Theodoros Papaloukas, Final Four günleri için özel olarak, Eurohoops tarafından oluşturulan The Insider’daki Bloguna Euroleague hakkında üç adet yazı yazdı. Bunların sonuncusunda, Euroleague’in Yunan efsanesi, ki aynı zamanda bu turnuvada Final Four’un yüzü olarak da çalışıyor, iki büyük yarı final maçı öncesi hislerini ve turnuvada yaşadığı deneyimleri yazdı.
“Büyük bir finaldi, Real’in son üç dakikasında maçı kopartıp bir tehdit olmadan maçı kazandı ve kupayı adilce kazandı. Maçın sonucu ne oyunun gerçeğini ne de Olympiakos’un sergilediği çabayı gösteriyor. Maça iyi başladılar ama kötü bir ikinci çeyrek geçirdiler, başlarda yakaladıkları momentumun avantajını koruyamadılar ve birçok serbest atış kaçırarak konsantrasyonlarını kaybettiler.
Her perdelemede adam değişiminin doğru bir fikir olduğu ortaya çıktı çünkü Real’in hücumdaki yeteneklerini ve birçok temel elementini bile sınırladı. Bu yüzden Olympiakos hücumda kötü bir gün geçirmesine rağmen son dakikalarda maçı kazanmak için iddialı bir konumdaydı. Kritik nokta ise Carroll’ın üst üste üçlükleri oldu. Olympiakos tam üstünlüğü ele almıştı ki bu seriyle tekrar geriye düştü. Tam Olympiakos’un istediği sonuca doğru ilerlediği sırada çok zor ve kritik şutlar soktu. İşte basketbol bu.
Şapkalarımızı Pablo Laso için çıkartmalıyız. Durumu çok iyi idare etti, önemli oyuncuları benchte tutmak konusunda tereddüt etmedi ve sadece galibiyeti getirmek için gerekli mental kararlılığa sahip oyunculara güvendi. Nocioni maçın en kilit oyuncusuydu, Maciulis de çok önemliydi.
Finallerde alınan mağlubiyetlerin tadını daha önce derimde hissettim. Olympiakos’un şu an nasıl hissettiğini biliyorum. Kim kupaya bu kadar yaklaştıktan sonra kaybedip de mutlu olabilir ki? Dışarıdan bakan biri olarak gördüğüm kendileriyle gurur duymaları gerektiği. Rotaları ve bunca yıl turnuvalarda başardıkları gerçekten inanılmazdı.
CSKA hakkındaki fikirlerim
İkinci finalse ilginç bir maçtı. CSKA farkı açtı ama Fenerbahçe atletik tarafını gösterim maçı ortaya getirdi. Maçın sonucu ufak detaylarla belli oldu. Eski takımım hakkında Madrid’de oynanan da dahil diğer Final Four’larda başlarına neler geldiğine dair hislerimi açıklamak istiyorum. Problem sadece basketbolla alakalı değil ve birçok insanın suçu keskin belirleyicilere yüklemesi doğru değil. Takımın mentalitesi düştü ve bu da Euroleague’de maçın sonucunun belirlendiği anlarda ortaya çıktı.
Olympiakos’la olan yarı final maçını bir kez daha izledim. CSKA’nın bir planı vardı, maça doğru bir şekilde yaklaştılar ama sadece maçın sonlarında 1-2 kritik hata yaptılar. Ters eşleşmeleri iyi okudular, iyi paslaştılar, doğru tercihler yaptılar. Takım, kadrodaki oyuncuların bazılarıyla ve ileride gelecek oyuncuların basketbolu doğru şekilde düşündüğünde ve maçın galibinin belirleneceği anlarda hücumdaki ve savunmadaki pozisyonları doğru okuduklarında bir gün Euroleague’i kazanacaktır.
CSKA eğer sahada neler olduğuna odaklanırsa, geçmiş başarısızlıklarından elde ettikleri avantajlarından ders çıkartabilirlerse ve bunları kritik anlarda uygulayabilirlerse, kazanan taraf olacaklardır. Birçok insanın düşündüğünden daha az karmaşık ve tüm bu kalp kırıklığının altında takım olarak düşünmeleri gerekiyor. Değişim, kriz anlarında çok rahat hisseden oyuncu ya da oyuncular tarafından yapılacaktır.
Genel olarak, herkesin de söylediği üzere bu turnuva son yıllardaki turnuvaların en iyisiydi. Euroleague’e bana bu fırsatı verdikleri için ve böylesine güzel bir deneyim yaşamamı sağlayıp Joe Arlauckas ve Sasa Djordevic’i daha yakından tanıma şansı verdiği için teşekkür etmek istiyorum. Overall, like everybody is saying the tournament was one of the best in recent years. I would like to thank the Euroleague for giving me the opportunity to experience it in such a nice way and to get to know better Joe Arlauckas and Sasa Djorjevic.
Not: Inma, Abi, Vita, Alex, Nicola, Diego, Javier her şey için teşekkürler!
#HolaF4Glory!