Giannis Antetokounmpo, oyun kurucu pozisyonuna geçtiği günden bu yana NBA’i kasıp kavuruyor -beş triple double ve yeni kariyer sayı rekoru (34 sayı)- ve Amerikalılar da onu basketbolun Freak’i (editör notu: Giannis’in “Greek Freak” lakabına gönderme) olarak görüyorlar!
Yine de o sadece hayalleri ve zaafları olan bir adam ama aynı zamanda kendinin farkında olması ve sıkı çalışması da onun en büyük silahları!
Hala aynı plana sahip ve hala bu plana göre yer alıyor! Durmaksızın çalışma -zirveye giden tek yol- doğru zihniyet ve sadece rakiplerine karşı değil aynı zamanda kendine karşı yaşadığı bocalamalar.
“Greek Freak”, Eurohoops’taki kişisel bloguna geri dönüyor ve fikirlerini hayranlarıyla paylaşıyor: All-Star seviyesine ulaşmak için eksik olan özelliğini, büyüme ve kariyerinin zirvesine ulaşma konusunda yaşadığı aceleyi ve güvensiz hissettiği günlerin üstesinden nasıl geldiğini…
Giannis’in kişisel bloguna yazdığı yeni yazının tadını çıkartın!
All Star seviyesine gelmek için eksik olduğu özellikler
Bireysel ve takım olarak yaptığım idmanların hiçbiri henüz tam olarak oyunuma yansımadı. Resmi maçlar çok farklı ve oynadığım zaman çok rahat hissettiğim noktaya gelebilmem benim için çok önemli. Bu da sıkı çalışma ve zaman sayesinde olacak bir şey. Bucks‘ın büyük saygı duyduğum Genel Menajeri John Hammond’ın Eurohoops’taki röportajında All Star seviyesine ulaşmak için eksiğim olan özelliklerimi söylediğini gördüm: 16-17 feet’ten ve köşelerden üçlükleri atmak.
Sadece bunun üzerine değil, diğer herkesten daha iyi bildiğim ve oyunumda eksik olan on beş şey üzerine de sürekli olarak çalışıyorum. Doğru yolda olduğuma (koç Jason Kidd’in Eurohoops’a verdiği özel röportajında Giannis hakkında söylediklerini buradan okuyabilirsiniz) ve sahada takımıma yardımcı olacak birçok şey yaptığıma inanıyorum.
Tavanına ulaşmak için bir acele içerisinde mi?
Acele içerisinde miyim bilmiyorum. Kesinlikle sabırsızım ve bunun gerçekleşmesi için zaman gerektiğinin de bilincindeyim. Geliştirmem ve oyunuma eklemem gereken bazı özellikler var. Kariyerimin zirvesinde ne kadar iyi olacağım ve bu zirvenin ne kadar süreceğini pek umursamıyorum.
Çalışabildiğim kadar sıkı çalışmak istiyorum, bu sayede ulaşabileceğimi bildiğim ve sahip olduğum potansiyele göre ulaşmam gereken noktaya ulaşacağım. Ne kadar fedakarlık gerekirse gereksin yapacağım. Bazen bunun hemen gerçekleşmesini umuyorum. Ama sakin olduğumda, önceliklerimi doğru şekilde sıralayabiliyorum, yakın ve küçük hedeflere odaklanıyorum ve tek bir yol olduğunu biliyorum. Her gün bir adım daha ileriye gitmek ve sabır ve yorgunluk konusundaki sınırlamalarımın üstesinden gelebilmek için çalışmak, kişsel zamanım ve kişisel hayatımdan fedakarlık etmek.
Ne kadar ileriye gidebileceğini kendi biliyor mu? Bazı günler…
Hayır, tavanım -basketbol açısından- neresi bilmiyorum. Hissettiğim tek şey, yaşımdan dolayı, oyunumun her açısından gelişebileceğim çok potansiyelim var. Şu anda oyunumun geliştiremeyeceğim ya da şu anda oynadığım seviyeden daha ileriye taşıyamayacağım hiçbir noktası yok.
Bazı günler kendimi çok güçlü, NBA’deki her kişisel rakibim ve takıma karşı iyi ve mücadeleci bir şekilde oynayabilekmişim gibi hissediyorum. Ama bazen de kendimi iyi hissetmiyorum, antrenmanlarda ve maçlarda istediğim kadar iyi olamıyorum ve kendi kendime merak ediyorum, “Bir sonraki adımı atabilecek miyim?”
Kevin Durant, Russell Westbrook, Steph Curry, LeBron James, Paul George, James Harden, Kawhi Leonard veya diğer süper yıldızların seviyesine ulaşabilir miyim? Kendime şunu soruyorum, bir gün ligin en iyilerinden biri olabilecek miyim ve olacaksam ne zaman?
Bazı günler beni etkileyen şeyler oluyor ve kendime soruyorum, “Giannis, o noktaya kadar gidebilecek misin?” Maçlar iyi gitmeyebilir, antrenmanda iyi olmayabilirim, beni psikolojik olarak olumsuz etkileyebilecek şeyler olabilir. Böyle anlar için kendime bulduğum panzehir ise antrenman tesisine giderek daha da fazla çalışmak.
Hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz ve saatlerce yaptığınız antrenmanların sahaya umduğunuz gibi yansımadığını düşünebilirsiniz. Bunu hissedebilirsiniz ama bu sizi hataya ve yanlışa sürükleyebilecek bir yol.
Kural basit ve kaçınılmaz: ne olursa olsun, sen ne kadar çalışırsan, o kadar iyi olursun.
Bu, güvensizlik anında beni özgüvenle dolduran tek düşünce. Bu sayede sakinleşiyorum ve bunun üzerine gidiyorum. Hala gitmem gereken uzun bir yol var ama bunun dikkatimi dağıtmasına izin vermiyorum çünkü gencim.
Her günden maksimum verim almalıyım ve daha iyi olmalıyım. Sadece bu sayede kariyerim istikrarlı olarak gelişir…
Sizlere tüm kalbimle teşekkür ediyorum ve kişisel bloguma yolladığınız tüm mesaj ve pozitif enerjinin beni rüyalarımı gerçeğe çevirmek konusunda daha çok motive ettiğini tekrarlamak istiyorum.
Bucks taraftarları, yakında sizinle görüşeceğim ve tabii ki Yunanistan’a döndüğümde Yunan hayranlarımla da görüşeceğim. Kardeşlerimle birlikte birkaç şehri ziyaret edip basketbol oynamak istiyoruz ve sizlerin de orda olmanızı, bu sayede birlikte eğlenmemizi umuyorum!
Takipte kalın, Giannis