By Eurohoops team/info@eurohoops.net
Türkiye Milli Takımı, Olimpiyat Elemeleri yarı finalinde Fransa’ya mağlup olup Rio 2016 umutlarına kavuşamadı ve ülkeye geri dönüyor.
Eurohoops, başarısızlığın arkasındaki nedenleri maddelerle değerlendirdi.
YETERSİZ KADRO
A Milli Takımın 1999’dan süregelen periyotta bundan daha kötü turnuvaları olmuş olabilir. Ancak hiçbirinde 12 kişilik rotasyon bundan daha yetersiz bir vaziyette değildi. Topla yaratabilen kısaların sayısının azlığı hücum temposunun oldukça düşmesine ve istenen ritmin yakalanamamasına neden oldu.
Ergin Ataman, kampın ilk gününden itibaren bu takımın savunma takımı olması gerektiğini savundu. Eldeki malzemenin niteliğinin o da farkındaydı. Peki bu malzeme kompakt bir savunma için yeterli miydi?
Hayır.
Savunma takımı transformasyonu, 15 günde oluşabilecek bir olgu değil. Bunun yanı sıra Ömer Aşık’ın Fransa maçı hariç eski günlerinden çok uzak bir görüntü çizmesi, kısa rotasyonun ana parçalarından olan Bobby Dixon-Cedi Osman-Melih Mahmutoğlu–Birkan Batuk-Furkan Korkmaz’ın sezonlarının geç bitmesi ve yorgunluk eklenince bunda başarılı olunamaması gayet doğal. Dış oyuncularımızın bu kadar formsuz olması otomatik olarak dış şut yüzdemize de yansıdı. Türkiye, turnuvada çıktığı 3 maçta %24 gibi (18/75 korkunç bir üç sayı yüzdesiyle oynadı.
Türkiye, 15 yıldır 4 numara pozisyonunu düşünürken karalar bağlamıyor. Ersan İlyasova-Kerem Gönlüm-Mirsad Türkcan (2005’e kadar) gibi isimler uzun forveti senelerce hakkını vererek götürdü. Oyuncuların fiziksel durumunun iyi olduğu sürede çift uzun oynandı, mağlubiyetin nedenleri arasında hiç uzun forvetin adı geçmedi. Bu sezon saf 4 numara olarak kadroda yalnızca geçtiğimiz sezon yeterli süre alamayan Samet Geyik var. Bu cümle tek başına birçok şeyi ifade ediyor.
ENES KANTER & ERSAN İLYASOVA
Türkiye Milli Takımı, şu an yeryüzündeki Türk pasaportuna sahip en iyi oyuncusundan bu turnuvada da faydalanamadı. Bunun nedenlerini çok fazla irdelemeye gerek yok çünkü bunu yaptığımızda saha içi nedenlerden uzaklaşmamız gerekecek. Her iki tarafın yaptığı sert açıklamalar aradaki köprülerin atılmasına neden oldu ve sonuç olarak Enes, ülkesinin Olimpiyatlara kalma mücadelesinde forma giyemedi. Nitekim Enes de Fransa maçının hemen ardından koç Ergin Ataman’a ağır sözlerle yüklenerek iki taraf arasındaki uçurumun ne kadar büyük olduğunu bir kez daha gösterdi. Bu tip kutuplaşmalar ve karşılıklı ağır ithamlar, hem bu ilişkinin onarımını imkansız hale getiriyor hem de basketbolseverlerin Milli Takım sevgisini aşağıya çekiyor.
Manila’ya tek 4 numara ile gidildiğini az önce yukarıda belirtmiştik. Ersan İlyasova, 2005’te draft edildikten sonra yanlış yönlendirme yüzünden Belgrad’taki Avrupa Şampiyonası’na gelemedikten sonra sürekli olarak birkaç turnuva haricinde Türkiye’nin yükünü çekti. Fakat ona bu kadar ihtiyaç duyulduğu bir zaman diliminde, çoğu oyuncunun hayatında tadamadığı duygu olan Olimpiyat serüveni yolunda takıma eşlik edememesi, hem onun hem de Türkiye için büyük kayıp.
Birçok NBA oyuncusunun (Tony Parker, Giannis Antetokounmpo, Tristan Thompson, Marco Belinelli, Bojan Bogdanovic vb.) yorucu sezonlarına rağmen Olimpiyatlara kalabilmek uğruna milli takım formasını giydiği bu dönemde Ersan’ın kadroya neden katılmadığının sebeplerinin bulunup çözülmesi de Türkiye milli takımının geleceği için çok önemli.
BOBBY DIXON’IN FORMSUZLUĞU
Ay-Yıldızlı ekibin en önemli skoreri olması beklenen Dixon, Senegal maçının son çeyreğindeki başkaldırış haricinde ne yazık ki ortaya çıkamadı. O da kötü performansının farkındaydı ve sosyal medya hesabı üzerinden özeleştirisini yaptı. Oyuncuyu suçlamak kolaycılık, o yüzden bunu yapmayacağız nitekim 33 yaşındaki bir oyuncunun inanılmaz ağır ve uzun bir sezonun ardından yorgun olması kadar doğal bir şey yok. Ancak Dixon’un formsuzluğunun yaratıcı kısası olmayan Türkiye’nin hücum gücüne büyük bir darbe vurduğu da bir gerçek. Turnuvadaki ilk 12 şutunda sayı çıkaramayan Bobby, Senegal maçının son çeyreğinde 13 sayı attı ve yarı finale çıkmamızdaki başrol oldu. Ancak Bobby, Fransa’yla oynanan yarı final mücadelesinde yine oldukça kötü şut attı (4/11 saha içi) ve istediği performansı gösteremedi.
CEDİ’NİN SAKATLIĞI
Sezona belki de beklediği şekilde giremeyen Cedi, her geçen gün vites arttırıp sezonu artıda kapatan ender Türk oyunculardan oldu. Kalitesini üst seviye mücadelesiyle birleştiren, pes etme fiilinin karşılığını sözlüğünde bulundurmayan 21 yaşındaki genç yıldızımız, Kanada maçının sonlarına doğru bileğini burktu. O maç gene kazanılamayabilirdi fakat Cedi Osman’ın %100 ile oynaması demek, Fransa maçı için oluşan umut kırıntılarının sayısının artması anlamına gelecekti. Cedi denedi, ağır gözüken sakatlığa rağmen kendisini sahaya atmakta bir sakınca görmedi, Fransa maçında sahadaki yerini alıp elinden geleni yaptı ancak sakatlığının ciddiyeti sebebiyle bu gayretiyle bir yere kadar katkı verebildi.