2020-21 Basketball CL’de Yolun Yarısı: Mücadele Kıran Kırana Devam Ediyor

22/Mar/21 10:31 Mart 22, 2021

admin69

22/Mar/21 10:31

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, Basketball CL’de sezonun şimdiye kadar öne çıkanlarını ve geleceğini değerlendiriyor.

By Semih Altınbaş / info@eurohoops.net

FIBA Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin başlangıcından bugüne gelene kadar en keyifli sezonlarından birisi oluyor.

Grup aşamalarının ardından playofflarda da 4’erli takımların olduğu 4 gruba ayrılan ekipler kıran kırana bir mücadeleyi sürdürmeye devam ediyorlar.

Her hafta bünyesinde yeni yeni hikayeler taşıyor ve bunları gelecek haftalara, sezon sonuna kadar götürüyoruz. Pınar Karşıyaka, TOFAŞ ve Türk Telekom gibi takımlar da bu kıyasıya mücadelenin içinde olunca iş daha da merak dolu hale geliyor.

Bununla birlikte oynanan basketbolun seviyesiyle paralel değerlendirilecek şekilde çok güçlü takımların varlığı ilerisi için daha da büyük heyecanlar vaat ediyor.

Eurohoops Fırın olarak FIBA Basketball CL’de yolun yarısına geldiğimiz takvimin bir özet değerlendirmesini siz okurlarımızla buluşturuyoruz.

Normal Sezon Aşamasından Sonra Değişenler

Normal sezon aşamasıyla şu an içinde bulunduğumuz playoff süreci arasında oynanan basketbolun seviyesinin belli başlı farklar barındırması gayet normal. Bunun istatistiklere bu denli yansıması ise Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin, muadilleriyla arasında bazı farklar bulundurduğunu da gözler önüne seriyor.

COVID-19 döneminde oyunu her zaman aynı düzeyde tutmak çok fazla mümkün olmayabiliyor çünkü takımınızda kimin ne zaman var olup ne zaman var olamayacağını kestirmek de çok kolay değil.

İlk grup aşamasında oynanan oyunun daha skorer ve daha tempolu bir oyun olması da istatistiklere çok radikal biçimde yansımıştı.

Birçok ekibin maç başına ortalamada 90 sayının üzerinde skor üretip, 85 sayının üzerinde skor yediğini görebildiğimiz bir ortam söz konusuydu. Şu an bu durum biraz daha durulmuş vaziyette.

Playoff aşamasındayız ve çok daha ciddi bir basketbol ortaya konuyor. Tüm takımlar daha temkinli ve daha üsturuplu bir yaklaşım güdüyorlar.

Gruplarının favorilerinden olarak görünen TOFAŞ, Dinamo Sassari ve Türk Telekom gibi kadroların olmaları gerektiğinden çok daha farklı bir durumda olduklarını görüyoruz. Basketbolun cilvesi, FIBA Basketball CL’in playoff turunda tam anlamıyla vuku bulmuş gibi.

I Grubu’nda 2 galibiyetli 3 takım olan Pınar Karşıyaka, Happy Casa Brindisi ve Hapoel Unet-Credit Holon arasında kıyasıya mücadele devam ediyor. Burada en dengeli basketbolu dar rotasyonuna rağmen Ufuk Sarıca yönetimindeki Pınar Karşıyaka’nın oynadığını görebiliyoruz.

J Grubu’nda Lenovo Tenerife ve San Pablo Burgos‘un rakiplerine sağladığı üstünlük şaşırtıcı gözükmüyor. Yüksek ihtimalle de eğer bir sürpriz yaşanmazsa onları bir üst turda görebilir gibiyiz. Yalnızca Kyle Allman’ın grup aşamasında liderlik ettiği VEF Riga’nın daha fazlasını vermesi beklenebilirdi.

K Grubu ise ligin şu ana kadar en büyük sürprizlerine sahne oluyor. Kasey Shepherd haricinde çok büyük bir güce sahip olmadığını düşüneceğimiz Nizhny Novgorod, Türk Telekom ve AEK Atina gibi ekiplerin bulunduğu grubun lideri konumunda. Bonzie Colson’ın performanslarıyla yükselen Strasbourg ise 3 maçta 3 yenilgiyle bir hayal kırıklığı.

En çekişmeli grup olması beklenen L Grubu’nda ise Sergio Hernandez’in Zaragoza’sı ile Oren Amiel’in ERA Nymburk’u ikişer galibiyetle liderlik koltuğunda. Gianmarco Pozzecco yönetimindeki Dinamo Sassari, favorilerinden birisi olduğu ligde şu an can çekişiyor. Aynı şekilde ligin en iyi savunma takımı olan Brose Bamberg de bu turda henüz galibiyet alabilmiş değil.

Playoff Turunun Öne Çıkanları

Bu bölümde Casademont Zaragoza’nın oynadığı basketbolun hakkını vermemiz gerekecek. Aslında ligin en iyi kadrolarından birisine sahip değiller ve Jason Thompson‘ın ayrılığının da onları çok zorlaması bekleniyordu.

Fakat 83-95 kazandıkları Sassari karşılaşmasında harika bir dış şut performansı ortaya koyan Zaragoza, oynadığı 2 maçın sonunda karşılaşma başına kaydettiği 86 sayı ve yediği 74 sayıyla 16 takım arasında en büyük diferansı yaratmış durumda. Brose’nin savunmasına karşı aynı düzeyde hücum edemeseler de yine belli başlı bir fark yaratarak galip gelmeyi başardılar.

Kadronun x-faktörlerinden birisi konumunda bulunan Jonathan Barreiro 2 mücadelenin sonunda 18 sayı ortalamasını yakalamış durumda. Bu karşılaşmalarda denediği 11 üçlükte 8 isabet buldu. Sassari maçındaki 6’da 6 üçlük performansı ise harikaydı.

Aynı grupta mücadele eden ERA Nymburk da tıpkı normal sezon aşamasında olduğu gibi fazla atıp fazla yiyen istikrarını koruyor. Onların oyununun sürdürülebilirliği Zaragoza’ya göre çok daha tartışılır ancak kadrolarına baktığımızda daha güvenilir parçalara sahip oldukları da bir gerçek.

J Grubu’ndaki Hereda San Pablo Burgos, VEF Riga ve Lenovo Tenerife gibi iki ciddi sınavdan alnının akıyla çıktı. Son şampiyon, yeniden aynı ünvanı alabilmek için yoluna devam edecek.

Pınar Karşıyaka ve TOFAŞ’la aynı grupta bulunan Hapoel Holon’un da özellikle iç saha performansı Karşıyaka’yla karşılaşana kadar dikkat çekiciydi. Raymar Morgan’ın gazabına uğramış olmalarına rağmen hâlâ ilerisi için umut veren bir takım.

Yerliler Ne Durumda?

I Grubu’ndaki Türkiye ekipleri TOFAŞ ve Pınar Karşıyaka adına da zorlu bir dönem geride kalıyor. Aslında TOFAŞ’tan çok daha fazlasını bekleyebilirdik ancak hiç sağlam bir görüntü çizmeyi başaramadılar. DeVaughn Akoon-Purcell’in saha içinde liderliğini üstlendiği Bursa ekibi 3 maçın sonunda galibiyetle tanışabilmiş değil.

Gruptan çıkabilme ihtimallerini de çok düşük görebiliriz. Hakan Demir’in ekibi şimdiye kadar iyi bir mücadele örneği sergiledi ancak bu yeterli değil. Tomislav Zubcic, Akoon-Purcell, Tarik Phillip gibi bir hücum potansiyeli daha yüksek pozisyonda olmalıydı.

Karşıyaka ise yıldızlarının ve istikrarlı oyun yapısının ekmeğini yiyor. Undersized bir 5 numara olarak Raymar Morgan’ı sahaya süren koç Sarıca, şimdiye kadar oyuncusundan MVP düzeyinde bir verim alıyor. Amath M’Baye’nin kattığı atletizmin yanı sıra Sek Henry’den de son Holon deplasmanında çok üst seviye bir skor katkısı almayı başardılar.

Ligdeki Basketbol Süper Ligi ekipleri arasında en potansiyellisi Karşıyaka değildi ancak şu an en iyi durumda olan tarafın onlar olduğu da bir gerçek. Çünkü her ne kadar kısıtlı bir sayı da olsa oturmuş bir kadro yapısı ve oyun mentalitesi mevcut.

K Grubu ekiplerinden Türk Telekom ise şu ana kadar beklentileri hiçbir şekilde karşılayabilmiş değil. Burak Gören’in öğrencileri Nizhny Novgorod, Strasbourg ve AEK karşısında oynadığı 3 maçta yalnızca bir kez 75 sayının üstüne çıkabildi, onda da Strasbourg’u mağlup etti zaten.

Normal sezon aşamasında Sam Dekker ve Kyle Wiltjer’ın aldığı sorumlulukla beraber işleri çok daha kolay gitti ancak burada daha gerçekçi bir basketbol oynanıyor. Hele ki kısa rotasyonunun zor durumda olduğunu göz önüne alınca Marcus Foster ve pivot takviyesi olarak Johnny O’Bryant eklemeleriyle çok daha iyi bir durumda olabileceklerini düşündüğümüz bir ortam söz konusuydu.

Fakat zorlu bir grupta olduklarını ve hâlâ hemen her şeyin değişebileceği gerçeğini göz ardı etmemek gerekir. Yarın Ankara’da Nizhny ile oynanacak maçta alınabilecek bir galibiyet momentumu tam olarak Telekom’un tarafına geçirebilir.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
Basketbol Şampiyonlar Ligi’ndeki en son gelişmeler için tıklayın!