By Antonis Stroggylakis/ info@eurohoops.net
Geçen senenin Final Four’undan bir yarı final eşleşmesinin yeni filmi kulağa nasıl geliyor? Bu kez arka planda playoff’lar var. Bir takım intikam ateşiyle yanıp tutuşurken diğeri tahtını korumak istiyor. Nefis değil mi? Patlamış mısırlarınızı hazırlayın ve Fenerbahçe – Real Madrid arasında oynanacak efsanevi seriye hazırlanın!
Top 16’nın büyük bir bölümünde Fenerbahçe Euroleague’deki en kuvvetli takım olarak gözüktü. Aralıksız olarak, hayal edilebilecek her türlü yolla maç kazandılar. Temasa dayalı savunmalarını rakiplerinin üzerine kabus gibi çökertirken harika bir hücum performansıyla perçinlediler. Ya 40 dakika boyunca maçın hakimiydiler ya da harika geri dönüşler yaptılar. En basit haliyle konuşmak gerekirse, neredeyse yenilmezlerdi ve işte bu yüzden de Top 16’yı 11-3 gibi bir yüzdeyle, diğer herhangi bir takımdan daha etkileyici şekilde bitirdiler.
Elbette, bunların hepsi Jan Vesely ile beraber oldu. Onun şok edici sakatlığı Fenerbahçe için büyük bir gerileme ve Vesely playoff’lar boyunca kenarda olacak. Çek pivot maç başına 12 sayı, 7 ribaund, 1 blok üretirken numaraların anlatamayacağı kadar büyük bir hakimiyeti hem savunmada hem hücumda kurmuştu.
Ve şimdi Fener, Final Four’a son şampiyonu alt ederek gitmek istiyor. O takım ki Fenerbahçe’yi geçen sene yarı finalde neredeyse bozguna uğratmıştı. Hayır, Obradovic’in oyuncuları “intikam bizimdir” diye bağırmayacak ama geçen sezon Mayıs’ta olanlar bu zaten leziz olan seriyi daha da leziz hale getirecek.
Real Madrid playoff’lara aynı sayıda galibiyet ve mağlubiyetle geliyor (12-12). Top 16’nın son maçında Khimki Moskova’yı mağlup ederek buraya gelmeyi başardılar ve onun öncesinde Madridista’lar oyunlarında oldukça fazla tutarsızlıklar gösterdiler. Özellikle kendi alanlarını savunma kısmına gelindiğinde… Top 16’da maç başına 83.1 sayı yiyen Real Madrid bunun cezasını şu ana kadar ödemedi.
Eğer son şampiyon savunmadaki halini büyük oranda düzeltemezse, maç başına sadece 73 sayıya izin veren Fenerbahçe’ye karşı, maç başına 83.8 sayı üreten hücumlarından daha fazlasına ihtiyaç duyacaklar. Real ev sahibi avantajına sahip değil ancak göz ardı edemeyeceğiniz bir tecrübeye sahipler. Bunun yanında kalite, kazanma alışkanlığı ve en zor durumlarda bile dipten zirveye çıkabilecek mentaliteye sahipler.
Yıldızlar:
Muazzam hücum yetenekleriyle Luigi Datome kendisini Fenerbahçe’nin en önemli yapı taşlarından biri olarak kabul ettirdi. Datome takımın yalnızca Top 16’daki en skorer oyuncusu (13.6) değil, aynı zamanda şut sayısında son derece ekonomik. İki sayılık şutlarının 62%’sini, üç sayılık atışlarının 55%’ini sayıya çeviren İtalyan yıldız oyununu bulduğunda durdurulması çok zor bir hale geliyor ve Real Madrid forvetleri için de kabus gibi bir eşleşme olacak.
Takımının en skoreri (13.5) ve aynı zamanda en iyi pasörü (4.9) olan Sergio Llull kendisinden beklenen birçok şeyi şimdiden yapmış durumda ancak işi Fenerbahçe’ye karşı kolay olmayacak. Llull sayı atmasının yanında, Bobby Dixon’ı da savunmada yavaşlatmaya çalışacak.
Anahtar Eşleşme:
Alçak post bu savaşta bir hayli sallanacak gibi gözüküyor. Ekpe Udoh ve Gustavo Ayon oldukça farklı tarzda oyuncular olmalarına rağmen takımları için çok büyük önem taşıyan iki oyuncu. Jan Vesely’nin yokluğunda Udoh -ligin maç başına 2.1 blok ortalamasıyla en fazla blok yapan oyuncusu- zaten ne kadar iyi bir savunmacı olduğunu kanıtladı ancak bunu Gustavo Ayon’a karşı bir kez daha kanıtlaması gerekecek. Sebepleri oldukça bariz…
Ayon topu çember etrafında aldığında birçok farklı yolla size zarar verecek kadar yetenekli. 11 sayı ortalamasının yanı sıra, 2.4 asist ortalamasıyla takım arkadaşlarına da yaratabildiğini gösterdi. Topu almadığı zaman ise ligdeki en iyi hücum ribaundçusu (maç başına 3). Felipe Reyes ile birlikte ikisi Udoh’u hedef alacaklar ve ona çabuk fauller aldırıp yollarından çekilmesini sağlamaya çalışacaklar.
X Faktörler:
Herkes sustuğunda onlar konuşuyor. Ve bu onların tek gücü de değil. Bogdan Bogdanovic ve Sergio Rodriguez koçlarının “gizli” asları değiller. Maçın içinde erken kullanılabilirler de ancak maçın kritik anlarında ipleri ellerine alıp momentumu takımlarının lehine çevirebilme özellikleri onları daha da özel kılıyor.
Koçlar:
Zeljko Obradovic Final Four’a yedi playoff serisi (Panathinaikos ile altı kez, Fenerbahçe ile bir kez) sonrası altı kez katıldı (2005, 2007, 2009, 2011, 2012, 2015). Sadece 2006’da playoff serisi kaybeden Zoc’un playoff serilerinde 17-7 gibi bir galibiyet yüzdesi var. Euroleague’de en fazla tebrik edilen koç olmasının bir sebebi var, değil mi?
Pablo Laso Top 8’e kaldığı her zaman Final Four biletini aldı. 2013, 2014 ve 2015’te oynadığı tüm playoff eşleşmelerini Real Madrid ile kazanırken bu maçlarda 9-3’lük bir yüzdeye sahip.
Gelenek:
“Süpür ya da süpürül”. Fenerbahçe’nin Euroleague’deki Top 8 tarihi bundan ibaret. Türk takımı 2005 ve 2008’de CSKA Moskova ve Montepaschi Siena’ya 2-0 kaybetmiş, geçen sezon ise Maccabi’yi 3-0 ile geçip Final Four yapmıştı.
Real Madrid, Final Four’a 2011, 2013, 2014 ve 2015’teki playoff serileri sonrası ulaştı. Top 8 Madridista’lar için 2009 ve 2010’da yolun sonu olmuştu. Playoff’larda 14 kez kazanıp 11 kez mağlup oldular.
Paskalya Yumurtası:
Zeljko Obradovic, İspanyollar 1995’te Avrupa Şampiyonu olurken Real Madrid’in başındaydı. 20 yıl sonra: Obradovic Fenerbahçe’yi Final Four’a taşıdı ancak Real Madrid’e yarı finalde yenildi ve o takım Obradovic’ten sonra ilk kez Euroleague’i kazandı.