By Antonis Stroggylakis/ info@eurohoops.net
Bu yazki transfer dönemi Avrupa basketbolunun son yıllarda parkelerde gördüğü en ölümcül skorerlerden birinin Euroelague’e dönüşüne vesile oldu.
Andrew Goudelock, Unics Kazan’la geçirdiği harika bir ilk sezonun ardından Fenerbahçe’ye gelerek adını tüm kıtaya duyurdu. Türk taraftarların sevgilisi olması fazla sürmedi.
Nasıl olmayacaktı ki? Adeta bir katil içgüdüsü ve akıl almaz bir kolaylıkla topu potadan geçirme becerisi, hücumdaki müthiş etkinliği ve rekorlar kıran şutlarıyla ağızları açıkta bırakan bir kalitede basket oynuyordu.
Ancak taraftarların ona muhteşem sevgisi Fenerbahçe’nin tarihindeki ilk Euroleague Final Four’una yürüyüşünde kendisine ve takıma çok yardımcı olsa da gelecek sezon sarı-lacivertli kulüpte devam etmeyeceğinin öğrenilmesiyle kısa sürede işler değişmiş:
Eurohoops’a özel bir röportaj veren Goudelock, “Mesaj kutuma ve sosyal medya hesaplarımın tamamına çok sert mesajlar gönderildi” dedi. “Çok sert, çok acımasız ifadeler kullanmışlardı. Çünkü Fenerbahçe’de devam etmek istemediğimi zannediyorlardı. Bu yüzden Ülker Arena’ya başka bir takımın formasıyla döndüğümde hoş karşılanacağımı sanmıyorum.”
“Fenerbahçe’de kalmak istiyordum”
“Fenerbahçe’yle yollarımız ayrıldığında, birçok taraftar ayrılık kararını benim verdiğimi düşündü. Benim böyle istediğimi sandılar. Ama durum böyle değildi. Ben Fenerbahçe’de kalmak istediğimi adım gibi biliyordum. Ancak sözleşmeyi uzatma opsiyonu takımdaydı ve beni bir sezon daha oynatmayı tercih etmediler. Konuşacak başka bir şey de yoktu zaten. Dürüst olmak gerekirse başta şok oldum ama sonra “Öyle olsun” diyip yeni bir takım bulmak için yola devam ettim. Tabii ki kızgın değilim. Yeni takımımda basketbol oynamaya odaklıyım.”
27 yaşındaki süper skorer yeni takımı Maccabi Tel Aviv’le anlaşmadan evvel Fenerbahçe’nin ezeli rakibi Galatasaray’a gitme ihtimalini de düşünmüş:
“Galatarasay’a gitmeyi tabii ki düşünüyordum. Başka takımlarla beraber Galatasaray da seçenekler arasındaydı. Onlarla anlaşmaya yakın olduğuma ilişkin söylentiler çıkınca taraftarlardan hayli tepki gördüm. Her türlü olumsuz mesaj gönderildi… Ölüm tehditleri bile aldım.”
Goudelock, İstanbul Atatürk Havalimanı’na yapılan terörist saldırının kendisini huzur ettiğini ve Türkiye’de yaşanan politik karmaşayı da takip ettiğini söyledi. Gelişmelerin kaçınılmaz bir biçimde kendisini de etkilediğini itiraf etti:
“Tabii ki buraya gelme kararımda bu gelişmeler de rol oynadı. Tam geleceğimle ilgili karar aşamasındayken ve takımlar arasında seçim yaptığı sırada yaşandı olaylar. Elbette ki kafamı karıştırdılar ve bir şekilde kariyerimin gidişatını etkilediler.”
Kariyerinin ve özel hayatının bazı önemli anlarını Türkiye’de yaşamış bir insan olarak, bu olayların kendisini ruhsal anlamda da etkilediğini söyledi Goudelock:
“İnsan hiçbir ülkenin başına böyle şeylerin gelmesini istemiyor. Ama orada hayatının bir yılını geçirmiş biri olarak, daha da fazla üzüldüm. Türk halkı gerçekten çok iyi insanlar. O havalimanından o kadar çok geçtim ki… Büyük oğlum hayatının ilk yılını İstanbul’da geçirdi. Dolayısıyla bu olaylara şahitlik etmek beni derinden sarstı.”
Sonuç olarak Goudelock, 2014 Euroleague şampiyonu Maccabi Tel Aviv’de kalma kararı almış ve takımının gelecek sezona dair hedefleri oldukça yüksek.
“Bunun benim için doğru fırsat olduğundan şüphemiz yok. Maccabi Tel Aviv her zaman öne çıkan bir takım. Her sene Euroleague’i kazanmak için yola çıkan hırslı bir takımda oynamak da doğru bir karar. Oyuncularımıza ve kadromuza bakınca özel işler başarmak için gereken her şeye sahip olduğumuzu düşünüyorum.”
“Takım gibi oynamayı öğrenmemiz gerek”
“Maccabi’de birbirimizin önüne çıkmadan oynamayı öğrenmemiz gerekiyor. Bunun için hazırlık maçları, kamplar yapıyoruz. Herkes takımdaki rolünü bulduğunda da en iyi oyunu oynamak için uğraşacağız. Bunların hepsi bir süreç. Maccabi’de bu sebeple yeni bir takım kuruldu. Geçen sezona kıyasla işler değişsin istediler. Zaman alacak ama beklenen seviyeye çıkacağız.”
“Bence başarılı olacağız. Çünkü yalnızca iyi oyunculardan değil, iyi insanlardan kurulu bir takımız. Saha dışında da karakterlerimiz uyuşuyor.”