By Antonis Stroggylakis/ info@eurohoops.net
Bu hafta Eurocup’ta oynanan maçlardan hiçbiri, Limoges’in İspanya’da Valencia karşısında aldığı etkileyici galibiyet kadar yankı uyandırmadı. Fransız “David”, İspanyol “Goliath’ı” devirmeyi başardı.
Doğal olarak Limoges’in bu galibiyetinin arkasındaki adam bizim de Panoramamızı biraz domine ediyor ama diğer maçlarda da oldukça ilgi çekici sonuçlar da mevcut. Sonuç olarak, Son32’nin ikinci turuna yaklaşırken namağlup sadece dört takım kaldı. İşler git gide geriliyor ve başka bir türlüsünü de beklemezdik.
İşte bize göre Eurocup’ta ikinci aşamanın üçüncü haftasında şovu çalan isimler.
En kritik galibiyet
Limoges’in “La Fonteta’da” Valencia’ya karşı gösterdiği performans uzun bir süre unutulmayacak. Dusko Vujosevic’in koçluğundaki ve rehberliğindeki ProA’nın son şampiyonu sadece galip gelmedi, ayrıca 72-92’lik skorla rakibini adeta domine etti. Yayın gerisinden muhteşem bir performans sergilediler ve İspanyolların hücumdaki stratejisini dağıttılar.
MVP: Nobel Boungou Colo
Kariyerindeki en unutulmaz maçlardan birinde Fransız kısa forvet yayın gerisinden silahlarını çekti ve Valencia’ya karşı 5/5 üçlükle oynadı. Şutlarından her biri rakibi daha da öfkelendirdi ve toplamda 23 sayı üretti. 5 de top kaybı yaptı ama… “kimin umrunda”.
En iyi 5:
Courtney Fortson (Bandırma Banvit)
Banvit deplasmanda bir başka harika hücum performansı daha sergiledi ve Amerikalı oyun kurucu takımı adına şovu yöneten isimdi. 18 sayı ve 11 asist yapmakla kalmadı, aynı zamanda 8 de faul kazanıp 30 rkg yaptı.
Keith Langford (Unics Kazan)
“Moda girdiğinde” neler olduğunu biliyorsunuz. Kimse onu durduramıyor. Amerikalı combo guard, Tel Aviv’de Maccabi karşısında adeta bir volkan gibi patladı ve attığı 30 sayıyla Unics Kazan’ı deplasmanda galibiyete taşıdı. Ayrıca 5 de ribaunt alarak bu sezonki en iyi performanslarından birini sergiledi.
Dragan Milosavljevic (Alba Berlin)
İstatistikleri kesinlikle etkileyici, sonuçta triple double’a çok yaklaştı (16 sayı, 10 ribaunt ve 9 asist), ama yine de onun savunmada ortaya koyduğu tutkuyu ve enerjiyi yansıtmıyor. Hem bireysel olarak hem de takımsal bazda gösterdiği performansla Alba’nın sadece Aris’i yenmesini sağlamadı, aynı zamanda maçın sonlarında rahat bir fark yakalamasını sağladı.
Nobel – Boungou Colo (Limoges)
Fransızların kurtarıcısı…
Julian Wright (Trento)
İtalyanlar için sadece bir pivot değil, aynı zamanda tek kişilik bir orkestra. Yapmaya karar verdiği her şeyde görece olarak etkili ve topu eline aldığı her pozisyonda bitirmeyi başardı. Maçı 27 sayı, 7 ribaunt ve 7 asistle tamamladı, böylece takımını İzmir’de Pınar Karşıyaka karşısında galibiyete taşıdı.
Haftanın Koçu: Dusko Vujosevic
Limoges’in Valencia karşısında aldığı galibiyetteki taktik dehasından başkası olamazdı! Benchlere geri dönüşünde, Dusko Vujosevic, “Yarasaların” şut yaratımını karıştıracak sağlam bir savunma planı uyguladı ve oyuncularını fırsat bulduklarında şut atmaları konusunda cesaretlendirdi. Limoges’te etkisini hissettirmeye başladığı aşikar.
En iyi kaybeden performansı: Bilbao’dan Dairis Bertans
Sahanın her iki tarafında da takımı adına her şeyi yaptı, maçı 27 sayı ve 4 ribauntla tamamladı ama yine de Bilbao’nun heyecan verici maçta evinde Bayern Münih’e kaybetmesini engelleyemedi.
Hayal kırıklığı: Maccabi Tel Aviv
Euroleague’ten Eurocup’a düşmelerinden sonra, Maccabi turnuvadaki ilk maçını da kaybetti. Eğer A) Ev sahibi olmasalardı ve B) Korkunç hatta neredeyse var olmayan savunmalarından dolayı gelmeseydi…bu kadar kötü olmazdı. Evlerinde 92 sayı yediler ki bunun bahanesi yok ve Zan Tabak şimdi her zamankinden daha büyük baskıyla yüzleşmek zorunda.