by Buğra Uzar / buzar@eurohoops.net
Fenerbahçe Beko’nun yıldızı Bobby Dixon, bu sezon takımının bir kez daha Final Four’a kalmasında yine büyük rol oynadı.
Türk pasaportunu aldıktan sonra Ali Muhammed ismini de alan yıldız oyuncu, sarı lacivertlilerin Final Four öncesinde düzenlediği medya gününde Eurohoops’a özel açıklamalar yaptı.
-Final Four’a çok az kaldı ama ben önce kitabınla başlamak istiyorum. Çok yakında piyasaya çıkacak. Neler hissediyorsun?
Kitap yazmak benim mirasımın çok çok büyük bir parçası. Tabii ki hiç kolay değildi. Çok ilham verici bir hikayem var. Ben de böyle bir şey yapmam gerekiyor diye hissediyordum. İnsanlara bu kitap aracılığıyla ilham verebilecek olmak bana ayrıca kişisel tatmin ve huzur da veriyor. Bu harika bir şey.
-Sosyal medyada da bu konuyla ilgili oldukça olumlu yorumlar geliyor ve insanlar kitabını merak ediyor. Bize biraz ipucu verebilir misin?
İpucu mu? Okumanız gerek! (Gülüyor) Hayatımın ve yaşadığım zorlukların hikayesini kitapta anlatmaya çalıştım. Şimdiden iyi okumalar!
-Bir kez daha Final Four’dasınız. Ancak bu sezonun hikayesi biraz daha farklı oldu çünkü sezon içerisinde de çok sakatlık problemi yaşadınız şimdi de yaşıyorsunuz. Neler düşünüyorsun?
Tabii ki sakatlık problemleriyle uğraşarak bir sezon oynamak her zaman çok zordur. Ama biz bunu başardık. Diğer oyuncular sakatlık problemleri olan oyuncuların yerine sorumluluk aldılar ve bu da bizim nasıl bir takıma sahip olduğumuzun bir testiydi. Final Four’da da durum farklı olmayacak. İki arkadaşımız orada olmayacak ama biz bir kez daha sahaya çıkıp rekabet edeceğiz.
-Geçtiğimiz yıllarda şampiyon olan takımların kadrolarına baktığımızda normal sezonda sakatlık problemleri yaşadıklarını görüyoruz. Örneğin siz şampiyon olurken de geçtiğimiz yıl Real Madrid şampiyon olurken de çok önemli sakatlıklar yaşandı. Sen bu durumun takımları daha çok bir araya getirdiğini düşünüyor musun?
Kesinlikle öyle. Sırtınız duvara dayanmış gibi hissediyorsunuz ve takım olarak yaralı oluyorsunuz. Böyle olunca da takımdaki diğer herkesin farkındalığı yükseliyor. Herkes biraz daha fazla odaklanıyor , konsantre oluyor, savaşmaya daha hazır ve istekli oluyor.
-Bu sezon “Uptown Mamba” (Dixon’ın lakabı) fırtınası da geri döndü. Kritik şutlarda yine iş başındasın. Bu tip şutları seviyorsun değil mi?
Tabii ki! Ben her zaman büyük anların oyuncusuyum ve bir şekilde sorumluluk alarak takımıma yardımcı olmak istiyorum. Kazanmak için ne yapmamız gerekiyorsa yapmaya çalışıyorum.
–Zalgiris Kaunas’la da çok zorlu bir seri oynadınız. Hatta buradan giderken seri 1-1’di. Oradaki harika atmosferde üst üste 2 maç kazanmak size Final Four’da nasıl yardımcı olacak?
Zalgiris Kaunas çok iyi bir takım. Bizden başka kimle oynasalar kazanabilirlerdi diye düşünüyorum. Ama biz yapmamız gerekeni biliyorduk. Kazanmak için ne gerekeceğini biliyorduk. Oraya savaşçı bir mentaliteyle giderek diğer şeyleri tamamen zihnimizin dışında bıraktık ve kazanmayı başardık.
-Kaunas’ta attığın kritik şutlarla seyirciyi de susturmayı başardın. Binlerce insanı susturmak nasıl bir duyguydu?
Aslında ben onları susturmak için değil de maçı kazanmak için oynuyordum (Gülüyor). Ben sadece Final Four’a kalmak ve bir kez daha şampiyonluk için mücadele etmeye çalışıyordum.
-Geçtiğimiz yıl sakatlık problemleri yaşadın ancak bu yıl çok daha sağlıklısın. Umarım kariyerin boyunca da bu durum devam eder. Kendi performansın hakkında neler söylemek istersin?
Ben harika bir sezon geçirdim gibi hissediyorum. Geçtiğimiz yılın başında senin de dediğin gibi sakatlığım vardı. Yine de takıma biraz katkı yapabiliyordum. Ancak bu sezon özellikle üç sayılık atışlarımı daha yüzdeli sokma konusunda daha çok konsantreydim. İnsanlara neler yapabileceğimi gösterme konusunda daha çok konsantreydim ve daha çok odaklanmıştım.
-Yarı finalde sizi çok iyi tanıyan ve sizin de çok iyi tanıdığınız Anadolu Efes‘le karşılaşacaksınız. Bu maç hakkında neler söylemek istersin?
Onları da Final Four’a kaldıkları için tebrik ederim. Çok zorlu ve rekabetçi bir maç bekliyoruz. Tabii ki biz kazanmak istiyoruz. Bunun için savaşacağız.
–Anadolu Efes‘in arka alanda Micic, Beaubois, Larki ve Doğuş gibi kaliteli oyuncuları var. Siz de Avrupa’nın en iyi arka alanlarından birine sahipsiniz. Buradaki mücadele sence nasıl geçecek?
Evet, çok zorlu olacak. Birbirimize karşı Türkiye Ligi’nde, Türkiye Kupası’nda, Cumhurbaşkanlığı Kupası’nda ve EuroLeague’de birçok maç oynadık. Bu maçta da aynısını bekliyoruz. Onların da aç bir şekilde savaşacağını düşünüyoruz. Biz de aynı şekilde yanıt vermeye çalışacağız.
–Fenerbahçe taraftarları bu sezon birçok maçta salonu doldurdu ancak bazı maçlarda salon boştu ki koç Obradovic de birkaç kez bu durumu dile getirdi.
Tabii ki Final Four’da taraftarlarımızın orada olacağını biliyoruz. Çok önemli maçlar oynayacağız. Bizim taraftarlarımız her zaman harika ama bazen önemli maçlara gelmeyi seçiyorlar ve önemsiz maçları es geçiyorlar. Bizim için her maçta destek görmek önemli. Ama tabii ki her zaman insanların maça gelebilecek durumda olmadığının da farkındayım. Ne olursa olsun biz çıkıp oyunumuzu oynamalıyız.
-Final Four’da 2 Türk takımının olması basketbol tarihimizin en büyük başarılarından birisi. Senin de Türkiye’yi ve Türk basketbolunu ne çok sevdiğini biliyoruz. Sen bu başarı hakkında neler söylemek istersin?
İki Türk takımının Final Four’da olması tabii ki harika. Bu ligin ve Türk basketbolunun ne kadar ilerlediğinin bir göstergesi. Final Four’da iki temsilci olması her zaman iyi bir şeydir.