Singleton: “Anadolu Efes’i Diğer Takımlardan Ayıran Şey İştah Olacak”

by Semih Tuna / info@eurohoops.net

Anadolu Efes’in Birleşik Amerikalı yeni transferi Chris Singleton, takımının medya gününde Eurohoops’a özel açıklamalarda bulundu.

Singleton’ın röportajı huzurlarınızda…

– Sen Barcelona ile ilk anlaştığında herkes Barcelona’nın uzun süredir aradığı profildeki oyuncuyu bulduğunu düşünmüştü. Orada senin için yanlış giden bir şeyler mi oldu?

– Ne yanlış gitti? Sanırım kazanamadık. İstediğimiz kadar kazanamadık. Bence… Evet, bunu söyleyebiliriz. İstediğimiz kadar kazanamadık. Üst üste iki yıl kupayı kazandık ama playofflarda dördüncü maçı kaybettik. İspanya Ligi’ni de kazanamadık. Sonra beşinci maçı da burada kaybettik. Ama bence bir yıl, iki yıl ve neticede üç yıl önce bulundukları noktaya dönmek iyi bir geçişti. O dönemde benim oynadığım Lokomotiv Kuban’a kaybetmişlerdi. Umarım toparlamışlardır ama artık orası benim takımım değil. Ben artık Anadolu Efes’in oyuncusuyum.

– Görece geç imzaladın. Benim için bu biraz şaşırtıcı oldu. Neden bir takımla bu kadar geç imzalamak istedin?

– Bekliyordum. Ailevi durumlarım da vardı. Avrupa’da değildim o yüzden. Ailemle birlikte olmak istedim çünkü buraya gelince onları göremiyordum. Sezon giriyor devreye vesaire. Ailemle vakit geçirmek istedim. Anadolu Efes de ilgisini devam ettirdi. Birkaç takım vardı beni isteyen. Ben de beklemek istedim. Anadolu Efes ve koç Ataman ilgisini sürdürdü. Onunla konuşunca ilgimizin karşılıklı olduğunu gördüm. Adrien Moerman durumu vardı bir de. Sakatlıklar falan oldu. Onlar hep ilgisini sürdürdü, hep beni istedi. Neticede ben de kararımı böyle verdim.

– Koç Ataman’dan konu açılmışken… Kendisi uzun süredir seni kadrosunda görmek istiyordu. Onunla çok vakit geçiremedin gerçi ama bu kısa sürede onunla ilgili bize neler söyleyebilirsin?

– Tutkulu olduğunu biliyorum. O kazanmak istiyor… Bunu görebiliyorsunuz. Basketbol oynatmak istiyor. Bir arada olmamızı istiyor. “Kaybedersek kaybederiz ama iyi oynayacağız, takım olarak oynayacağız” diyor. Bu kadar.

– İstanbul’da yaşamak nasıl bir his şu ana kadar?

– Dediğin gibi daha çok zaman olmadı. Hırvatistan’dan döneli 3-4 gün oldu. Ben burada 5 gündür falan bulunuyorum. O yüzden… Güzel. Daire bakmaya başladık. Her şey güzel. Herkes bizi kucaklıyor. Taraftarlar, kulüp, bu takım… Özel bir yıl daha olabilir.

– Bu yıl NBA’den EuroLeague’e birçok oyuncu geldi. Sence bunun arkasında sebep nedir?

– Bence buraya gelen oyuncular ya üst düzey olamadılar ya da gerçek yeteneklerini gösteremediler orada. Bu yüzden buraya geldiler. Bence bir farklılık da istediler. İple çekiyorum. Çok çekişmeli bir sezon olacak EuroLeague’de. Özellikle şimdi iki takım daha var ve yeni bir takvim var. Çok yoğun olacak. Herkesin takımlara daha çok para yatırdığını da görüyorsunuz ki bunun da büyümeye ve belki de daha yetenekli oyuncuları çekmeye de yardımı olacaktır.

– EuroLeague’e bu sezon iki takım daha katılıyor. Yani 34 maç oynayacaksınız normal sezonda. Bu sayı BSL ile birlikte artıyor. Seyahatler, antrenmanlar… Sence EuroLeague programı, olması gerekenden daha mı yoğun?

– Hayır. İşten, basketboldan söz ettiğiniz zaman büyüdüğünü görmek istiyorsunuz. Bunu yönetmek, basketbolun kendisine, taraftarların izlediği şeye ve oyuncuların kendisine zarar vermediğinden emin olmak da onlara kalıyor. Seyahatleri vesaire halledebilirlerse iyi gidebilir, büyümeye devam edebilir.

– Sence bu sezon sizi diğer takımlardan ayıran şey ne olacak?

– Bence hâlâ iştahlıyız. Her mevkide üst düzey bir oyuncumuz var ve bence hepimiz iştahlıyız, kazanmak istiyoruz. Bunu takımda ve hatta teknik ekipte bile hissedebiliyorsunuz. Sahip oldukları her şeyi kazanmak için vermeye hazır gözüküyorlar. Bence oyuncular da aynı noktada ve yeteneklerini sergilemeye devam edecekler. Yükselmeye ve orada kalmaya devam edeceğiz.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

Related Post