By Stefan Djordjevic/ sdjordjevic@eurohoops.net
Bugün Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde Son 16 Turu başlayacak. Bu sezeonki playoff yarışı, şu ana kadar organizasyonda izlediğimiz en ilginç yarışlardan birisine sahne olabilir.
Şampiyonlar Ligi playoffları, mutlaka her basketbolseverin ilgisini çekecek anlar yaşatacaktır. Eurohoops da takımlar Final Eight’e kalmak için mücadele verirken muhakkak takip edilmesi gereken 5 hikayeyi karşınıza çıkarıyor.
Grup Formatının Heyecan ve Rekabetçili Seviyesini Arttırması
Geride bıraktığımız yıl her spor organizasyonu için alışılmışın uzağında geçiyor ve Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde de bu durum değişmedi. FIBA’nın elit ligi, bazı değişiklikler yaparak içinde bulunduğumuz yeni şartlara uyum sağladı.
Grup sayısını ikiye çıkararak takımlara maçlar arasında boşluk bırakan ve bu şekilde takvimde esneklik sağlayan Şampiyonlar Ligi, ertelenen maçları oynatabilecek zaman ve Covid-19 salgını sebebiyle çıkabilecek diğer aksaklıkların da önüne geçmiş oldu.
Teknik avantajlar dışında yeni format, her maçı daha ciddiye almak zorunda olan takımları da önümüze çıkardı. Takımların gruplarda oynadığı her maçın önemi arttığı için de takımlar iddialarını sürdürebilmek için son ana kadar mücadele etmeye devam ett.
Şampiyonlar Ligi, grup formatını playoff turunda da devam ettirmeye karar verdi. Playoff turunda 4 farklı grupta 4’er takım mücadele edecek. Son 16 Turunun bu sebeple önümüzdeki yıllara kıyasla daha fazla heyecana gebe olduğunu söylemek gerekiyor.
Covid-19 salgının etkilerinin de hala devam ettiğini unutmamak gerekiyor. Basketbol Şampiyonlar Ligi playofflarının açılış maçlarından AEK – Nizhny Novgorod karşılaşması, salgın sebebiyle ertelendi bile.
Yerel Rekabetler
Yeni formatın getirdiği ilginç heyecanlardan birisi de aynı ülkeden takımların birbirine karşı mücadele etmesi olacak. I Grubu’nda yer alan temsilcilerimiz TOFAŞ ve Pınar Karşıyaka birbiriyle mücadele ederken J Grubu’nda da Hereda San Pablo Burgos ile Iberostar Tenerife kozlarını paylaşacak.
Temsilcilerimizin ikisi de normal sezonu 4-2’lik derecelerle bitirmişti. TOFAŞ’ın derecesi, bir önceki grubunu lider olarak tamamlamasına yetse de Karşıyaka ise Brose Bamberg‘in namağlup tamamladığı grubu 2. sırada bitirdi.
TOFAŞ, Tomislav Zubcic’in transferi ve DeVaughn Akoon-Purcell ile Tarik Phillip’in iyice vites arttırmasıyla birlikte performansını çok daha yukarıya çekmiş durumda.
Ancak Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde ilk kez mücadele eden TOFAŞ’ın Raymar Morgan ve Amath M’Baye gibi etkili yıldızların bulunduğu Karşıyaka kadrosunu alt etmesi gerekecek.
Diğer yerel eşleşmede ise turnuvayı daha önce şampiyon olarak tamamlamış takımlar karşı karşıya gelecek. 2016-17 sezonunda turnuvayı şampiyon olarak tammalayan Tenerife, bir sonraki yıl da ikinci sırada kalmıştı. Sab Pablo Burgos da Şampiyonlar Ligi’nin son şampiyonu unvanını taşıyor.
Burgos Bir Kez Daha Tarih Yazmak İstiyor
Burgos, Basketbol Şampiyonlar Ligi’ne katıldığı ilk sezonda tarih yazarak turnuvayı şampiyon bitirmişti. Bu sezonki hedefleri ise tekrar şampiyon olarak tarih yazmaya devam etmek. Bunu yaparak turnuva tarihinde üst üste iki sene şampiyon olan ilk takım haline gelmek istiyorlar.
Tenerife dışında gruplarında Igokea ve VEF Riga gibi takımlarla karşı karşıya gelecekler. İlk bakışta çok güçlü ekipler gibi gözükmeslser de bu iki takım da kesinlikle hafife alınacak ekipler değil.
Igokea bir önceki grubunda Hapoel Bank Yahav Jerusalem ve CSP Limoges gibi takımları arkasında bırakırken VEF Riga da Rytas Vilnius ve Peristeri’yi eledi.
Brose Bamberg, Kusursuzu Kovalıyor
Eğer Burgos, bir sonraki tura geçmeyi başarırsa karşısında çok daha büyük meydan okumalar bulacak. Bunlardan bir tanesi de şu ana kadar turnuvada namağlup unvanını koruyan tek takım Brose Bamberg olabilir.
Normal sezonda Pınar Karşıyaka, RETAbet Bilbao ve Fortitudo Bologna gibi takımlarla aynı grupta yer alan Bamberg, Son 16 Turunda ise ERA Nymburk, Casademont Zaragoza ve Dinamo Sassari ile mücadele edecek. Bu gruptaki neredeyse herkesin şampiyonluk adayı olduğunu söylemek gerekiyor.
Bu ölüm grubundan çıkabilmek bile başlı başına başarıykan eğer koç Johan Roijakkers, takımının namağlup unvanını korumayı başarırsa çeyrek finallere gelirken Brose kesinlikle en büyük favori olarak görülecektir.
MVP Yarışı
Turnuvadaki şansı hala devam eden 16 takım var. Bu da 16 tane farklı MVP adayından bahsedebiliriz demek. Ancak bazı oyuncular şu ana kadar diğer meslektaşlarından çok daha etkileyici istatistikler yakalamış durumda.
Şu anda verimlilik puanı lideri olan Pınar Karşıyaka’dan Raymar Morgan, maç başına 21.3 verimlilik puanıyla oynuyor. Onun hemen arkasından AEK’dan 20.5 verimlilik puanıyla Yanick Moreira geliyor.
AEK’nın kadrosunda aynı zamanda bu sezon Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin en skorer oyuncusu olan Keith Langford da yer alıyor. Şu ana kadar maç başına 21.5 sayı üreten Langord’ın arkasından 20.2 sayıyla Strasbourg’tan Bonzie Colson ve 19.3 sayıyla Bridisi’den D’Angelo Harrison geliyor. Holon forması giyen CJ Harris de maç başına 19.2 sayı üretti.
TOFAŞ forması giyen Tomislav Zubcic de etkileyici işlere imza attı ancak onun da takıma geç katılması sebebiyle farkı kapatması gereken maçlar oldu. DeVaughn Akoon-Purcell’in de dominant bir performans gösterdiğini söylemek gerekiyor.
Türk Telekom’un kadrosunda Kyle Wiltjer, Sam Dekker ve Nick Johnson gibi son dönemde MVP kalibresinde performanslar veren oyuncular yer alıyor. Burgos da Thad McFadden’ın performansıyla Final Eight’in çok da uzağında değil.
Aklınıza MVP yarışında geçebilecek daha birçok isim gelebilir. Ancak bu oyuncuların hepsi için geçerli olan tek bir kural var: MVP yarışında farkı açabilmek için takımlarını Final Four’a kadar taşımak zorundalar.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
Basketbol Şampiyonlar Ligi’ndeki en son gelişmeler için tıklayın!