By Buğra Uzar/ buzar@eurohoops.net
Fenerbahçe Beko başantrenörü Zeljko Obradovic, efsanevi kariyerinde yeni bir Final Four mücadelesi ile karşı karşıya ve o ihtişamlı kariyerin 10. EuroLeague şampiyonluğunu kovalıyor.
Obradovic, 17-19 Mayıs tarihleri arasında Vitoria-Gasteiz’de düzenlenecek Final Four öncesi Eurohoops’a özel açıklamalarda bulundu.
Deneyimli çalıştırıcı, yaptığı açıklamada şunları söyledi…
-Bir kez daha Final Four’a kalmayı başardınız? Size göre bu yılki başarının kilit noktaları nelerdi? Bu yıl sakatlık problemleriyle uğraştığınız için biraz daha farklı bir hikaye vardı.
Evet, bu doğru. Aslında her şey yazın başladı. Biraz değişiklikler yapmamız gerekiyordu ve bu seviyelerde olması gereken oyuncuları kadromuza katmaya çalıştık. EuroLeague’e de bu takımın iyi basketbol oynayacağına inanacak şekilde başladık. Bazı maçlarda birkaç kilit oyuncu olmadan oynadığımız doğru ancak bu maçlarda dahi iyi oynayabilecek yollar bulduk. Bence kilit nokta sezonun başında deplasmanda peş peşe oynadığımız üç maçtı. Barcelona, Olympiacos ve Maccabi‘yle deplasmanda oynayıp hepsini yenmeyi başardık. Bu da bir şekilde takıma çok güven verdi. Bu maçların ardından aynı şekilde devam etmemiz gerektiğini anladık. Bu yıl EuroLeague normal sezonunda ve play-off’larda gösterdiğimiz performanstan fazlasıyla gurur duyuyorum. Oyuncularımı işlerini yaptıkları için tebrik ederim.
-Bu süreçte motivasyonu üst seviyede tutmak hiç de kolay değil. Üstelik sakatlık problemleri gibi motivasyonu düşürücü etmenler de vardı. Siz takımınızın motivasyonunu nasıl üst seviyede tuttunuz?
Her gün kendinize bir motivasyon kaynağı bulmalısınız. Her antrenman kendinizi geliştirmek ve sıkı çalışmak için bir fırsat. Her maç da aynı bu şekilde. Ben bunu belki her zaman söylüyorum ama sevdiğimiz işi yaptığımız için gerçekten şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Motivasyon olmadan bu imkansız. Bazen tabii ki bu zor oluyor. Bunu anlayabiliyorum. Ama ekibimle ve kulüpteki herkesle birlikte her gün bunu geliştirebilmek için çalışıyoruz. Oyuncuları sürekli motive etmenin bir yolunu bulmak zorundasınız. Bu seviyede iyi basketbol oynamak için bu olmazsa olmaz bir durum.
–Zalgiris Kaunas’la oynadığınız seri oldukça zorlu geçti. Onlar da çok iyi bir koç tarafından yönetilen çok iyi bir takım. Siz de deplasmanda 2 maç kazanarak bu seriyi geçmeyi başardınız. Öylesine zorlu bir atmosferde 2 maç kazanmak sizin için ne anlam ifade ediyor?
Play-off zamanları çok özeldir. İlk maçta Zalgiris‘i burada çok kolay yenmeyi başardık ve ben ikinci maçın çok zor olacağını anladım. Nitekim de böyle oldu. Biraz rahatlamıştık ve maçı kaybettik. Kaunas’ta ise çok daha iyi oynayacağımızdan emindim. İlk olarak orada her zaman çok iyi oynuyoruz. Oradaki her maç çok iyi oluyor ama her zaman iyi oynamanın bir yolunu buluyoruz. Serinin üçüncü maçı oldukça kritikti. Büyük takımların bu tip şartları anlaması ve reaksiyon vermesi gerekiyor. 3. maçta normal sezonda attığımız gibi şut atamadık. Ancak yine de savunma kısmında çok iyi iş çıkarttık. Bu savunmamız sayesinde maçı kazanmayı başardık. Bu maçın ardından her şeyin farklı olacağını biliyordum. Dördüncü maçta ikilik ve üçlüklerde inanılmaz bir yüzde yakalayarak harika bir hücum performansı gösterdik. Bundan büyük gurur duyuyorum çünkü bu bahsettiğim istatistiklerde (ikilik ve üçlük atışlar) EuroLeague’in en iyi takımıyız. Bu da topu paylaştığımızı, topu nasıl iyi dolaştırmamız gerektiğini anladığımızı ve her zaman mümkün olan en doğru şutları kullandığımızı gösteriyor. Bunu devam ettirmeliyiz. Hem Final Four’da hem Türkiye Ligi play-off’larında. Dediğin gibi orada çok iyi bir atmosfer vardı. Basketbolu bilen insanların oluşturduğu bir atmosfer. Çok iyi bir takım, çok iyi bir organizasyon. Ama bence bir kez daha sahip olduğumuz kaliteyi ve karakteri gösterdiğimize inanıyorum. Bu sayede üst üste beşinci yıl Final Four’a kaldık.
– Bu Fenerbahçe Beko’nun üst üste beşinci Final Four’u olacak. Siz gelmeden önce böyle başarılar yoktu diyebiliriz. Peki siz burada uzun yıllar kalarak Panathinaikos‘la yakaladığınız gibi uzun soluklu başarılar yakalayacağınıza inanıyor musunuz?
Bu tarz sonuçlar aldığımız için çok mutluyum. 6 yıldır buradayım. Herkes Fenerbahçe’nin şu anda Avrupa’nın en iyi takımlarından biri olduğunu düşünüyor. Bu durum da bizi mutlu ediyor. Tabii ki gelecekte de bu şekilde devam etmek istiyoruz. Başkanımızın, kulüpteki insanların bize desteği var. Daha da önemlisi taraftarlarımızla bu tarz bir bağ kurduk. Tabii ki bunun ne kadar süreceği ayrı bir soru. Ben bu kadar uzun vadeli bir şeyi şimdiden düşünmeye gerek olduğunu sanmıyorum. Benim aklım ve zihnim sadece şu ana ve önümüzdeki şeylere odaklanmış durumda ki bence mantıklı olan da bu. Ben bir koçum ve günlük işler benim için çok önemli. Böyle de devam edeceğim.
– Final Four öncesinde takımda ciddi bir sakatlık problemi de var. Lauvergne ve Datome kesin olarak olmayacaklar. Kalinic ve Vesely‘nin durumu da belirsiz. Sanırım kariyerinizde ilk kez Final Four öncesi bu kadar kritik sakatlıkla karşı karşıyasınız. Bu sakatlık problemleriyle nasıl baş ediyorsunuz? Bu durum muhtemelen antrenman yapmanızı bile zor hale getirmiştir?
Ne kadar zor olduğunu tahmin bile edemezsin. Daha önce de Jan Vesely ve Lauvergne olmadan antrenman yapmak ve oynamak zorunda kalmıştık. Ancak o zaman Kalinic ve Datome vardı ve bir şekilde bu pozisyonu oynamayı başardılar. Şimdi bu iki oyuncu da yok. Muhtemelen kariyerimde ilk kez beş guardla oynadık. Ama gerçek guardlar. Bir ve iki numarada oynayan oyuncular. Bu tamamen benim için yeni bir durum. Oyuncularımın antrenmanlarda buna verdiği reaksiyonlar ise çok iyiydi. Çok sıkı çalışmaya devam etmeleri gerektiğini anladılar. Genç takımdan oyuncular da antrenmanlarımıza katılarak bizlere yardımcı oldular. Onlara bunun için çok teşekkür ederim. Ama bu sezonun momentumu. Yapacak bir şey yok. Sadece sıkı çalışmalıyız ve her iki oyuncumuzun da (Kalinic ve Vesely) Final Four öncesi birkaç idman yapabilmesini ummalıyız. Ancak ne olursa olsun ağlanacak veya üzerinde fazlasıyla düşünülecek bir durum yok. Kendimizi olabilecek en iyi şekilde Final Four’a hazırlamalıyız. Orada da bizi oldukça iyi bilen ve bu sezon birçok kez karşılaştığımız bir takımla karşılaşacağız. Durum böyle.
– Sizin de dediğiniz gibi yarı finalde sizi çok iyi bilen ve sizin de çok yakından tanıdığınız Anadolu Efes‘le karşılaşacaksınız. Onlar hakkında neler söylemek istersiniz? Geçen yılı sonuncu bitirdikten sonra bu sezon burada olmalarına şaşırdınız mı?
Şaşırmadım. Bence bu sezon çok iyi bir basketbol oynadılar ve Final Four’da olmayı hak ettiler. Normal sezonda çok iyilerdi. Barcelona karşısında sert bir seri oynadılar ama dediğim gibi burada olmayı hak ettiler. Çok ilginç bir maç olacak. Şu ana kadar onlarla oynadığımız maçlar bir şekilde gerçekten çok iyi geçiyordu. Basketbolun kalitesinden bahsediyorum. Tabii ki yerel ligde ve EuroLeague’de farklı kadrolarla oynamak zorunda kalıyorsunuz. İki takım da çok kaliteli oyunculara sahip. Bence bu Türk basketbolu için çok iyi. Tarihte ilk kez 2 Türk takımı Final Four’da olacak. Bu yüzden burada basketbolu seven herkes çok mutlu olmalı.
– Rakibiniz Ergin Ataman’la geçmişte bazı problemler yaşamıştınız ancak son dönemde iki taraftan da pozitif açıklamalar geliyor. Hatta Ergin Ataman geçtiğimiz günlerde sizden “Avrupa’nın en iyi koçu” diyerek bahsetti. Aranızdaki bu sıkıntılar geride kaldı diyebilir miyiz?
Söylediği nazik söz için teşekkür ederim. Benim açımdan saygı ön plandaydı ve hep böyle olacak. Geçmişe dönmek çok mantıklı değil. Eğer bu şekilde saygıyla devam edilirse ben mutlu olurum.
– Bu gerçekten de Türk basketbolu için büyük bir başarı ancak Türk basketbolu son dönemde ekonomik sebeplerden dolayı problemler yaşıyor. Sizce iki Türk takımının bu turnuvada yer alması aranılan umut ışığı olabilir mi?
Eğer böyle olursa gerçekten güzel olur. 2 Türk takımının Final Four’da olması çok özel bir durum. Ancak doğru ve dürüst konuşmak gerekirse Türkiye Ligi 3-4 yıl önce şu andakinden daha iyi bir turnuvaydı. Böyle olmasının sebebi dediğin gibi ekonomik problemlerden kaynaklı. Bazı takımlar eskiden oldukları seviyede değiller. Ancak Türkiye Ligi her zaman çok çekişmeli ve iyi bir lig. Bu ligde oynayacağınız her maça hazır ve %100 konsantre olmalısınız.
– Birçok kişi Final Four’da sürekli Fenerbahçe, Real Madrid ve CSKA gibi aynı takımları görmenin sıkıcı hâle geldiğini ve bir değişiklik olması gerektiğini söylüyor. Buna katılıyor musunuz? Bu konuda sizin görüşünüz nedir? Ayrıca Final Four’da seri değil de tek maç üzerinden eşleşmelerin oynanması konusunda ne düşünüyorsunuz?
Bu eski bir hikaye. Bazı yıllarda insanlar başka takımların sürekli Final Four’da olduğunu söylüyordu. Bu durum böyle değil. Döneme, takımların kalitesine bağlı. Ancak yine Real Madrid, CSKA ve Fenerbahçe Final Four’da ise bu da kaliteli bir takım olduğumuzu gösteriyor. Bu konuda mutlu olmak için çok sebebimiz var. EuroLeague’deki mevcut sistem çok iyi. Her takım tüm takımlarla oynuyor. Gelecek yıl iki tane daha takım ve dört tane daha maç olacak. Sonra bir de bu çok özgün playoff sonrası Final Four’a gidiyorsunuz. Bence Final Four Avrupa ve EuroLeague için muazzam çünkü çok büyük bir ilgi var, herkes orada. Dört takım, dört ayrı ülke, bu yıl üç olsa da fark etmez. Tüm Avrupa, tüm dünya televizyonları orada oluyor. Ben bunun EuroLeague’de sezonu bitirmek için harika bir yol olduğunu düşünüyorum.
– Fenerbahçe taraftarının da büyük bir kalabalık hâlinde orada olacağını düşünüyorum. Ancak sezon içerisinde siz onlarla ilgili bazı açıklamalar yapmış ve özellikle de Türkiye Ligi maçlarında salona daha fazla gelmeleri çağrısında bulunmuştunuz. Sanırım kariyerinizde ilk kez bir taraftar grubundan birden fazla kez salona gelmelerini istiyorsunuz. Bu konuda ne söylemek istersiniz? Onlar da bu çağrınıza karşılık verdiler. Size de doğum günü gibi bazı sürprizler yaptılar. Final Four öncesi Galatasaray maçında da takımla birlikte tezahürat yaptılar.
Kaç kez söyledim bilmiyorum ama birkaç kez söyledim. Ben oyuncularının destek görmeyi hak ettiğine inanan biriyim. Daha önce Fenerbahçe’nin nasıl bir kulüp ve takım olduğu konusunda söylediklerinden bahsediyorsak ben de oyuncularım için sürekli destek istiyorum çünkü bunun farklı olduğunu biliyorum. Final Four öncesi Galatasaray maçından örnek verdin. Salon dolu değildi ama muazzam bir atmosfer vardı. Oyunculara yardımcı oldular. Final Four öncesi oyuncuları cesaretlendirdiler. Bu anlamda her şey olumluydu. Ben de bu şekilde konuşuyorum. Ben hep doğrudan konuşan biriyim. Eğer oyuncularımı korumak için yapacağım bir şey varsa bunu hep yaparım. Benim için tek yol bu, başka bir yol bilmiyorum. Belki bazıları şaşırabilir ama ben oyuncularım için bir şeyleri en doğru bildiğim şekilde yapmaya devam edeceğim.
– Fenerbahçe, Avrupa’nın en iyi organizasyonlarından biri. Siz de burada Maurizio Gherardini ile çalışıyorsunuz. NBA’de genel menajer rolü çok önemli ancak Avrupa’da genel menajer rolünü o kadar sık görmüyoruz. Sizce basketbol bu yönde ilerliyor ve değişiyor mu? Her EuroLeague kulübünün Maurizio Gherardini gibi bir genel menajerinin olması önemli mi?
Diğer takımları bilmiyorum ama bizim için Maurizio önemliden de öte. Her konuda kilit kişi o. Öncelikle ben Maurizio ile Benetton’da çalıştığım dönemden arkadaşım ve bu arkadaşlığı yıllardır sürdürüyoruz. Maurizio burada yanımda olduğu için çok mutluyum. Aldığımız her kararı birlikte alıyoruz. Her şeyi konuşuyoruz, küçük ayrıntıları, kulüp organizayonu, takım için önemli olan her şeyi… Ofisinde insanlarla birlikte çalışıyor. Onun buradaki varlığının çok özel bir şey olduğunu düşünüyorum. Ayrıca ona kişisel olarak da hepimiz için yapmaya çalıştıkları için teşekkür etmek istiyorum.
– NBA de değişiyor. Nikola Jokic, Giannis Antetokounmpo gibi Avrupalı oyuncular çok daha büyük roller alıyor. Avrupalı oyuncuların NBA’de daha dominant bir hâle gelmesiyle ilgili, bu geçiş ile ilgili neler söylemek istersiniz? Ayrıca tabii Avrupalı koçlar için de yeni bir kapı açılıyor gibi gözüküyor. Igor Kokoskov başantrenörlük yaptı, Ettore Messina ve Sarunas Jasikevicius’un ismi bazı NBA takımlarıyla anılıyor.
Oyuncular oraya gidip ellerinden geleni yapıyorlar. İnanılmaz iyi iki oyuncudan bahsettin. Nikola ve Giannis’i tanıyan herkes bunu anlar diye düşünüyorum. Orada oynayan bir sürü başka oyuncu da var ama belki o seviyede değiller. Birleşik Devletler’deki insanlar burada EuroLeague’de oynayan oyuncuların orada da faydalı olabileceğini görüyorlar. Bazıları çok uzun süreler alıyor, bazıları o kadar almıyor. Ama hepsi kaliteli. Koçlar konusunda bu söylediğinden çok emin değilim. Igor 20 yıldır oradaydı. Ona çalışma fırsatı verdiler. Maalesef yalnızca bir yıl sürdü. Uzun yıllar bazı koçlarla ilgili dedikodular çıktı. Ettore de uzun yıllardır orada. Her yıl bir takımı çalıştıracağına dair dedikodu çıkıyor. Diliyorum da yapar. Buradan tanıdığımız her koç için aynısını diliyorum ama iş öyle değil. Öyle değil. Her yıl yalnızca dedikodu oluyor. Şimdi Saras var, önceden Ettore vardı. Avrupalı koçlara çok da güvendiklerini sanmıyorum. Buna da hakları var. Şu anda çok sayıda Avrupalı yardımcı antrenör var. Ancak başantrenör olmakla yardımcı antrenör olmak aynı şeyler değil.
– Son sorum da şu… Yeni Koçlar Birliği’nin başkanısınız ve bu birlik ile bazı klinikler, bazı dersler planlıyorsunuz. Bu organizasyon için hedefleriniz ve hayalleriniz nelerdir?
Nihayet bir Koçlar Birliği kurulduğu için çok mutluyum. Birliğimizin her bir üyesi için, kendimizi korumak için, fikirlerimizi gelişmek isteyen tüm koçlarla paylaşma fırsatı bulmak için en iyi şeyleri yapmak istiyoruz. Her yıl EuroLeague’de düzenlediğimiz toplantıdan sonra gerçekleştireceğimiz büyük seminerin hazırlıklarına çoktan başladık. Sanırım 3-4 Temmuz’dan itibaren olacak. Yedi EuroLeague koçu olacak. Bu sebeple çok ilgi çekici olacağını düşünüyorum. Gelecekte başka planlarımız da olacak ama adım adım gidelim. Çünkü yeni başladık ve umarım organizasyonun her üyesi için faydalı olur.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!