By Semih Altınbaş / info@eurohoops.net
Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
FIBA Basketbol Şampiyonlar Ligi Sekizli Finali’nde Pınar Karşıyaka, Novgorod’da ERA Nymburk’la karşılaştı. Çeyrek final mücadelesinden 73-84‘lük skorla galip ayrılan Kaf-Kaf adını yarı finale yazdırdı.
Bu sonuçla Karşıyaka, yarı final eşleşmesinde Nizhny Novgorod’u 78-86’lık skorla mağlup eden Casademont Zaragoza’yla karşı karşıya gelecek.
Ufuk Sarıca‘nın ekibinde bu maçta Raymar Morgan 18 sayı – 16 ribaundla inanılmaz bir performans sergilerken Amath M’Baye 20 sayıyla maçın en skorer ismi oldu. Sek Henry 19 sayıyla ona eşlik etti. Metecan Birsen ise 12 sayı – 13 ribaundla double-double’a imzasını attı.
Oren Amiel’in Nymburk’unda Hayden Dalton 14 sayı – 7 ribaundla mücadele etti. Vojtech Hruban 12 sayıyla oynarken Stephen Zimmerman 11 sayı – 10 ribaundla double-double yaptı. Jerrick Harding 11, Retin Obasohan 10 sayıyla karşılaşmayı tamamladı.
Eurohoops Fırın da Yeşil-Kırmızılılar’ın Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde son 4 takım arasına kaldığı bu karşılaşmayı teknik bazda inceledi.
Galibiyete Giden Süreç
Karşılaşmanın ilk bölümünde Nymburk, Stephen Zimmerman’ı topsuz hareketlilik sonrası ikili oyunlarda topla buluşması ve Vojtech Hruban’ın eline geçen fırsatları iyi değerlendirmesiyle hücumda bir varlık göstermeyi başardı. Hayden Dalton’ın maç başındaki performansı onlar adına beklendiği kadar iyi değildi.
Karşıyaka cephesinde ise çok doğru tercihler göremesek de Tony Taylor, Amath M’Baye ve Raymar Morgan’ın orta mesafe oyunlarıyla skorda bir şekilde kalabildiler. Retin Obasohan’ın oyuna girişiyle içeriyi korumak biraz daha zorlaşınca Semih Erden – Raymar Morgan ikilisi içeriye dikildi ancak böyle de hücum temposu çok düştü.
Morgan’ın sırtı dönüğüne başvurulan her anda Dalton’dan gelen bir yardım görmemiz mümkündü. Bu sebeple verimlilik de aynı oranda düşebilirdi ancak Taylor ve Morgan’ın sorumluluk bilinci imdada yetişti. Nymburk ise çok akıcı bir oyun sergiliyordu. Jerrick Harding’in topa hükmetmesiyle bu biraz tersine döndü.
Raymar’ın tam anlamıyla hükmettiği bir oyun izlemeye başladık. İlk yarıda sonlara gidilirken çember savunmasından karşı hücuma kadar her alanda muhteşem bir devre performansı izledik. Nymburk’un en hesaba katmadığı şey onun çember savunmasındaki performansı olabilirdi.
Nymburk 10 asist yaptığı devrede sadece 2 top kaybıyla oynadı. Karşıyaka’da ise bu durum 4 asist / 8 top kaybı şeklindeydi. Buna rağmen skorun 3 sayı gibi makul bir düzeyde kalması mucizevi bir meseleydi.
Metecan ve Sek’in dış hücumdaki etkinlikleri Karşıyaka’nın maçın içinde kalmasını da geçtim skoru ele almasını sağladı. İyi bir oyun sergilemeyişlerine rağmen inanılmaz bir devamlılık hakimdi tüm takım üzerinde. Dış hücumda yüzde 22 gibi çok kötü bir oranla hücum eden Nymburk’tan 4 üçlük isabeti fazla buldu maç boyunca Sarıca‘nın ekibi.
Son çeyrek oyun çok gerildi. Tansiyon felaket yükseldi. Burada kasıt oyuncular arasındaki gerginlikler değil, oyunun gerginliği ve yaşattığı adrenalinle ilgili.
Hayden Dalton da iyiden iyiye sazı eline almaya başladı ve harika bir son çeyrek oynadı. Eğer Nymburk cephesinden bakacak olursak Dalton’ın o son çeyrek ve genel sezon performansına çok yazık olduğunu söyleyebiliriz. Gerçekten çok özel bir oyuncu.
Bir ara Onuralp Bitim’in sportmenlikdışı faulüyle Nymburk ritim bulmuş olsa da Karşıyaka bir şekilde hiç bırakmadı elden maçı. Omar Prewitt ve Obasohan’ın da maça girmekte zorlandığı akşamda Harding’le çözüm bulmaya çalışan Amiel bir türlü o performansa kavuşamadı.
Mesela Dalton’ın 3 çeyrekte gösterdiği negatif performansta M’Baye’nin savunmasının payı büyüktü. Maç önü yazısında da Dalton – M’Baye eşleşmesinin ne kadar dikkat çekici olabileceğinden bahsetmiştim.
İçeride de Raymar Morgan müthiş kilitledi her yeri. 5 blok nedir yahu? Son zamanlarda böyle bir çember savunması görmemiştik kimseden. Daha doğrusu son dönemde böyle bir 4-5 numara performansı görmemiştik.
En büyük takdiri bu noktada Morgan’a; daha sonra Dalton üzerindeki savunmasıyla M’Baye’ye, maçın kırılma anlarında sürekli sahne alan Henry’ye ve oyununu çok üst seviyeye taşıyıp harika bir verimlilik örneği gösteren Metecan’a dağıtmak lazım.
Tabii, ne kadar oyun olarak estetik bir iş çıkaramamış olsa da Ufuk Sarıca‘nın bu dar rotasyonla yarı finale kadar gelmiş olmasının hakkını vermek lazım. Şimdi Zaragoza gibi bir sınavları var.
Maçın Oyuncusu: Raymar Morgan
Bunun hiçbir tartışması yok. Maçtan önce onun orta mesafe oyununun ne kadar kilit olacağının farkındaydık ama çember savunması ve ribaundlarıyla bu denli fark yaratabileceği konusunda hiçbir şekilde net fikir sahibi değildik belki de.
Koç Sarıca, Juan Palacios örneklemesini yaparak undersized 5 numara kullanımında Morgan’a duyduğu güveni daha önceden de dile getirmişti ve çok da haksız çıktığını söyleyemeyiz. Bu sezonu bu noktaya getiren faktör de hocanın Raymar’a duyduğu güven olsa gerek.
Bütün maç boyunca Kaf-Kaf’ın Nymburk’a sağladığı ribaund üstünlüğünde Metecan’la birlikte başrolü oynadılar. Metecan’ın da kanat oyuncusundan alınan ribaund katkılarındaki kritik rolü cidden azımsanamayacak derecelere geldi.
Karşıyaka bütün bu coşku halinin sonucunda Zaragoza’yla oynayacak. Belki Nymburk gibi akıcı ve tutarlı basketbol oynamıyor olabilirler ancak o maçta Dylan Ennis, Obasohan gibi yatış moduna geçmeyebilir. Nico Brussino ve Jonathan Barreiro çok can yakabilir, Jacob Wiley’yle baş edebilmek için Morgan da yeterli olmayabilir.
Anlaşılan o ki; çok daha zorlu bir sınav İzmir ekibini bekliyor ve bu sınavı başarıyla geçmek demek kupaya bir adım daha yaklaşmak demek.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
Basketbol Şampiyonlar Ligi’ndeki en son gelişmeler için tıklayın!