by Buğra Uzar / buzar@eurohoops.net
Sinan Güler, takımının Final Four medya gününde Eurohoops’un sorularını yanıtladı. Sarı lacivertlilerin başarısından bu Final Four’un Türk basketbolu için önemine kadar birçok konuda önemli açıklamalar yaptı.
Takım olarak çok zorlu bir süreçten geçtiniz. Birçok sakatlığınız oldu. Son dönemde de çok şanssız sakatlıklarınız oldu. Sen bu başarıyı nasıl nitelendiriyorsun, en kritik nokta neydi?
“En kritik nokta; burada 5. kez üst üste Final Four’a katılmanın getirdiği bütün süreçte yaratılan başarı ve kazanma kültürü. Bununla birlikte geçmiş başarılardan feyz alma kültürü biraz da. Bence en büyük etkenlerden bir tanesi oldu. Bu baktığında kulübün tepesinden, teknik ile idare ekibe, oyunculara, hatta taraftara bile yansıyan ve birbirini kenetleyen bir kültür olmuş durumda. Bunun bir parçası olabilmek ve bunun için çaba göstermek gerçekten keyifli.”
İlk sezonunda hazır bir takıma geldiği için bocaladın diyebiliriz. Sonuçta Fenerbahçe takımı uzun süredir birlikte oynayan bir takım. Bu sene ise daha farklı bir Sinan Güler izliyoruz. Özellikle Zalgiris serisinde en kritik anlarda çok kritik katkılar verdin. Sen bu adaptasyon sürecini ve performansın artmasını yükselmesini nasıl değerlendiriyorsun?
“İki sezonu karşılaştırırsak evet, bir adaptasyon süreci oldu. Ayrıca kadrodaki pozisyon noktaları açısında da farklılıklar var. İkinci tarafından da kendimi yeni sezona hazırlarken çok daha farklı bir şekilde yaklaşabildim. Hem bireysel olarak kendi fiziksel ve mental ihtiyaçlarımı karşılayabilecek şekilde çalıştım hem de sahada rol kapabilmek adına neler yapmam gerektiğini düşünerek sezona hazırlandım. Sezonun başında ayrı dönemlerde çeşitli sakatlıklar ben de yaşamış olsam da en azından mental olarak her zaman için sahada katkı verebilmenin yollarını kovalayacak şekilde hazır olmak benim için önemliydi. Bir noktada da rolümün de farkında olup, rolümün gerekliliğini sahada yansıtabiliyor olmak da beni belki de bu noktada başarılı kaldı.”
Final Four yolunda birçok şanssız sakatlığınız oldu. Joffrey ve Datome olmayacak. Kalinic ile Vesely’in ise durumu belli değil. Bunlar takımın çok kritik oyuncuları. Siz bu nasıl hazırlanıyorsunuz? Antrenman yapmanız bile çok zorlaştı. Hatta seni Banvit maçında pivot olarak bile gördük.
“Aslında 5 kısalı beş bizim sezon içerisinde sakatlar olmadığı zamanlar içerisinde bile denediğimiz ve maçın akışını pozitif anlamda katkı aldığımız bir beşti. Fakat bu baya kısa oldu. Yine de bir noktada da aslında maçın gidişatında da katkısı olan beşlerden bir tanesiydi. Bizim için önemli olan şey; aslında sahada neler yaptığımız. Takım olarak genellikle bizim sezon içerisindeki antrenmanlarımız maç temposunun yukarısında oluyor. O çekişmenin içerisinde, EuroLeague maçlarında ana rotasyonu doğru hazırlamak adına biz gerçekten rakibin gösterebileceği enerjinin üstünde enerji göstermeye çabalıyoruz. Bu da aslında bu herkesin rolüne hazır ve aç olduğunu gösteriyor. Fırsat geldiğinde de en iyi şekilde de yansıtmaya çalışıyoruz.”
Final Four’da da bir başka Türk takımı Anadolu Efes ile oynayacaksınız. Onlar için neler söylemek istersin. Onlar da çok tehlikeli bir takım. Geçtiğimiz sezondan sonra bir anda Efes’in böyle bir çıkış yakalaması senin için sürpriz oldu mu?
Bence başarı kimliği altında Avrupa’da neler yapabileceği sürpriz olmayan kişiler var. Obradovic bu listenin tepesinde. Türkiye’de de başarı kelimesi konuşulduğunda ilk akla gelen isimlerden bir tanesi Ergin Ataman. Yapabileceği şeyleri ve oyuncularından beklentileri çok net gösterebilen kişilerden biri. Bu noktada önemli olan şeyleri, Fenerbahçe zaten örnek olarak etrafına yayıyordu ve bu belli bir ulaşıcılığa getirmişti. İstikrarlı takım ve oyuncu kültürü yaratmak ve bundan kolay vazgeçmeden belirli adımları atmaya çalışmak bence Efes’in bu sezon attığı en önemli adım oldu. Bunun meyvesini de direkt alabildi. Tabii Türk basketbolu için heyecanlı bir an. Gönül isterdi ki finalde karşılaşabilecek bir ortam olsun. Aynı zamanda iki takımın Final Four’da oluşu ve buna katkı verebilecek bir ortamda olmak heyecanlı.”
Türk basketbolu için bu tarihi bir başarı ama son dönemde baktığımızda ekonomik sıkıntılarında etkisiyle Türk basketbolunun bocaladığını görüyoruz. Sence bu iki takımın tarihi başarı elde etmesi Türk basketboluna aradığı umut ışığını sağlayabilecek mi?
“Gönül ister ki, Türkiye’de istikrarlı ve sürdürülebilir plan program yapma başarı odaklı olmasın. Türk sporunda en önemli problemlerden bir tanesi, başarıyı öncelikli olarak kupaya ya da finansal yatırımla odaklıyoruz. Ben inanıyorum ki, istikrarlı ve sürdürülebilir plan program yapıldığında zaten başarı geliyor. Bunu yaptığınız zaman burada gördüğümüz gibi aslında bir lokomotif haline gelecek. Türkiye’deki ekonomik şartlar belki bir sürü şekilde zorluyor ama gerek Fenerbahçe ve Efes olsun, gerek diğer takımların planlamalarında olsun, gerek Federasyonun atmaya çalıştığı adımlarda olsun bu sürdürülebilirliği yaygın hale getirmek için çabalıyoruz.”
Final Four’da muhtemelen en çok sayıda taraftar Fenerbahçe’den olacak. Final Four öncesi taraftarına nasıl bir mesaj vermek istersin?
“Aslında Fenerbahçe taraftarı, sezonun başından bize ‘Biletlerimizi aldık, sizi bekliyoruz’ diyerek mesajı çok net bir şekilde verdi. Hem playoff’ta hem de sezon boyunca tanıdıklarımdan çok fazla mesaj geldi: ‘Hazırız, bekliyoruz! Biletimiz yanmasın’ gibisinden. Bu noktada bizim için önemli olan konu, onların desteğini hissedebilmek, onlarla orada birlikte olabilmek. Şimdi önemli olan haftaya Cuma günü sahaya çıktığımızda birbirinden enerji ve kuvvet alan bir ortam yaratabilmek. Oradaki avantajımızı gerçekten kullanabilecek bir hale getirmek.”
Bu sezon bazı maçlarda kilit oyuncularınız olmadan oynadınız. Bu maçları da kazanmayı başladınız. Üstelik bazıları çok önemli maçlardı. Sence burada edindiğiniz tecrübe, Final Four’da size nasıl yardımcı olacak?
“Tyler’ı da sayarsak 17 kişiyiz takımda. Herkes zaten burada nasıl bir hedef için birlikte olduğumuzun farkında. Her gün kendi aramızda çalışırken bunu en iyi bir şekilde sahaya koyabilmek için çaba gösteriyoruz. Demin de söylediğim gibi, maç temposunun üstüne çıkan antrenmanlar yaptığımız için bu bize geri dönüş olarak farklı katkılar verdi. Bunu en iyi şekilde fırsata çevirmek ve Final Four’da sahaya yansıtmak istiyoruz. Kilit oyuncuların olmayışı, bir noktada her oyuncuya ‘Ben sahada olmayan kişi yerine neler yapabilirim?’ sorusunu düşündürüyor. En azından ben bireysel olarak bunu düşünüyorum. Takıma baktığın zamanda bu kadar sakatın olduğu yerde bu mücadeleyi herkes bir şekilde gösterdi.”
Final Four öncesinde Obradovic’in sizin yanınızda olduğunu bilmek nasıl bir güven veriyor size?
“Zaten bu kültürün en önemli parçası koç. Yapabileceğimiz her şey, onun oyuna olan sevgisinin, onun oyunu ve kendini geliştirmeye olan azminin bir parçası. Aynı zamanda da oyuncularına gösterdiği sevgi ve saygı var. Belki maç sırasında izleyenlere yansımasa bile bizim hepimizin içerisinde bildiği ve farkında olduğu bir şey. Bunu biliyor olmak tabii ki de hem bir güven kaynağı hem de bir noktada bizim işimizi kolaylaştıran bir şey. Umuyorum ki doğru anda, maç sırasında bunu en iyi şekilde sahaya yansıtırız.”
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!