By M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
Bugünlerde herhangi bir spor organizasyonunda ertelenen maçların olmadığı bir haftaya denk gelmek için ayrıca çaba harcamamıza gerek yok. Neticede Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin dördüncü haftasında da erteleme maçları vardı fakat buna rağmen dört temsilcimizin sahne aldığı, sürpriz sonuçların yaşandığı ilginç bir haftayı geride bırakmış olduk.
Bu hafta oynanan maçlarda bilhassa genç yıldızların ekstra performansları takımlarını galibiyete taşırken maalesef temsilcilerimiz bu hafta oynadığı dört maçın yalnızca üçünden galibiyet çıkarabildi.
Onların bu performansı da bir başka açıdan sürpriz takımların galibiyetleri anlamına geldi. Hâliyle Darüşşafaka Tekfen, Türk Telekom ve TOFAŞ’ın rakiplerinden öne çıkan performanslar da haftalık panoramamızda yerini almış oldu. Fakat haftanın öne çıkan oyuncularına bakmadan önce gelin bu hafta oynanan maçlara genel bir bakış atalım.
HAFTANIN KAZANANLARI
GALATASARAY‘IN TAKIM KİMYASI
A Grubu’nda bu hafta tek maç oynanırken Galatasaray, Bakken Bears karşısında durgun başladığı maçta ikinci çeyrekten itibaren her çeyrekte vites artırdı ve bilhassa son çeyrekte kritik şutları sokan R.J. Hunter’ın etkili performansı ile kazanmasını bildi. Bu maçta Brock Motum ve Daryl Macon gibi isimler de öne çıktı ancak haftanın en iyileri arasına yazabileceğimiz özel bir performansa rastlamadık. Bununla birlikte koç Ertuğrul Erdoğan ile maçtan bir gün önce yollarını ayıran Galatasaray’ın yaptığı durgun başlangıç da hayli açıklanabilir ve beklenen bir başlangıçtı.
Maç sonu açıklamasında Hunter da takımın başında sahaya çıkan Ömer Uğurata’ya teşekkürlerini iletirken her iki isim de zor bir haftayı geride bıraktıklarını, buna rağmen ayakta kalmayı başardıklarını söylediler. Bears takımı Galatasaray’ın oyuncu kalitesinin çok uzağında fakat bu kadar büyük çalkalanmaların olduğu bir haftadan sonra takım maça kötü de başlamışken tekrar konsantrasyonlarını bulup oyuna dönmeleri onlar için takdire şayan bir gelişmeydi.
Galatasaray ile ilgili bu haftanın kaybedenleri arasında herhangi bir gelişmeye yer vermeyeceğim için bu noktada ufak bir parantez açmak istiyorum. Galatasaray, Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin en zor gruplarından birinde mücadele ediyor ve bu haftanın kazananlarında takıma değil, takım kimyasına yer verdiğimin altını çizeyim. Zira Galatasaray’ın benzer bir başlangıcı veya dördüncü çeyrekte benzer bir düşüşü grubun diğer iki takımı Iberostar Tenerife veya Dinamo Sassari karşısında sergilemesi hâlinde bu kadar şanslı olmayacağı açık.
Galatasaray’da bir şeylerin mutlaka değişmesi gerekiyor fakat bu galibiyet, onların büyük bir özgüven kaybı yaşamasının önüne geçti. Çıkan transfer dedikoduları ne kadar doğru bilinmez fakat Galatasaray’ın Jordan Theodore ile ilgilendiği iddia ediliyor. Hâl böyleyken forvetten Yiğit Arslan dışında bir yaratıcıya ihtiyacı olduğu aşikar olan Galatasaray belki de farklı bir isme yönelmeli. O cephede yaşanacak gelişmeler de sarı-kırmızılı takımın sezonun devamında neler yapabileceği konusunda büyük ışık verecek. Galatasaray, bir geceyi daha kurtardı.
BAKKEN BEARS
Bakken Bears, takım olarak kazanmalarının çok zor olduğu bir maçı harika oynadı. Maç sonunda koç Steffen Wich’ten de büyük takdir toplayan bu performansın perde arkasında önemli bir zorluğun içinden geçen Bears da bu haftanın kazananları arasında bana göre.
Daha önce takımdaki 11 COVID-19 vakası nedeniyle ertelenen bu karşılaşma öncesinde 9 Kasım Pazartesi gününe kadar takım, İstanbul’a seyahat edip edemeyeceğini bile bilmiyordu. İki haftalık süreçte yalnızca iki antrenmana çıkabilen Bears, Galatasaray karşısında maça harika girdi.
Daha sonra düşen kondisyonları baş gösterdi ve Galatasaray kontrolü ele geçirdi fakat son çeyrekte Bears bir kez daha geri gelerek öne geçmeyi başardı. Bears’ın maçın sonunu getirememiş olması onlar için elbette üzücü fakat kadro kaliteleri, COVID-19 vakaları ve her şeye rağmen sahip oldukları üç önemli eksik düşünülünce Galatasaray karşısında ortaya koydukları oyun, onları grup puan durumunda kaybeden yapsa da kendi vicdanlarında ve psikolojilerinde yalnızca kazanmış durumdalar.
Ayrıca Q.J. Peterson da bu maçtaki oyunu ile apayrı bir yere yazılmalı.
BC IGOKEA
Türk Telekom, Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin ilk “Güç Sıralaması”nda zirvede yer alan takımdı fakat BC Igokea karşısında çok etkisiz kalarak kaybetti. Telekom’un güçlü ve zayıf yönlerini çok iyi analiz eden Igokea, başkent ekibinin geri dönüş yaptığı her anda vurduğu yumrukla maçı kazanacağını gösterdi.
NBA tecrübesi de bulunan çok önemli oyunculardan oluşan Türk Telekom karşısında Anthony Clemmons ile fark yaratan Igokea, topu çok iyi paylaştı, Türk Telekom’a yalnızca %36 ile şut atma imkanı tanıdı ve Kyle Wiltjer gibi önemli bir skor tehdidini harika savundu. Hâl böyle olunca da bütün maç boyunca yalnızca bir dakika beş saniye boyunca geriden geldi Igokea.
Boyalı bölgede temsilcimiz karşısında önemli bir üstünlük kurmayı başaran Igokea, aldığı bu sonuçla Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin en dengeli gruplarından birinde en güçlü takımı mağlup etti ve gruptan çıkma yolunda dev bir adım attı.
RYTAS VILNIUS & ERA NYMBURK
SIG Strasbourg’un kenardan skor katkısı almakta çok zorlandığı maçta Rytas Vilnius, Fransa’dan çok önemli ve sürpriz bir galibiyet çıkarmayı başardı. İlk yarıda Martynas Echodas’ın omuzlarında üstünlük kuran Rytas, maç sonunda ise Andrew Goudelock’ın sayıları ile kazandı.
Goudelock en iyi maçlarından birini çıkarmadı ancak kritik anlarda sorumluluk almasını bildi. Echodas ise kendileri için çok zor olabilecek bu grupta önemli bir avantaj yakalamalarında başrolü oynadı.
ERA Nymburk de TOFAŞ karşısında sürpriz sayılabilecek bir galibiyet aldı. Haftanın kaybedenleri kısmında daha iyi mercek altına alacağımız bu mücadelede Nymburk, haftanın kazananları arasına adını yazdırmayı başardı. Özellikle gruptan çıkma savaşında TOFAŞ ile mücadeleye girme ihtimallerinin çok yüksek olduğu düşünülürse bu galibiyet, Nymburk için hayati önem taşıyordu.
HAFTANIN KAYBEDENLERİ
Not: Her ne kadar Türk Telekom, Igokea deplasmanında çok sürpriz bir mağlubiyet almış olsa da bu durumun onların gruptan çıkma hedeflerinde çok etkili olacağını düşünmüyorum. Türk Telekom’un kısa vadede bu mağlubiyeti telafi edebileceğine inandığım için bu haftanın kaybedenleri arasında onlara yer vermedim.
TOFAŞ
TOFAŞ, ERA Nymburk karşısında maç içerisinde zaman zaman istediklerini yapabildi fakat rakibine karşı istediği üstünlüğü kuramadı. Bu karşılaşma öncesinde Basketbol Süper Ligi’nde Galatasaray‘ı deplasmanda geçen TOFAŞ’ın o performansı, Nymburk maçı için önemli bir umut vaat ediyordu fakat o umudu maçın genelinde göremedik.
Kendi evinde Nymburk karşısında çok zorlanan TOFAŞ, buna rağmen kazanacak noktaya geldi ve son anlara da önde girdi ancak hem Nymburk’ün son hücumunu savunamadı hem de son şuttan istediği gibi yararlanamadı. Hâl böyle olunca da uzatmaya giden maçta mağlubiyet kaçınılmaz hâle geldi.
Ancak TOFAŞ’ı bu haftanın kaybedenleri arasına sokan şey tüm bunların ötesinde yalnızca altı maçın oynanacağı gruptaki direkt rakibine kendi evinde maç kaybetmiş olmak. TOFAŞ bu gruptan çıkmak istiyorsa Nymburk’ü artık deplasmanda mağlup etmek zorunda ve bu da Çekya deplasmanında daha farklı bir şeyler yapmaları gerektiği anlamına geliyor.
PERISTERI
VEF Riga, Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin en iddialı takımlarından biri değil fakat güçlü rakibi karşısında muhteşem bir oyun oynayarak deplasmanda kazanmasını bildi. İlk yarıda ribaundları tam anlamıyla domine eden Riga, Peristeri’nin aldığı toplam ribaund sayısı (10) kadar hücum ribaundu almayı başardı ve soyunma odasına da önde girmesini bildi.
Topu da iyi dolaştıran Riga, ribaundlardaki ikinci şans sayılarıyla galibiyete uzanan taraf oldu. Aşırıya kaçan top kayıplarına rağmen kazanan Riga, beklenmedik bir galibiyet çıkarırken Peristeri’nin hedeflerine de önemli bir darbe indirmiş oldu.
HAFTANIN BEŞİ
Retin Obasohan – PG: Nymburk’ün Belçikalı guardı, ilk haftada JDA Dijon karşısında çok suskun kalmıştı fakat TOFAŞ karşısında takımını galibiyete taşıyan isim oldu. Onun oyunda olduğu bölümde TOFAŞ’a karşı Nymburk 13 sayı fark attı. Dış şut tehdidi konusundaki açığını asistleri ile kapatan Obasohan, TOFAŞ savunmasını delerek galibiyette başrolü üstlendi.
Kristers Zoriks – SG: VEF Riga’nın 22 yaşındaki oyuncusu, Peristeri deplasmanında alınan zaferin en kritik ismi olmayı başardı. Zoriks, %70 şut isabeti ile oynarken 1,91’lik boyuna rağmen verdiği ribaund katkısıyla da takımını taşıyan isim oldu. Bitime 22 saniye kala çizgiye gelen Zoriks, farkın 2 sayı olduğu bölümde eli titremeden iki serbest atışı da sayıya çevirdi ve maçın en kilit ismi oldu.
Dalibor Ilic – SF: Türk Telekom’un Igokea’ya kaybettiği maçın ne en skorer oyuncusu ne de en değerli ismiydi Dalibor Ilic fakat henüz birkaç gün önce Bursaspor karşısında 36 sayı atan Kyle Wiltjer, onun savunması karşısında 6 sayıda kaldı. 20 yaşındaki kısa forvetin etkisini ise daha net görebileceğimiz bir alan var: Igokea, Ilic’in oyunda olmadığı bölümde Türk Telekom’dan 7 sayı fark yedi, maçı ise 11 sayı farkla kazandı. Ilic’in savunması, galibiyette en büyük rolü oynadı. Çift haneli skor üretmedi ancak takımına verdikleriyle haftanın en iyi beşine girmeyi fazlasıyla hak etti.
TaShawn Thomas – PF: TaShawn Thomas, Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin erken efsanelerinden biri. Bu sezona da bunu kanıtlayan bir performansla girmeyi başaran Thomas, ilk maçında Türk Telekom karşısında, ikinci maçında ise CSP Limoges karşısında muhteşem performanslara imza attı ve ortalamalarını şimdiden 22,5 sayı, 5,5 ribaund seviyelerine çekti. Limoges karşısında alınan galibiyette 28 verimlilik puanı ile harika bir performansa imza attı.
David Kravish – C: Brose Bamberg‘in RETABet Bilbao Basket deplasmanında aldığı zorlu galibiyette en büyük rolü o üstlendi. Pota çevresinde bitiricilik konusunda fark yaratan Kravish, attığı 18 sayının yanına üst düzey ribaund istatistikleri ekleyemedi fakat eline gelen fırsatları da boş çevirmedi. Maçın da en değerli oyuncusu o oldu.