üç maçta bambaşka hikayeler yazmaya çalışıyorlar ve tarihte bunun örneklerini çok kez gördük.
Henüz geçtiğimiz sezon peri masalını Olympiakos karşısında saha avantajı olmadan Final Four’a yükselerek taçlandıran Zalgiris Kaunas, yıllar önce Olympiakos’tan ilk maçta yediği 48 sayılık farka aldırmadan üç maç kazanarak turlayan Montepaschi Siena, Nikola Kalinic‘in 5 numaraya geçtiği, Ekpe Udoh’un devleştiği bir seri ile Real Madrid‘i yıkan Fenerbahçe ve daha nice hikayeler…
Uzun lafın kısası EuroLeague’de playoff dönemi anlatılmaya gebe güzel ve çılgın hikayelerle dolu. 2018-2019 sezonu playofflarının başlamasına henüz günler var ancak biz anlatılması muhtemel -belki de değil- çılgın hikayelerimizi sizinle paylaşmak istiyoruz, tıpkı önceki yıllarda olduğu gibi. Eurohoops Fırın, üst üste üçüncü kez çılgın tahminlerini huzurlarınıza taşıyoruz. Şimdiden “Kesin yaşanır bu” sözlerinizi duyar gibiyim…
- Giannakopoulos ve Panathinaikos, yıllardır aradığı Final Four’u nöbetçi başantrenör ile bulur
Panathinaikos, Zeljko Obradovic ile yollarını ayırdığı günden bu yana Turkish Airlines EuroLeague’de Final Four yüzü göremedi ve buna en çok yaklaştıkları iki sezondan birinde de önlerine Obradovic‘in Fenerbahçe‘si çıktı. Obradovic’in 2012’deki ayrılığından bu yana Panathinaikos, yedi ayrı koç değişikliğinde altı ayrı başantrenörün çalıştırdığı bir takım oldu.
Ancak tüm bu çabalar şu ana kadar sonuç vermedi. Ta ki o gelene kadar… Rick Pitino! Sezon ortasında koç değişikliğine giden Panathinaikos, o günden sonra büyük bir çıkış yakaladı ve Pitino ile Nick Calathes’in liderliğinde playofflara altıncı sıradan girecek noktaya kadar da geldi.
Geçen sezon Real Madrid karşısında ev sahibi avantajını değerlendiremeyen Panathinaikos, bu sezon yepyeni bir bakış açısıyla İspanyol devinin karşısına çıkar. Önemli oyuncularından yoksun oynayan ve diğer isimlerden de istediği katkıları alamayan Real Madrid karşısında deplasmanda bir maç çalmayı başaran Panathinaikos, mağlubiyete takılmaz ve OAKA’daki muhteşem taraftar desteği ile yıllar sonra gelen Final Four’u kutlar. Dimitris Giannakopoulos, maçın ardından yaptığı açıklamada başarıyı aynı yıl içerisinde hayata gözlerini yuman üç kardeşe ithaf eder ve gözyaşlarına boğulur.
- Sarunas Jasikevicius’un Zalgiris Kaunas’ı, Zeljko Obradovic‘in takımından seri alır
Bu ikilinin hikayeleri hep güzel, hep farklı. Dolayısıyla aslında yalnızca isimlerini yazmamız bile Avrupa basketbolunu en azından belli bir süredir takip eden herkesin zihinlerinde bir şeyler çağrıştırıyor elbette ancak bu kez o hikaye biraz farklı olacak diyoruz çılgın sallamalarımız ile.
Zeljko Obradovic‘ten üç maç kazanan takımın tur atlayacağı bir seriyi çalmak hiç ama hiç kolay değil. Daha önce 2005-2006 sezonunda iki maç kazanan tarafın tur atladığı dönemde Tau Ceramica dışında da Zeljko Obradovic takımlarından modern EuroLeague’de seri çalabilen bir takım olmadı. Hâliyle Avrupa basketbolunun en başarılı koçunun böyle bir seriyi kaybedeceğini söylemek başlı başına çılgın bir tahmin oluyor.
Ancak hikayeye odaklanacak olursak, birçokları tarafından Obradovic’in halefi olarak görülen Sarunas Jasikevicius, üst üste altı maç kazanarak geldiği playofflarda arkasındaki rüzgarın da etkisiyle takımına Fenerbahçe Beko’yu geçecek oyunu oynatır ve bu sezon Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’nda sarı-lacivertlilere ilk mağlubiyetini tattırır. Zalgirio Arena’da ise muhteşem taraftarının da desteğiyle iki maç birden kazanan Zalgiris, Fenerbahçe‘nin üst üste beşinci yıl Final Four’a gitmesinin önüne geçer. Tüm seri boyunca da Zeljko Obradovic’in çoğu hamlesini öngören, hepsine doğru reaksiyonu gösteren Sarunas Jasikevicius, hocasını mat eder. Boynuz kulağı geçmiştir…
- Nick Calathes, en az bir maçta daha triple-double yapar
Modern EuroLeague tarihinde triple-double yapabilen yalnızca bir oyuncu görmüştük. Ta ki 4 Nisan Perşembe akşamına kadar… Nikola Vujcic’in Kasım 2006’da yaptığı triple-double’dan bu yana unuttuğumuz, zaman zaman Luka Doncic ve Nick Calathes ile hatırlasak da bir türlü tadına varamadığımız bu eşsiz istatistik türü, o akşam Buducnost VOLI karşısında harika işler yapan Nick Calathes tarafından bizlere tam anlamıyla hatırlatıldı.
Bu kadar uzun zaman yapılmayan bir şeyi savunma seviyelerinin arşa çıktığı, takımların birbirlerine büyük özel önlemler aldığı playoff seviyesinde görmek hiç kolay değil takdir edeceğiniz üzere. Ancak playofflara son şampiyon Real Madrid karşısında saha avantajı olmadan giren Panathinaikos‘un bir kahramana ihtiyacı var ve o kahramanın da kim olacağı belli.
Takımın lideri Calathes, koç Rick Pitino’dan da aldığı yetkiyle sahanın da mutlak lideridir ve Real Madrid ile OAKA’da oynanan ilk maçta Panathinaikos‘un mutlak bir galibiyete ihtiyacı vardır. Atina kralı Calathes, sazı eline alır ve Real Madrid kısalarının kendisini durdurmasına müsaade etmez. Walter Tavares ile karşı karşıya kaldığı pozisyonlarda ise takım arkadaşlarını doğru yerlerde bulan yıldız oyuncu, EuroLeague tarihinde hiç yapılmayan bir şeyi yapıp playofflarda ilk triple-double’ı yapan isim olur.
Not: Dilerseniz Nick Calathes’in triple-double ortalaması yakalayacağı yönünde bir çılgın tahminde bulunabilirsiniz fakat bu kadarı ütopyada bile aşırıya kaçmak olacağından benim hayal gücüme sığmadı.
- Shane Larkin, Barcelona Lassa serisinde 30+ sayı ortalama yakalar
Shane Larkin’in Sinan Erdem Spor Salonu’nda oynanan Barcelona Lassa maçında yaptıklarını açıklamak hiç kolay değil. İkili averajı almak için en az 16 sayı farka ihtiyacı olan Anadolu Efes, kahramanı takımın içinde buldu. Shane Larkin, 28 dakika sahada kaldığı maçta 37 sayı atıp Bobby Brown’ın efsanevi 41 sayılık performansı ile Andres Nocioni’nin 2014 Top 16’daki 37 sayılık performanslarından bu yana en yüksek sayıyı bulan oyuncu oldu. Yabana atılır cinsten bir iş değil bu.
Ancak bu kadar istim üzerindeyken aynı performansı playofflarda tekrar etmek, hele bir de bunu ortalamaya dökebilecek kadar uzun süreli yapmak hâliyle kolay değil. Senaryomuz ise şu şekilde…
İlk maçta 15-20 sayı civarında bir performans ortaya koyan Birleşik Amerikalı guard, Anadolu Efes‘in kazandığı maçın gerçek yıldızı değildir zira üzerindeki yoğun baskı nedeniyle öne çıkan isim olamamıştır. Ancak daha sonraki maçlarda Barcelona, Anadolu Efes‘in farklı silahlarını durdurmaya odaklanınca Shane Larkin kendisi için uygun fırsatı bulur ve playoffları 30+ sayı ortalaması ile tamamlar.
- 2019 playoffları CSKA Moskova’sız bir Final Four’un habercisi olur
CSKA Moskova’sız bir Final Four hayal etmek hiç kolay değil. Nasıl olsun? 2003’ten bu yana CSKA Moskova’nın yer almadığı tek Final Four, 2011’de Barcelona’da düzenlenen Final Four oldu. Dolayısıyla EuroLeague’i hatırı sayılır bir süredir takip eden basketbolseverlerin zihnindeki imaj öyle bir yerde ki sanki CSKA Moskova zaten vardı da Final Four, takımın üzerine inşa edildi.
Hâliyle onların olmadığı bir Final Four için karşı takımın yapılmayanı yapması gerekiyor. Bizim çılgın senaryomuzda o takım Baskonia.
2019 Final Four’da ev sahibi Baskonia, CSKA Moskova karşısında sakatlıktan yeni dönen Tornike Shengelia’nın da ritm bulmasıyla saha avantajı olmamasına rağmen rakibinden deplasmanda bir maç çalmayı başarır ve ev sahibi olmanın da getirdiği motivasyon ile Bask topraklarında rakibine maç vermez. Geçen sezonun sonundan bu yana çok tartışılan CSKA Moskova dominasyonu da daha yüksek sesle sorgulanır hâle gelir ancak neticede olan olmuştur: Son 16 sezonda yalnızca tek Final Four kaçıran CSKA Moskova, ikinci darbeyi Baskonia’dan almıştır.
- Marko Guduric, Zalgiris Kaunas deplasmanında Bogdan Bogdanovic’e dönüşür
Hatırladınız mı soldaki görseli? Hani bundan yaklaşık iki yıl kadar önce Atina fatihi Bogdan Bogdanovic, OAKA’yı fethetmekle meşgulken… OAKA’daki iki maçta Bogdan Bogdanovic’in yaptıkları defalarca yazıldı ve aslına bakılacak olursa Sırp yıldızın o günlerde yaptıkları başlı başına çılgın sallama sebebi. Zira OAKA deplasmanında herhangi bir oyuncunun iyi oynaması elbette kabul edilebilir ancak üst üste iki maçta -hem de playofflarda- çıkıp maçı alması… Bu öyle kolay kolay göreceğimiz bir şey değil. Bogdan Bogdanovic’in yaptıklarına bu açıdan bakmakta fayda var.
Gelelim senaryomuza… Evet, Zalgirio Arena, OAKA kadar ateşli bir ortama ev sahipliği yapmıyor. Evet, Zalgiris Kaunas, dönemin Panathinaikos‘u kadar iddialı veya kaliteli bir takım da olmayabilir. Ancak unutulmaması gereken noktalar var:
- Zalgiris Kaunas, Litvanya’nın basketbolda önde gelen figürü ve son iki yılda yaptıklarıyla dev bir taraftar desteği yakalamış durumdalar. En yüksek taraftar ortalamasına sahip olmalarından da belli. Dolayısıyla atmosferin kütüphane sakinliğinde olmasını beklemek dev bir yanılgı olur.
- Marko Guduric henüz bir Bogdan Bogdanovic değil. Bugüne kadar seviyesini ciddi anlamda yükseltti Marko Guduric ancak yaşadığı iniş çıkışlar nedeniyle takımın gerçek liderinin o olmadığı açık. Dahası, Bogdanovic de benzer süreçlerden geçmiş ve neticede tarih yazmıştı.
Tüm bu bilgiler ışığında zaman zaman heyecan verse de Fenerbahçeli taraftarlar arasında hâlâ soru işaretleri yaratan işler yapan Marko Guduric’in Zalgiris deplasmanında gerçek bir lider olarak çıkıp maç alması kolay değil. Ya alırsa?