by Semih Tuna & Mete Budak/ info@eurohoops.net
Darüşşafaka Doğuş’un hazırlık maçlarında parlayan oyuncusu Furkan Aldemir, yeni sezon öncesi Eurohoops’a özel bir röportaj verdi.
Geçtiğimiz yıl NBA’den beklenmedik şekilde gönderilmenin ardından oradaki antrenman programın yarım kaldı ve fiziksel olarak çok iyi durumda değildin ancak bu yıl fiziksel açıdan çok zinde gözüküyorsun ve hazırlık maçlarında da takımının en formda isimlerinden birisisin. Yaz dönemini nasıl geçirdin? Sence bu yaz oyununa kattığın en büyük artılar neler oldu?
Yazın sezon bittikten sonra bir ameliyat geçirdim. Bu ameliyattan sonra 1-1.5 ay antrenman yapamadım. Milli Takım kampına katılamadım. Ondan sonra kulüpte fizyoterapistimiz ile ciddi bir çalışma dönemine girdik. Takım antrenmanları başlayana kadar fiziksel olarak eksiklerimi kapatmak istiyordum. Hem de bunu yanında yavaş yavaş, sakatlığımın izin verdiği kadar basketbol antrenmanları yapmaya başladım. Hazır olmam gerekiyordu, 2 senedir istediğim süreleri alamıyorum. Artık sahada daha fazla kalmak istiyorum. Bu yüzden eksiklerim üzerinde durarak kendi açıklarımı kapatmaya çalıştım. Hazırlık döneminden tek istediğim, bir sakatlık yaşamamak. Şu ana kadar iyi gidiyor, daha da iyi olabilir. Hazırlık dönemi de bitti bitiyor, lige en iyi şekilde hazır olmak istiyoruz. Fiziksel olarak kendimi üst seviyede tutup herkese iyi bir Furkan Aldemir izletmek istiyorum.
Geçen seneki Daçka takımında ters gidenler neydi? Orada rotasyonun tam bir parçası olamamıştın. Bu sezon ortası gelmenle mi alakalıydı yoksa takımın sistemi sana ayrılan rol biraz daha az mıydı?
Bu sorunun cevabını ben veremem maalesef. Her şey teknik ekibin kararı. Takıma sonradan dahil olmak oyuncuyu bazen sistem dışında bırakabiliyor. Geçen sezon öyle geçti. Önümde Darüşşafaka Doğuş ile 3 sene daha var. Önemli olan geçmişe bakmamak ve gelecekten daha umutlu olmak. Ben de bunu yapıyorum. Geçmişe dönmüyorum ve gelecek için çalışmalarımı sürdürüyorum.
Hazırlık maçlarında üç sayı denemesi yaptığını da gördük ve Anadolu Efes‘e karşı bir isabet de buldun. Bunları bu sene daha sık görecek miyiz?
Bu benim Amerika’da çalıştığım bir detay. Geçen sezon NBA Yaz Ligi’nde de deniyordum. Geçen yıl hata yapmaktan, başarısız olmaktan korktuğumdan dolayı çekindim. Bu özgüven eksikliği beni şut atmaktan uzaklaştırdı. Şu an teknik ekip beni cesaretlendiriyor. Kaçırdığım şutlarda bile bana destek olmaya devam ediyorlar. Bu da benim özgüvenimi arttırıyor. Hem de bu konuya eğildiğim için karşılığını almaya başlıyorum. Bu sezon boş kaldığımda deneyerek takıma skor katkısı yapmaya çalışacağım.
Hazırlık maçlarında hiç kaybetmediniz ve takımın kimyası çok iyi gözüküyor. Rotasyonun bir parçası olarak takımın kimyasını nasıl aktarırsın ve senin Blatt ile ilişkin nasıl?
Koç; oyunculara yakın davranan, saha içinde ve toplantılarda esprili yaklaşan ve takıma tecrübe kazandıran bir koç. Başarılarından bahsetmeye gerek bile yok. Hazırlık dönemi bizim için iyi geçti. Kazanmak kaybetmekten ziyade sistemin oturması önemli. Biz de onu yavaş yavaş oturtmaya başladık. Yeni bir takımız. Önemli olan sahada mücadele etmek. Koçun da bizden istediği şey bu, hiçbir zaman geri adım atmamızı istemiyor. Savunmada sağlam durup, hücumda da yüksek tempoyla oynamamızı istiyor. Halen daha çok eksiğimiz var. Önümüzde çok fazla sayıda maç oynayacağımız bir sezon var. Bu galibiyet alışkanlığını sürdürürsek başarı da arkasından gelecektir.
Euroleague’de yeni bir dönem başlayacak ve zaman zaman haftada 4 maç oynayacaksınız. Bir basketbolcu olarak bu yeni dönem hakkında neler düşünüyorsun?
Maç yapmak her zaman bir oyuncu için daha iyidir. Takım için de daha iyidir. Sistem bu maçlarla daha çok oturur. Antrenman sayımız azalıp maç sayımız artacak. Tek sıkıntı ise şu; Avrupa ve lig maçlarında yapacağımız yolculuklar. Onlar bizi biraz yoracaktır. Amerika’da halen daha fazla maç oynanıyor ama onların oyuncuyu sakatlıktan uzak tutmak için oluşturduğu sistem, özel uçaklar, tedavi süreçleri daha farklı. Sakatlık yaşamazsak zaten teknik ekip de antrenmanları ona göre ayarlayacaktır.
Sen bu yoğun fikstüre NBA’den de alışıksın. Hangisi senin tercihin olurdu? Eski Euroleague formatı mı yoksa bu sezon oynayacağınız mı?
Bu sistem daha iyi. Dediğim gibi tek sıkıntı yolculuklar olacak.
Yaklaşık 9-10 aydır Darüşşafaka organizasyonunun içindesin. Gün geçtikçe yükselen bir yapı var burada. Senin bu yapıda gözlemlediklerin nelerdir?
Darüşşafaka, cemiyet olarak basketbolun zaten üzerinde duruyordu. Bunun yanında Doğuş Grubu’nun sponsor olmasıyla bu takım ikinci ligden Euroleague’e kadar yükseldi. İyi ve iddialı bir kadroda kuruluyor. Burada yatırım ve oyuncuya verilen değer çok önemli. Gelecek için iyi bir vizyon belirlemiş Darüşşafaka var. Bu böyle devam ederse hem Avrupa’daki güçlü takımlara bir Türk takımı daha eklenmiş olacaktır. Bizim böyle kulüplere ihtiyacımız var. Avrupa’ya baktığımız zaman kurulan kadrolar istikrarlı bir şekilde korunmaya devam ediyor. Türkiye’de en büyük eksiğimiz her sezon değişen kadrolar. Daçka’daki vizyon aynı şekilde devam ederse başarı da gelecektir.
Değişen kadrolardan bahsettik de… Geçen yıl pivot rotasyonunda olan 4 oyuncu da takımda kaldı. Bir takımda 4 pivot olmasının avantajları ve dezavantajları nelerdir?
Avantajları da dezavantajları da var. Sıkıntı şu, antrenmanlarda çok rotasyon oluyor. Takım içindeki alışma süreci bu yüzden biraz uzuyor diyebilirim. Bu sene Türkiye Kupası ile beraber en az 70 maç oynayacağız. Maraton çok uzun olduğu için yorgunluk ve sakatlık olacak. Bizim kadromuzda bulunan 4 pivot da kendini kanıtlamış isimler. Bize bu sene yararı olacaktır.
Darüşşafaka Doğuş, kadrosuna kattığı isimlerle artık daha göz önünde bir takım. Artık ‘hedef’ takım haline geldiniz. Herkes sizi yenmek için özel olarak çabalayacak.
Türk Basketbolu’nun Darüşşafaka’dan beklediği başarılar var. Bunun bizim üzerimizde bir baskı yaratmaması gerekiyor. Yaşlı bir kadro olmamıza rağmen kadrodaki oyuncuların hepsi bu seviyeyi bilen isimler. Bizim beklentileri karşılamamız gerekiyor. Bunu baskıdan ziyade bir motivasyon aracı olarak kullanacağız.
Final Four bu sezon İstanbul’da gerçekleştirilecek. Bu da ekstra bir motivasyon kaynağı mı?
Bütün Türk takımları için elbette motivasyon kaynağı. Final Four’a kaldığınızda kendi ülkenizde kendi seyirciniz ile oynayacaksınız. Euroleague çok zorlu bir arena ve kimse çıkıp Final Four oynayacağız diyemez. Çok çalışmamız gerekiyor. Biz bu aşamayı kaydedersek umarım orada olacağız.