by Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Avrupa basketbolunda NBA’deki gibi “çaylak” oyuncu kültürü yok.
Pablo Prigioni gibi farklı örneklerini görsek de bunun en büyük sebebi lige kolejden gelen genç oyuncular… Bu oyuncular profesyonel basketbola adım attıkları sezonda genellikle oyunu, kültürü ve gerçek hayatı öğreniyor.
Avrupa’da ise böyle bir düzen yok ve çaylak diyebileceğimiz oyuncuların hepsi profesyonel basketbola erken yaşta adım atıyorlar fakat işin EuroLeague tarafında durum biraz daha farklı.
Daha önce daha alt seviyelerde oynayan bir oyuncu buraya yükseldiği zaman kendisini en iyilere karşı deniyor. Keza Amerika’dan ilk defa buraya gelen bir oyuncu da iki kıta basketbolu arasındaki farklarla karşılaşıyor. Ne kadar yetenekli olursa olsun, onların bu ortama nasıl adapte olacağı hep bir soru işareti oluyor.
Bu yüzden de EuroLeague’de çaylak oyuncu kültürü olmasa da aslında oyuncular bu deneyimi yaşıyorlar…
Bunun farkında olan Eurohoops Fırın da sezonun geride kalmasıyla birlikte, EuroLeague’de çaylak sezonunu geçiren oyuncuları değerlendirdi. Bu sezon gerçekten etkileyici “çaylak” performansları izledik. Bu sebeple listeyi 10 oyuncuya düşürmek ve onlar arasında bir sıralama yapmak kolay olmadı.
Yine de başardık. İşte karşınızda EuroLeague’de sezonun en iyi 10 çaylağı;
10- Shavon Shields (Baskonia)
Yaş: 25
İstatistik: 33 maç 9.8 sayı, 2.8 ribaund, 1.1 asist, 9.2 EFF
Shavon Shields, geçtiğimiz iki yılda Avrupa’nın dikkat çeken yeteneklerinden biriydi. Özellikle Trento’da gösterdiği performans çok heyecan vericiydi. Yazın onun Baskonia‘nın kanat rotasyonuna önemli bir çeşitlilik katabileceği düşünülmüştü.
Amerikalı oyuncu ise motorunu biraz yavaş açtı.
Sezon başında Pedro Martinez’in yapısında kendisine rol bulmakta zorlanan Shields, Perasovic ile birlikte ise o rolü buldu. Sezon devamında Baskonia‘da çekirdeğin bir parçası haline gelen Shields, sezonun son 12 maçının 11’inde çift hanelere çıkarak İspanyol ekibinin playoff’a kalmasını sağladı. Playoff’ta da CSKA Moskova karşısında eşleşmenin özellikle Moskova ayağında çok iyiydi. Fakat Vitoria’daki yenilgilere engel olamadı.
Perasovic ile birlikte toparlansa da benim Shields’tan beklentilerim daha fazla. Trento’da gördüğümüz çeşitliliği burada da sunabilir. Daha komple bir forvet performansı ortaya koyabilir.
Martinez’in sistemi bunun için uygun değildi ama Perasovic ile birlikte gelecek sezon bunu yapabilir.
9- Danilo Barthel (Bayern Münih)
Yaş: 27
İstatistik: 30 maç 8.1 sayı, 4.0 ribaund, 1.9 asist, 9.8 EFF
Danilo Barthel, sezonun izlemesi en zevkli görev adamlarından biriydi.
Geçtiğimiz sezon Almanya Ligi’nde gösterdiği performansla Bayern’in EuroLeague vizesi almasını sağlayan Alman forvet, kaptan olarak başladığı sezonda da Alman ekibine büyük katkı verdi.
Onun adaptasyon yeteneği Bayern’in iyi bir sezon geçirmesini sağladı. Özellikle Booker’ın sakatlığı sonrası Barthel, pota altında “İsviçre çakısı” gibi her role soyundu ve Alman ekibinin playoff yarışında kalmasını sağladı.
27 yaşındaki forvetin saha içindeki çeşitliliği ve oyun zekası da onu fazlasıyla değerli kılıyor. Barthel, skorda sürükleyici bir isim değil, zaten top kullanma oranı istatistiğinde takımında 8. sırada yer alıyor. Fakat %40.4 üçlük yüzdesi ve %54.5 ikilik yüzdesiyle kendisini verimli kılıyor.
Ayrıca Bayern takımı içerisinde ribaund yüzdesi en yüksek oyuncu o. Bunun yanında topu kısalar domine etse de bu sezon takımda en çok asist yapan 4. isim o oldu.
Bütün bu çeşitlilik ve verimlilik çok değerli. Ben onu “alt düzeyin” Nicolo Melli‘si olarak görüyorum. Bakalım 2. sezonunda daha gelişmiş bir Barthel görecek miyiz?
8- Jeremy Evans (Darüşşafaka Tekfen)
Yaş: 31
İstatistik: 27 maç 9.7 sayı, 5.9 ribaund, 1.2 blok, 13.8 EFF
31 yaşında ilk kez EuroLeague’de izlediğimiz Jeremy Evans, benim için sezonun hoş yanılgılarından biri.
Yaz döneminde Daçka‘ya transfer olduğu zaman, her ne kadar NBA tecrübesi olsa da atletizm dışında onu değerli kılacak bir şey olacağını düşünmemiştim. Hatta çaylak oyuncular sıralamasında kendisi baya geride kalmıştı.
Fakat Evans, atletizmini savunmada doğru kullanarak beni haksız çıkardı.
Neredeyse tüm Avrupa, adam değişmeli savunma için kısanın karşısında kalabilen uzun istiyor. Evans ise hem bunu yapabildi hem de 1.2 blok ortalamasıyla çemberi korudu.
Üstelik Douglas’ın gelmesiyle birlikte Evans hücumda da daha kullanışlı bir oyuncu haline geldi. Amerikalı oyuncu, sezonun 2. yarısında %41.1 üçlük yüzdesiyle 11.4 sayı ortalaması tutturdu. İlk sezon için hiç de fena değil.
Yine de gelecekte bu kıtada onu daha çok pivot izlersek daha iyi olabilir. Avrupa’nın pivot tarzına çok uyuyor.
7- Johnny O’Bryant (Maccabi Tel Aviv)
Yaş: 25
İstatistik: 30 maç 10.6 sayı, 5.9 ribaund, 1.3 asist, 9.8 EFF
Johnny O’Bryant, o en başta bahsettiğim ne yapacağını tahmin edemediğimiz oyunculardan biriydi.
Amerikalı forvet, hazırlık döneminde heyecan verici performanslar sundu. Fakat onu NBA’de doğru dürüst hiç izleyemedik ve profesyonel olarak ilk kez Avrupa’ya geliyor olması yeteneklerine rağmen nasıl bir adaptasyon göstereceğine dair bir soru işareti yarattı. Elmas da çıkabilirdi, kömür de…
İlk yılın arkasından ise hala çok açık bir cevabımız yok. Yeteneklerini burada kullanmayı öğrendi ve bu yüzden “elmasa” daha yakın ama adaptasyonunu geliştirmez ise “kömür” de olabilir.
25 yaşındaki oyuncu, hücumda çok fazla çeşitliliğe sahip. Hem 8 metreden kaldırıp üçlük atabiliyor hem de fiziksel üstünlüğü sayesinde pota altında bitirebiliyor. Bu sene sayılarının sadece %48.2’sinin asist üzerinden geldiğini düşünürsek kendi sayısını da yaratabiliyor.
Savunmada çok büyük. Hem üst vücudu çok güçlü hem de ayakları hızlı. Bu da önemli bir fark yaratıyor. Zaten kendisi savunma verimliliklerinde ligin 11. sırasında.
Yine de bunların gelişmesi gerekiyor. Daha doğru şut seçmeli -bu konuda felaket, savunmada nereden yardıma gidip gitmeyeceğini öğrenmeli ve oyununu daha keskinleştirmeli.
Yine de iyi bir haberim var. Ioannis Sfairopoulos’un gelmesi ona yardımcı oldu ve sezon içerisinde önemli bir çıkış yakaladı. Şimdi ise yeni macerasının nerede olacağı önemli. Onu işleyecek bir koçun yanına giderse buralarda büyük fark yaratabilir.
6- Michael Eric (Darüşşafaka Tekfen)
Yaş: 30
İstatistik: 29 maç 11.1 sayı, 5.0 ribaund, 0.9 blok, 10.4 EFF
Bu sene Avrupa’da daha önce Brindisi ve Bilbao formasıyla izlediğimiz Michael Eric’ten daha farklı bir oyuncu gördük.
Geçen sezon bile Daçka‘da onu değerli kılan şey savunmada pota altına getirdiği sertlik ve ribaundlardaki dominasyonuydu. Hücumda onun bir silah olduğunu çok az gördük.
Bu sezon ise hücum açısından bambaşka bir Eric izledik. Üretmekte zorlanan Daçka‘da pota altında önemli bir opsiyon oldu. 11.1 sayı ortalamasıyla takımının en skorer 2. ismi haline geldi. Üstelik bunu zannedildiği gibi asistler üzerinden yapmadı.
EuroLeague’de pivotlar arasında en skorer 7. isim olan Nijeryalı pivot, sayılarının sadece %55.5’ini asist üzerinden buldu ve çift haneli sayı ortalaması üreten pivotlar arasında en düşük yüzdede kalarak lider oldu. Avrupa’da hücumda hiç böyle bir opsiyon olmadan tek sezonda böyle bir gelişim göstermesi gerçekten ilginç.
Bu değişim muhtemelen ona yeni bir kapı açacak. Daçka’yla opsiyonlu bir şekilde kontratı olsa da çıkış şansı var. Böylesine bir sezondan sonra EuroLeague takımları ona ilgi gösterecektir. O da bu fırsatı kaçırmak istemeyecektir.
5- Marius Grigonis (Zalgiris Kaunas)
Yaş: 25
İstatistik: 34 maç 8.7 sayı, 2.1 ribaund, 1.9 asist, 9.3 EFF
Fark ettiyseniz listemiz genellikle uzunlar üzerinden yürüyor, kısa rotasyonunda da yer alıp da bu listeye girebilen çok oyuncu yok. Marius Grigonis ise bu konudaki istisnalardan biri….
Litvanyalı forvet, Tenerife ve ALBA Berlin’de -Aito Reneses faktörü- gösterdiği gelişimle yazın en heyecan verici transferlerinden biriydi. Onun gibi yaratıcı bir forvetin Saras ile daha yukarı çıkabileceği düşünüldü.
25 yaşındaki oyuncu ise yavaş başladığı sezonda bu yöne doğru yavaş yavaş ilerledi.
Sezonun ilk 8 haftasında rotasyonda bile gözükmeyen Grigonis, Litvanya ekibinin oyun kurucu rotasyonunda yaşamasıyla bir anda öne çıktı. Saras, ona forvetten ikili oyun oynama şansı vererek takımının hücumdaki üretkenlik problemini çözmeye çalıştı.
Grigonis ise özellikle sezonun 2. yarısında buna cevap verdi. Son 11 haftada 9 maçta çift hanelere çıktı ve 11.1 sayı, 2.5 asist ortalamaları elde ederek Litvanya ekibinin mucizevi bir şekilde playoff yapmasına yardımcı oldu.
Yine de bence bu daha başlangıç…
EuroLeague’de hem forvetten üreten hem de %44.2 ile üçlük atan bir oyuncu çok fazla yok. Saras ile birlikte oynamaya devam ederse Grigonis gelecekte isminden daha fazla söz ettirebilir.
4- Zach LeDay (Olympiakos)
Yaş: 25
İstatistik: 30 maç 9.7 sayı, 4.0 ribaund, 0.4 blok, 10.8 EFF
Zach LeDay sezonun ilginç oyuncularından biriydi.
Olympiakos için felaket bir sezondu. Pire ekibi neresinden tutsan elde kalacak bir performans sergiledi. O ise böyle bir kaos içerisinde bile parlamayı başardı. Üstelik pozisyon değişimi yaşarken bunu yaptı.
Geçen sezon İsrail Ligi’nde ilk kez Avrupa’da oynayan ve inanılmaz bir performans sergileyen LeDay, daha çok 4 numara olarak karşımıza çıkmıştı. 2.01 boyu ve ince vücudunu düşünürsek bu oldukça normal. Blatt ise onu 5 numaraya çekti.
Yine de kariyerinde ilk defa bu pozisyonda oynayan LeDay, kötü Olympiakos hücumuna nefes veren isimlerden biri oldu. Kasım-Ocak ayları arasını çok iyi geçiren LeDay, Baskonia ve Real Madrid gibi pota altı güçlü takımlarına karşı çok iyi performanslar sergiledi.
Elbette Amerikalı uzun, pozisyon değişikliği yaşayan ve ilk kez bu seviyede oynayan bir oyuncu olarak bunu istikrara dökemedi ama başlangıç için bundan iyisini zor görürdük.
Gelecek sezon bunu daha istikrarlı hale getirebilir ve savunmada gelişim gösterirse Avrupa’nın konuştuğu isimlerden biri olabilir.
3- Tarik Black (Maccabi Tel Aviv)
Yaş: 27
İstatistik: 26 maç 11.0 sayı, 5.4 ribaund, 0.8 blok, 13.8 EFF
Ve gelelim sezonun en iyi üç çaylak oyuncu performansına! Üçüncü sırada Maccabi‘nin NBA patentli uzunu Tarik Black var.
NBA’de 220 maçlık bir kariyeri bulunan Amerikalı pivot, bilinmedik bir isim değil. Üstelik daha önce de ismi transferde Avrupa takımlarıyla anılmıştı. Tarik Black gösterdiği performansla bizlere keşke daha önce onu bir Avrupa takımı ikna etmeyi başarsaydı dedirtti.
Tecrübeli oyuncu kısa sürede fiziği, atletizmi ve ayak hızıyla Avrupa’da çember çevresinde fark yaratabilecek bir oyuncu olduğunu gösterdi. Kimse onu pota altında durduramadı. EuroLeague’de maç başına ortalama 6.3 ikilik deneyip %69 gibi bir saha içi yüzdesi tutturan başka bir isim yok.
Sfairopolos ile birlikte etkileyiciliği çok daha arttı. Amerikalı pivot, son 11 haftada Khimki dışında bütün maçları çift haneli sayılara ulaşarak tamamladı.
Açıkçası pota altında böylesine dominant bir pivotu izlemek çok keyifliydi.
2- Derrick Williams (Bayern Münih)
Yaş: 28
İstatistik: 29 maç 13.4 sayı, 4.2 ribaund, 0.6 asist, 14.2 EFF
Derrick Williams’taki problem sadece Amerikalı bir oyuncu olarak bu kıta basketboluna ne kadar uyum sağlayacağı sorusu değildi. O, NBA Draft 2011’in 2. sıra seçimi olarak kariyeri boyunca hayal kırıklığı yarattı ve özellikle son dönemde sanki içindeki basketbol ateşi kaybolmuş gibiydi.
Bu yüzden onun Anthony Bennett gibi bir hayal kırıklığı olacağını ve kısa süre içinde takımdan ayrılacağını düşünüyordum. Fakat o, içinde kaybolan basketbol aşkını tekrar buldu.
Koç Dejan Radonjic, onun takım içerisinde bir parça olmasını sağlarken Williams da bu hissi çok sevdi. Sert deplasmanlardaki seyirciyle girdiği diyaloglar ve bundan zevk alması bence bunu gösteriyor.
Onun gibi yetenekli bir ismin devreye girmesi de Bayern Münih gibi yetenek tavanı düşük bir takımda her şey değiştirdi. Hem EuroLeague hem de yerel ligde işler ne zaman zora girse Williams sorumluluk aldı. Çoğu zaman da hakkını verdi.
Alman ekibi sezonun sonuna kadar playoff yarışında kaldıysa onun sayesinde oldu. Zaten artı/eksi istatistiğinde takımının açık ara en iyisi olması bunu bize gösteriyor. Kendisi ise iyi yüzdelerle 13.4 sayı, 4.2 ribaund ortalaması tutturdu.
Çaylaklar arasında en skorer 2. isim de o oldu. Performansı da tatmin ediciydi. Fakat kendisi ilk sırada kaldı çünkü ondan daha iyi bir çaylak performansı gösteren birisi var.