By M. Bahadır Akgün / info@eurohoops.net
Pınar Karşıyaka’nın başarılı baş antrenörü Ufuk Sarıca, Eurohoops’a özel bir röportaj verdi.
Sarıca, sorularımızı içtenlikle yanıtlarken birçok farklı konuya değindi.
Sezon hedefleri, geçen sezon yakalanan fakat yarım kalan başarı hissi, geleceğe bakışı, COVID-19 döneminde sahada olmak gibi birçok konuyu değerlendiren deneyimli çalıştırıcı, BSL ve Basketball CL’de yaşananları da değerlendirdi.
Lafı fazla uzatmadan Sarıca ile yaptığımız röportaja geçelim…
NOT: Bu röportaj, Pınar Karşıyaka’nın Basketball CL’de Final 8 bileti almasından önce gerçekleştirilmiştir.
– Öncelikle röportaj talebimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Geçen sezonki kadronuzu büyük oranda korumayı başardınız ve Raymar Morgan eklemesi yaptınız. Bu anlamda aynı kadro ile yeni sezona başlamanın avantajı neler oldu sizin için?
Aynı kadro ile oynamak her zaman bir avantajdır, biz de geçen sezon kurduğumuz kadroda iki yabancı oyuncumuzu değiştirdik. İstikrarı sağlamak için birbirini daha iyi tanıyan oyuncular ile oynamak önemli bir avantaj.
– Bu sezon Basketbol Süper Ligi ve Basketball CL’de sizi en çok zorlayan maçlar hangileri oldu?
Öncelikle Basketbol Süper Ligi’nde Fenerbahçe Beko maçını gösterebiliriz. Son 2,5-3 dakikaya kadar farklı gerideyken maçı kazandık. Şampiyonlar Ligi’nde ise Bamberg maçını gösterebilirim. Bir türlü tempoyu ele geçiremediğimiz bir maç oldu.
– Jordan Morgan’ın ayrılığı sonrası Raymar Morgan ile anlaştınız. O da takıma şu ana kadar çok büyük katkılar verdi ve BCL’de Ocak ayı MVP’si oldu. Siz onun performansı ile ilgili neler düşünüyorsunuz? İstediklerinizi alıyor musunuz?
Jordan Morgan önemli bir oyuncuydu ve takıma da hızlıca uyum sağlayarak büyük katkı verdi. Ama ayrılığından sonra biz de Raymar Morgan ile anlaştık. Her şeyden önce Raymar kişilik ve karakter olarak çok düzgün bir sporcu ve iyi bir insan. Genelde bizim takım oyuncularımız hep iyi karakterler ve enerjileri ile ön plana çıkan oyuncular. Tabii ki Raymar’ın takıma verdiği katkıdan, oynadığı oyundan ben de çok memnunum. Ama benim için sürpriz değil. Zaten istediğim ve beğendiğim bir oyuncuydu. MVP seçilmeyi de hak etti, onu bir kez daha tebrik etmek istiyorum. Sezonun başında hazır olmamasından dolayı sezona biraz geç girmiş olabilir ama takıma katkısı şu an beni çok memnun ediyor. Sezon sonuna kadar da tecrübesiyle aynı devamlılığı sağlayacağından şüphem yok.
– Zaman zaman çok dar rotasyonlar ile oynamak durumunda kalıyorsunuz, bunu yaparken de Raymar Morgan gibi undersized bir 5 numara kullanıyorsunuz. Bu sizin için zorluklar yaratan bir durum mu?
Evet, takımımızın kimyası ve durumu ile ilgili zaman zaman dar rotasyonlar ile oynuyoruz. Bu biraz kadro yapısı ile de alakalı bir durum, bütçemiz doğrultusunda en iyi kadroyu kurduğumuzu söyleyebilirim. Tabi ki bunu yaparken de Raymar tercihi bizim tercihimizdi. Undersized bir 5 numara kullanıyoruz. Bu noktada tabi ki zorlandığımız zamanlarda daha size’lı Semih’i ve Mahir’i kullanarak oyunu şekillendirmeye çalışıyoruz. Ancak burada dezavantajları yerine avantajlarından bahsetmek gerekirse, şampiyon olduğumuz sezonda hiç kimsenin tahmin etmediği veya o kalıba koymadığı ve birçok takımın da öyle bir oyuncu kullanmadığı dönemde Juan Palacios tercihimiz olmuştu. Bu dönemde büyük başarılar elde etmiştik. Günümüzde baktığınız zaman özellikle Avrupa’da zaten genelde undersized oyuncular kullanılıyor. Eğer aynı özelliklere sahip daha büyük size’larda oyuncular aradığımız zaman da bütçemizin ona uygun olması mümkün değil. Dolayısıyla biz oyuncularımızın özelliklerine göre o oyunları düzenleyip, başarıya giden yolda maksimum seviyede katkı almak için çabalıyoruz. Şu anki tabloya bakınca da başarılı ve doğru karar verdiğimizi görüyoruz.
– Pınar Karşıyaka BSL’de yoluna çok güçlü devam ediyor, BCL’de de aynı şekilde playoff bileti aldınız. Sezonun bundan sonraki bölümü için neleri geliştirmeniz gerektiğini düşünüyorsunuz?
Evet, sezon sonuna doğru yaklaşıyoruz. Artık ligde play-off zamanı var. Aynı zamanda Şampiyonlar Ligi’nde Final 8’e kalmak için çalışıyoruz ve iki tarafta da güçlüyüz. Bundan sonraki bölümler için tabi ki hayallerimiz var. Sezon başında lig için ilk 4 hedefi koymuştuk, bugün için ikincilik hayali kurabiliyoruz. Bunu korumaya çalışacağız. Öncelikle ligde ikinciliği koruyarak play-off’a olabildiğince avantajlı girmek istiyoruz. Bizim için çok kuvvetli bir yönümüz olan taraftarımızdan bu sene yoksun oynuyoruz. Şampiyonlar Ligi’nde ise Final 8’e kalmak en büyük hedefimiz. Bunu da başaracağımıza takımca inanıyoruz. Daha sonra zaten kupada güçlü takımlar arasından şampiyonluğa gitmenin yolu üç maçtan geçiyor. Dolayısıyla buraları görebilmek için öncelikle bu zorlu gruptan çıkmak en büyük hedefimiz. Bunun için de dış atış yüzdemizi bir üst seviyeye çıkartmak bizim için önemli.
– Pınar Karşıyaka bir sezonluk küçük bir aradan sonra BCL’ye geri döndü. Bu süreçte de BCL önemli takımları bünyesine dahil etti. Sizce hem mücadele eden takımlar hem de organizasyon formatı açısından değerlendirdiğimizde BCL’nin kalitesi bu süreçte nasıl değişti?
Şampiyonlar Ligi, organizasyonu büyüten ve ilerleten bir görüntüde şu an için. Bence bu sene önemli takımları bünyesine katarak belki de Avrupa’da ikinci önemli kupa oldu. Baktığınız vakit çok değerli takımlar, çok değerli oyuncular ve çok değerli koçlar var. Yani bence kalitenin arttığı görünüyor. Maçların kalitesi organizasyonun büyümesine direkt etkili olacaktır diye düşünüyorum.
– BCL ayrıca COVID-19 koşullarını göz önünde bulundurarak oyuncu, koç ve takımlarını korumak hedefiyle bir de takvim değişikliğine gitti. Bunun size nasıl etkisi oldu?
Covid-19 koşullarını göz önünde bulundurarak bir takvim değişikliğine gidildi ve takımların özellikle ilk turdaki seyahat koşulları rahatlatıldı, bu olumlu bir değişiklikti. Şartlar gereği bu zorunlu değişikliklerin sonucunda bazı gruplar adil olmadı. Ancak baktığınız zaman özellikle seyahat etmenin bu kadar zor olduğu, hastalık döneminin de fazla olduğu bu noktada bir hafta ara ile maçların oynanması seyahat koşulları için takımların hazırlamasına olanak sağladı. En önemli getirilerden bir tanesi de Covid-19 olan oyuncuların geri dönüşü için bir süre kazandırıldı. Ben bu kararın alınmasından dolayı da Şampiyonlar Ligi yönetimini tebrik ediyorum. Yarışmacı takımlara verilen bonusların ve kulüplerin elde edeceği gelirin artması ile beraber bu organizasyonun daha da büyüyebileceğini düşünüyorum. Ancak hakem kalitesinin de organizasyona paralel düzeyde aşama kaydetmesinin şart olduğunu söylemeliyim. İleriki yıllarda Şampiyonlar Ligi’nin çok daha güçlü bir organizasyon olacağından şüphem yok.
– Geçen sezon hem Avrupa’da hem de Türkiye’de yarım kalmış bir hikaye vardı. Geriye dönüp baktığınızda özellikle “FIBA Europe Cup’ı kazanıp Karşıyaka’ya ilk Avrupa kupasını getirirdik” diyor musunuz?
Evet, geçen seneki sezon hem Avrupa’da hem Türkiye’de yarım kalan bir hikayemiz var. Çok başarılı bir sezonumuz var. Geriye dönüp bakmak açıkçası benim çok sevdiğim bir şey olmasa da geçen sene ile ilgili hakikaten “Ah!” dediğim, yarım kalmış üzüldüğüm bir hikaye var. Özellikle FIBA EuropeCup’ı kazanmaya çok yakındık. Bütün sezon gösterdiğimiz başarıyla, oynadığımız oyunla, kazandığımız maç sayısıyla buranın en büyük adayıydık. Çok da yakındık, yarı final kalmıştı. Maalesef elimizden kaydı gitti diyebilirim. Umarım hayat tekrar bize bu şansı veya şanssızlıktan dolayı kaybettiğimiz bu hikayeyi tekrar yazmaya fırsat verir.
– Pınar Karşıyaka’da lig şampiyonluğu yaşadığınız dönemde kadro istikrarı ve daha sonrasındaki ufak dokunuşlar ile zafere ulaşmıştınız. Benzer bir yol izlediğiniz bu kadro ile de hedef bu diyebilir miyiz? Keza kadro yapısı da benzerlikler gösteriyor, siz de zaman zaman bahsediyorsunuz. Bu kadronun oyununu iyice keskinleştirmek ve gerekli parçalar ile her iki kulvarda başarıya ulaşmayı hedeflediğinizi söylemek doğru olur mu?
Evet, kadro istikrarı önemli. Lig şampiyonluğu yaşadığımız dönemde de o takımın üç senelik bir geçmişi vardı. Kadro istikrarı ile oynayan bir takım (tabi ki hemen hemen her oyuncuyu demiyorum ama) yaratabilirseniz müthiş bir şey. Bu sene belki bunu en belirgin gördüğümüz takım EuroLeague ve Türkiye Ligi’ndeki Anadolu Efes. Aynı oyuncuların aynı koçla beraber oynayabildiği ve dönem dönem de kadro yapısıyla ilgili eksiklikleri bulup buralara takviyeleri yaptığınız süreçte o takımın çok daha büyüme ve başarıya gitme ihtimali var. Tabi ki biz de burada uyumlu bir süreç yaşıyoruz, burası çok önemli bir basketbol şehri ve semti. Baktığınız vakit Karşıyaka’nın bugün bu oynanan oyunlarda, bu kazanılan maçlarda belki de taraftarının da olduğunu düşünürsek o zaman basketbolun çıkaracağı sesi, Pınar Karşıyaka Basketbol Takımının geleceği yeri söylemeye gerek yok. Dediğim gibi burada hem yönetimimiz, hem oyuncularımız, hem idari ve teknik kadromuzla uyumlu bir çalışma şeklimiz var. Aynı zamanda Pınar gibi güçlü ve istikrarlı bir sponsorumuz var. Bunu daha da keskinleştirmek tabii ki elimizde. Kendimizi organizasyon olarak da geliştirmenin yollarını arıyoruz. O zaman tabi ki, sizin söylediğiniz gibi iki kulvarda da başarıya ulaşmak ya da o başarıyı hedeflemek daha kolay olacaktır.
– Takımınız tecrübeli ve etkili yabancı oyuncuların yanı sıra önemli roller üstlenen yerli oyunculardan da kurulu bir takım. Onlardan biri de Metecan Birsen. Metecan şu ana kadar beklenen patlamayı yapamadı ama sizinle birlikte önemli bir yükseliş yakaladı. Bundan sonraki kariyeri için onu nerede görüyorsunuz?
Evet, takımımızda etkili ve tecrübeli yabancı oyuncular var. Ben Karşıyaka’da çalıştığım her dönemde Türk oyuncunun takımdaki görevine inanan bir koç oldum. Onlara hep roller verdik, onlardan biri de sizin sorduğunuz Metecan. Metecan beklentilerimizi yüksek tuttuğumuz bir oyuncu ve tam olarak tüm potansiyelini ortaya çıkarmış konumda değil. Ama bir de gerçek var, geçen sene önemli rollerden birini verdik ve bir yükseliş yakaladı. Daha önce söylediğim gibi yüksek potansiyeli var, bunu tamamlamak için elinde önemli bir fırsatı var. Bu sene hastalıklar, sakatlıklar olmasına rağmen sezonun bundan sonraki kısmı için Metecan’ın çok daha iyi oynayacağını ve o yükselişini patlamaya çevireceğini düşünüyorum. Önemli bir oyuncu olarak daha büyük rolleri kazanabilir.
– Son olarak malum COVID-19 artık hayatımızın tatsız bir gerçeği ama bir yandan da evlere kapandığımız dönemde herkes farklı şekillerde hayatını renklendirmeye çalıştı. Sizin bu dönemde özellikle takip ettiğiniz diziler, izleyip çok beğendiğiniz filmler oldu mu? Vaktinizi nasıl geçirmeye çalıştınız?
Bu süreçte tabi ki herkes gibi ben ve ailem tedbiri elden bırakmayıp dışarı çıkmamaya özen gösterdik. Yapamadığımız kadar birbirimize vakit ayırarak beraber olma fırsatımız oldu. Eşim ve oğullarım ile birlikte vakit geçirdik. Bu dönemde beğendiğim bazı filmleri tekrar izledim; Godfather serisi, The Usual Suspects gibi. Bazı izleyemediğim Netflix dizilerini de izledim; La Casa De Papel, Lillyhammer gibi.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!