DJ Kennedy: “Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde Final Four Adayıyız!”

2020-12-18T09:44:05+00:00 2020-12-18T09:52:35+00:00.

Mehmet Bahadır Akgün

18/Ara/20 09:44

Eurohoops.net

Pınar Karşıyaka’nın yıldızlarından DJ Kennedy, Eurohoops’a özel bir röportaj verdi.

By M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net

Pınar Karşıyaka’nın Birleşik Amerikalı yıldızı DJ Kennedy, Eurohoops’a özel bir röportaj verdi.

Kariyer hedefleri, Basketbol Şampiyonlar Ligi’denki rekoru, takımının Basketbol Şampiyonlar Ligi ve ING Basketbol Süper Ligi’ndeki gidişatı, karantinada yaşadıkları ve çok daha fazlası hakkında çok samimi açıklamalarda bulundu.

Huzurlarınızda DJ Kennedy ile gerçekleştirdiğimiz röportaj…

Maalesef bugünlerde her konuda olduğu gibi ben de COVID-19 ile ilgili bir soruyla başlamak istiyorum. Geçen sezon, maalesef sezonu tamamlayamadık. Daha sonrasında bir karantina süreci yaşandı. Sen bu süreci nasıl geçirdin? Keza zihinsel olarak da zorluk yaşayıp yaşamadığını merak ediyorum.

– Zor oldu. Neyin bizi beklediğini bilmemek, herkesin bunu ilk kez yaşıyor olması, karantinayı veya salgını nasıl yöneteceğimizi bilmemek, bir tedavinin olmaması, yapabileceğiniz bir şeyin olmaması kesinlikle zor oldu. Bence dünyadaki herkes gibi benim için de en zor kısım, karantina başladığında ne zaman biteceğini bilmemek oldu. Kesinlikle zihinsel olarak bir sınav olarak geçti benim için fakat ailemle de çok zaman geçirebildim. Normalde çok uzun zaman ayrı kalıyoruz. Onlarla vakit geçirebilmiş olmak güzeldi. Ama kesinlikle zihinsel olarak zor bir sınavdı.

– Keza NBA oyuncuları da zihinsel sıkıntılar ile ilgili sık sık konuşuyorlar. DeMar DeRozan, Kevin Love gibi isimlerin bu konuyu ele aldıklarını gördük. Sence Avrupa’da basketbolun aktörleri, zihinsel sağlık konularında yeterli düzeyde çalışıyor mu?

– Bence Avrupa’da bu durum biraz daha zor çünkü ABD’li oyuncular açısından yıllardır ABD’de yaşamayıp da ailenizden uzak olunca buna zaten alışıksınız. Diğer oyuncular, bizim ABD dışında yaşadığımız şeyleri yaşamış oldular biraz. Bizim için çok kötü değildi çünkü biz zaten buraya gelerek bunu yıllar içinde yaşıyoruz. Güzel değil tabii ki ama onlar da ABD’li oyuncuların burada nasıl hissettiklerini gördüler, uzun süre ailelerinden uzak kaldılar.

Basketbol Şampiyonlar Ligi’ndeki harika rekorun için tebrikler. Çok büyük bir başarı. Bu konuda bir şeyler söylemek ister misin? Artık bu ligin erken tarihinde efsanelerden biri hâline geldin.

– Benim gerçekten rekordan haberim bile yoktu. Benim için sadece başka bir maçtı, maçtan sonra sosyal medyada gördüm ben. Böyle bir şeyi başarmak her zaman harika. Özellikle her geçen yıl Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin ne kadar büyüdüğünü görüyorsunuz. Avrupa’nın en iyi liglerinden biri hâline geldi. Kariyerim bittiğinde, dönüp baktığımda gerçekten harika bir başarı olarak göreceğim, bunu başarmış olmaktan mutlu olacağım. Ama dediğim gibi benim maça çıkarken haberim yoktu. Bu başarıyı yaşamak büyük bir onur, çok mutluyum.

– Maçtaki bireysel katkın bir yana, maalesef kötü bir mağlubiyet aldınız. 1 sayı farkla kaybettiniz. Son topa kadar savaştınız, tıpkı Fenerbahçe maçında olduğu gibi. Bu takımın savaşan bir karakteri var, bu açıkça görülüyor. Grupta geride kalan iki maçın ardından Basketbol Şampiyonlar Ligi’ndeki şansınız ile ilgili ne düşünüyorsun?

– Şansımız beni mutlu ediyor. Dediğin gibi Bamberg‘e karşı savaştık. Öncesinde de zor bir dönem geçirdik. Ne kadar insan farkında bilmiyorum ama birçok maç oynadık, sürekli seyahat ettik, COVID yüzünden ertelenen maçlarımızı oynadık. Zor bir dönem oldu ve savaşmamız gerektiğini biliyorduk, öyle yaptık. Organizasyondaki şansımız bizi mutlu ediyor, maçı son topa taşıdık. Fakat galiba o maçtaki o mücadelemiz, Fenerbahçe maçında bize yardımcı oldu. O maçta da gerideydik. Savaşarak geri döndük çünkü daha önce bunu yaşamıştık ve neticede kazandık. Şansımızdan memnunuz. Brose Bamberg karşısında 1 sayı farkla kaybettik ve galiba haftaya onlarla tekrar oynayacağız. O maçı iple çekiyor olacağız, kesinlikle.

– Senin de söylediğin gibi takımdaki COVID vakaları nedeniyle hem BSL hem de Şampiyonlar Ligi’nde maçlarınız ertelendi. Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin salgın nedeniyle hayata geçirdiği ve maçların rahatça ertelenmesini sağlayan bu format hakkında ne düşünüyorsun? 

– Birçok lig ve takım, doğru yolu bulmaya çalışıyor. Bilmiyoruz, her lig oyuncularını ve ligleri korumak için farklı bir yol deniyor. Liglerin mücadeleci bir şekilde devam etmesini istiyorlar, takımın yarısı COVID iken sahaya çıkmasını istemiyorlar. Bence iyi iş çıkarıyorlar, ellerinden geldiğince takımlar için konforlu ortamı oluşturmaya çalışıyorlar. Doğru bir yol yok, herkes farklı bir yöntem deniyor sadece.

– Fenerbahçe maçına dönersek, dediğin gibi büyük bir mücadele verdiniz. Bitime 4,5 dakika kala 13 sayı gerideydiniz ve ön alan baskısı ile geri dönüp maçı kazandınız. Takımın mücadeleci ruhundan bahsettik fakat koç Ufuk Sarıca‘nın bu takımdaki ve takımın karakterindeki rolü ile ilgili ne düşünüyorsun? Maç sonunda sizlerle yaşadığı coşkulu kutlamayı da gördük. Onunla ilgili neler söylemek istersin?

– Bu takımı biliyor. Birçok oyuncu geçen yıldan devam ediyor. Nasıl bir takım olduğumuzu biliyor ve savaşacağımızı da biliyor. Sonuna kadar savaşmamız için elinden geleni yapıyor. Bu da hem nasıl bir takıma hem de nasıl bir koç ve lidere sahip olduğumuzu gösterdi bence. Kaç sayı farkla geride olursak olalım pes etmeden sonuna kadar savaşıyoruz. Gördüğünüz gibi savaştık ve birazcık şansımız da vardı, böylece galibiyeti aldık.

– Karantinada ya da deplasman seyahatlerinde oynamaktan keyif aldığın, “takım arkadaşlarım beni bu oyunda yenemez” dediğin bir oyun var mı?

– Yok aslında… Birçok PlayStation oyunu oynadım, Call of Duty gibi, onda iyiyim ama birçok arkadaşım da onu oynuyor. Karantinada herkes sürekli Call of Duty oynuyordu. Ben de bunun üzerine çalışıyordum ama “Ben bu oyunda en iyisiyim” diyebileceğim kadar bir oyun oynamıyorum. Call of Duty diyeyim, en çok onu oynuyorum.

– NBA 2K oynuyor musun?

– Evet, oynuyorum ama bu yıl PS5’in gelmesini bekliyordum. Beklemeye çalıştım ama NBA 2K’yı çok oynuyorum, NFL oyunu Madden’ı da çok oynuyorum.

– Önermek istediğin bir dizi veya film var mı?

– Şu anda en sevdiğim diziler For Life ve Designated Survivor. İyi diziler. Çok zaman olduğu için insan çok dizi izliyor ama son dönemde izlediğim diziler bunlar.

– 2020’nin bütün lanetini bitirebileceksin diyelim ki. Fakat bir maça çıkman ve kazanman gerekiyor. Dört takım arkadaşı seçer misin kendine? Birlikte oynadığın veya oynamadığın, geçmişten veya günümüzden her oyuncu olabilir.

– Birlikte kazandığım oyuncuları seçmem lazım. Bu oyuncularla para kazandım, burada oynayan ABD’li oyuncular. Onlarla The Basketball Tournament’ta çok para kazandım. DeAndre Kane, Errick McCollum, Kyle Fogg, Jeremy Pargo… Overseas Elite takımındaki her oyuncu… O takım, hayatımın en “kazanan” anlarından bazılarını yaşattı. TBT’de tek maç üzerinden oynuyorsunuz, kaybederseniz bitiyor. Kesinlikle tek maç kazanmak için o ekibi seçerim.

– Çok iyi tercih çünkü yıllar içerisinde gördüğümüz gibi TBT’de kazanmak gerçekten zor. Senin de dediğin gibi, tek maçlı eleme sistemi var ve maç içerisindeki kurallar da resmi basketbolda gördüğümüz kurallardan çok farklı. Avrupa’daki organizasyonlarda böyle bir maç içi format görmek ister misin?

– Bence çok daha ilgi çekici olur. Sadece Avrupa’da değil, NBA’de de öyle. All-Star maçının sonunu öyle oynadılar mesela. Bence sadece oyuncular için değil, taraftarlar için de daha keyifli ve eğlenceli oluyor. Ben isterim. Birinin top elinde süre geçirmesindense böyle yeni bir maç sonu, oyunu daha heyecan verici yapıyor. Bence kesinlikle böyle bir format başarılı olur ve önümüzdeki birkaç yıl içerisinde görebiliriz.

– O zaman önümüzdeki yıl TBT düzenlenebilecek olursa katılmak istersin, değil mi?

– Bilemeyiz ki. COVID yüzünden herhangi bir tahminde bulunmak çok zor. Durumun ne olacağını, bitip bitmeyeceğini bilmiyoruz. Kim gitmek ister, kim istemez… Şimdiden bunca şey olup bitiyorken söylemek zor. İnsanların şu an dertlerinin sonuncusu budur herhalde.

– Çok haklısın. Başka bir konuya geçmek istiyorum. Yemek yapmakta iyi misin? İyiysen özellikle iyi yaptığın bir yemek var mı?

– Evet. Karantina, benim aşçılığımı test etti ve yemek yapmak, benim hobilerimden biriydi. Karantina döneminde muhtemelen son yıllarda hiç yapmadığım kadar çok yemek yaptım. Galiba en sevdiğim yemeklerden biri kuzu pirzola. Tabii tavuğu da seviyorum ama karantinada yemek yapmak için çok zaman olunca farklı tarifler denedim. Bu sürede en sevdiğim şeylerden biri yemek yapmaktı gerçekten.

– Türk mutfağı ile ilgili neler düşünüyorsun?

– Tatlılardan baklavayı biliyorum. Ben çok tatlı yemiyorum ama sonuçta baklava popüler bir tatlı ve ne zaman bir yemek yesek o da geliyor arkasından. Çok iyi ama ben çok tatlı seven biri değilim. Türk mutfağında en sevdiğim şeylerden biri o. İnsanlar çok övüyor ama ben çok fazla şey denemedim. Tatlı çok yeniyor ama ben çok sevmiyorum.

– Türkiye’de uzun bir süre geçirdin. En sevdiğin Türkçe kelime nedir?

– Evet evet ama çok kötüyüm Türkçede. Bildiklerimden çok daha fazlasını biliyor olmam lazım aslında. Her gün söylenen şeyleri biliyorum. “Günaydın…” Selamlamalar vesaire. Aslında daha fazlasını öğrenmem lazım ama iki sene İspanya’da geçirdim. Bir süre burada geçirip sonra başka bir yere gittikten sonra hiç duymamak kötü oluyor. Unutuyorsunuz. Biraz anlıyorum ama o kadar konuşamıyorum. Her gün birçok kelime duyuyor insan ama her gün konuşmayınca veya her gün insanlar etrafınızda konuşmayınca hatırlamak zor. En büyük sorun da telaffuz konusu.

– Basketbol Şampiyonlar Ligi’ndeki şansınızla ilgili ne düşündüğünüzü sordum ama daha detaylı bir şekilde sormak isterim. Sence Basketbol Şampiyonlar Ligi’ndeki Final Four adaylarından biri misiniz?

– Kesinlikle. Tecrübeli oyunculardan oluşan harika bir takımımız var. Geçen yılki takım önemli ölçüde korundu ve bu yıl bir başka tecrübeli isim Raymar Morgan’ı kadroya kattık. Bence sağlıklı kalabilirsek, kesinlikle adayız. Bu sene önemli olan bu olacak. Hangi takım, Final Four zamanı geldiğinde sağlıklı kalabilirse o avantajlı olacak. Çünkü birçok takım bence oyuncularındaki COVID vakaları ile savaşmak zorunda kalacak. Şu anda olabildiğince sağlıklı kalmaya çalışıyoruz o yüzden.

– BSL ile ilgili de aynı soruyu sormak istiyorum. Ufuk Sarıca, bu ligi kazanmak için neyin gerekli olduğunu biliyor; daha önce burada şampiyonluk yaşadı. BSL’de hedefiniz şampiyonluk mu?

– Tabii ki, kesinlikle şampiyonluk hedeflerimizden biri. Geçen yıldan bu yana nasıl bir takıma, nasıl bir oyuncu grubuna sahip olduğumuzu biliyoruz. Maalesef geçen sezon, istediğimiz başarıları yaşayamadık COVID yüzünden. Bence bu da bu sezona aşağı yukarı aynı takımla, deneyimli, daha aç bir şekilde başlamamızı sağladı. Dediğim gibi, Türkiye Ligi’nde de neticeyi belirleyecek olan şey sağlıklı kalmak.

– Çok haklısın. Son olarak, sence geçen sezon yaşadığınız başarı, bu sene de iki ligin güçlü takımları karşısındaki bu üst düzey mücadeleniz, size karşı rakiplerinizi ekstra motive ediyor mu ve sizin üzerinizde ekstra baskı oluşturuyor mu?

– Bence evet. Dediğin gibi, geçen yılki başarımızı biliyor takımlar. Geçen yıl daha kolaydı, çünkü bu kadar baskı yoktu. Takımlar bizden ne bekleyeceklerini bilmiyorlardı, hatta bence biz bile kendimizden ne beklediğimizi bilmiyorduk. Bu yıl biz nasıl bir takım olduğumuzu biliyoruz, diğer takımlar bizim ne kadar iyi bir takım olduğumuzu biliyor. Bence kesinlikle ellerinden gelenin en iyisini yapıyorlar bize karşı. Fakat dediğin gibi farklı bir yıl ve harika bir takımımız var. Birlikte nasıl oynayacağımızı biliyoruz, sadece sağlıklı kalmamız lazım.

– Zaman ayırdığın için çok teşekkürler. Çok keyifli bir röportaj oldu. Sağlıklı bir sezon diliyorum.

– Teşekkürler, ağırladığınız için ben teşekkür ederim.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!