By Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Milos Teodosic, Turkish Airlines Euroleague’de 14.3 sayı ve 9.5 asist ortalamalarıyla geride bıraktığı ekim ayının MVP’si oldu.
Asist krallığında ligin zirvesinde yer alan Sırp oyun kurucu, takımının ekim ayını 95.3 gibi oldukça yüksek bir skor ortalamasıyla tamamlamasına yardımcı oldu.
Euroleague.net’e röportaj veren Teodosic, pas yetenekleriyle ilgili olarak, “İnanıyorum ve söyleyeceğim. Bu doğaçlama olan bir şey. Tabii ki daha gençken pas yeteneklerinizle ilgili antrenman yapmak zorundasınız. Fakat bu tarz çalışmaları falza yapma şansınız olmuyor dolayısıyla tamamen doğaçlama oluyor” dedi.
Milos, sezona harika bir başlangıç oldu, tebrikler. 2010’dan bu yana ilk ayın MVP ödülünü alıyor olmak nasıl bir duygu?
“Evet, doğru en son ne zaman aldığımı hatırlamıyorum. Belki de Olympiakos’taydım. Sanırım öyle. Ayın MVP’si ödülü her oyuncu için güzel bir ödül. Aynı zamanda da bu seviyede oynamaya devam etmek için iyi bir motivasyon kaynağı. Bu ödülü gerçekten hakketiğinizi göstermelisiniz.”
Geçen sezonun finalistleri CSKA Moskova ve Fenerbahçe şu anda ligde yenilgisi olmayan iki takım. Bu takımların bu sezonki başlangıçlarının sebebi kadrolarında sadece birkaç oyuncuyu değiştirmiş olmaları mı?
“Fenerbahçe gibi başka takımlar için konuşamam. Sadece kendi takımım CSKA hakkında konuşabilirim. Fazla değişiklik yapmadık ve takımın çekirdeğini koruduk. Bu bizim için önemliydi çünkü birbirimizi çok iyi tanıyoruz. Bu bizim için büyük bir artı fakat hepimiz tekrar geçen sezonki gibi başarılı olmak istiyorsak bu yıl işlerin iki kat daha zor olacağını biliyoruz.”
Birçok insan basketbolda şu anda en iyi pasörün sen olduğunu söylüyor. Yeteneklerine olan bu takdirlerin senin için anlamı ne?
“İnsanların sahada yaptıklarımı beğenmesi hoşuma gidiyor fakat dünyadaki en iyi pasör olduğumu düşünmüyorum. Sadece Avrupa’da Papaloukas, Jasikevicius ve Diamantidis gibi mükemmel pasörlere sahiptik. En iyinin kim olduğunu söylemek zor. Ve tabii ki bu jenerasyonun oyuncularından Sergio Rodriguez de var.”
CSKA, Galatasaray deplasmanında kulüp rekoru olan 109 sayıya ulaşarak galip geldi. Bu ilk galibiyet ne kadar önemliydi?
“Tabii ki bizim için çok önemli bir galibiyetti. Galatasaray büyük bir takım, özellikle de kendi sahasında oynadığında. Onlara karşı deplasmanda oynamak gerçekten zordu. Bu galibiyet sezon başında bize büyük bir güven verdi. Harika bir oyun oynamadık ancak EuroLeague’e galibiyetle başlamak için yeterliydi.”
CSKA daha sonra Panathinaikos‘u evinde yendi ve muhtemelen bu en zorlu maçınızdı. James Augustine burada size doğru enerjiyi verdi. Bu CSKA takımında herkesin tehlikeli olabileceğinin bir kanıtı mı?
“Evet, aynı fikirdeyim. Takımımızdaki her oyuncu bir adım öne çıkarak maçı eline alabilir. Bu bence bizim en güçlü olduğumuz noktalardan biri ve bu takımın sadece De Colo ve Teodosic’e bağlı olduğunu düşünmüyorum. İyi oynuyoruz, evet ama takım olarak çok iyiyiz.”
Sonraki maçı deplasmanda Anadolu Efes‘e karşı oynadınız. 82-82 eşitlik vardı fakat siz galibiyete uzandınız. Onların geri dönüşünü durdurmanızın anahtarı neydi?
“Bir takım olarak asla pes etmiyoruz. Efes‘in harika bir takım olduğuna inanıyorum ve onlara karşı oynadığımız maçta bunu gösterdiler. Aynı zamanda Darüşşafaka‘yı da yenerek bunu gösterdiler. Zor bir maçtı fakat EuroLeague’in yeni sistemiyle çok fazla kolay maç göreceğinizi sanmıyorum. Şimdiye kadarki skorlara dikkat ettiyseniz fazla 20 sayı farklı sonuç göremiyorsunuz. Her galibiyet için sonuna kadar savaşmak zorundasınız. Biz çok iyi başladık ve 4-0’lık bir derece elde ettik.”
Son olarak Unics’i Moskova’da yendiniz. Bu maçta EuroLeague’de gördüğümüz en iyi iki asisti yaptın. Bunlar çalıştığın paslar mıydı yoksa doğaçlama mı oldu?
“İnanıyorum ve söyleyeceğim. Bu doğaçlama olan bir şey. Tabii ki daha gençken pas yeteneklerinizle ilgili antrenman yapmak zorundasınız. Fakat bu tarz çalışmaları falza yapma şansınız olmuyor dolayısıyla tamamen doğaçlama oluyor.”
Sen ve takımın geçen yılın şampiyonları olarak tüm maçlarınızı da kazanmanın ışığında daha özgüvenli hissediyor musunuz?
“EuroLeague şampiyonu olmanın size faydası var ancak aynı zamanda üzerimizde baskı da oluşturuyor. Biz son şampiyonuz ve kupayı elimizde tutmak istiyoruz. Sezonun ilerleyen dönemi enteresan olacak.”
EuroLeague CEO’su ve Başkanı Jordi Bertomeu 2018 Final Four’un Belgrad’da olacağını açıklarken senin ismini geçirdi. 2018’de orada olmayı ne kadar seversin?
“Bunu söyledi çünkü Çin’de bunun hakkında konuştuk. Onu her gördüğümde Belgrad hakkında konuştum. Her şeyden önce basketbol için bu çok iyi ve Sırbistan’daki insanlar için de. Gerçekten bu oyunu seviyorlar. Belgrad bütün takımlar için iyi bir lokasyonda ve kimseye uzak değil. Tabii ki Belgrad’da oynamaktan büyük mutluluk duyarım ve 2018’de Final Four’da olmaktan da onur duyarım. Harika olacaktır.”
Geçen yıl EuroLeague şampiyon olmadan önce hep çok yaklaşmıştınız. Kazanma duygusu ne kadar güzel ve bunu tekrarlamayı ne kadar istiyorsunuz?
“Kazandığımız anda kimse bu hissin ne kadar büyük olduğunu anlayamadı. Finalden birkaç gün sonra EuroLeague şampiyonu olduğunuzun farkına varıyorsunuz. Şampiyonluğun oyuncular, teknik heyet, başkan ve herkesin rüyasını gördüğü bir şey olduğunu farkediyorsunuz. Finalde gerçekten takımımla gurur duydum; bütün sezon harika oynadık. Büyük gurur ve mutluluk duyulacak bir şeydi.”