by Semih Altınbaş / info@eurohoops.net
Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde normal sezon geride kaldı ve takımlar Play-In, TOP 16 turlarına hazırlanmaya başladılar.
Gruplarını ilk sırada bitiren takımlar direkt olarak TOP 16’e yükselmeyi başarırken 2. ve 3. sıradaki takımlar Play-In oynamaya hak kazandılar.
Liderlerden birisi de Galatasaray NEF oldu.
Cim-Bom sezonun başından itibaren çok istikrarlı bir görüntü çizerek turnuvadaki takımların büyük çoğunluğundan üstün göründü.
Peki, Galatasaray adına sezonun geride kalan bölümünde ve önümüzdeki süreçte göz önünde bulundurulması gereken önemli çıktılar neler?
Eurohoops Fırın cevaplıyor…
Öne çıkanlar
Galatasaray NEF normal sezon aşamasında grubunu domine ederek birinci tamamladı ve TOP 16 Turu’nda direkt olarak yer alacak. Sarı-Kırmızılılar bu süreçte rakiplerinden çok çok daha üst düzey bir basketbol oynadı mı? Bu sorunun cevabı tartışmaya açılabilir ancak kadro kalitesi bakımından ligdeki takımların çoğunun fazlaca yukarısında oldukları bir gerçek. Değişmez bir gerçek.
Cim-Bom açısından öne çıkan meseleler neler olurdu? Böylesine bir performansı sağlayabilecek şeyler tam olarak neler olabilir?
İlk olarak ligin üstündeki kısa rotasyonundan bahsetmek mümkün. Dee Bost’un topa yön veren oyuncular arasında liderlik ettiği bu rotasyonda Melo Trimble’dan alınan skor katkısı ve DeVaughn Akoon-Purcell’in iç açıcı temposu çok farklı bir yerde.
Öte yandan uzun rotasyonunda Kerry Blackshear gibi bir gerçekleri var ki gerçekten takımın en potansiyelli oyuncularından birisi. Gelecekte kendisini daha yukarılarda görmeme ihtimalimiz çok düşük. Uzun rotasyonu demişken David Kravish hamlesinin sezonun bu bölümüne kadar çok iyi sinyaller vermediğini ifade edelim.
Yerli rotasyonuna gelecek olursak Sadık Emir Kabaca’nın bu sezon yükselen performansı ve oyununu biraz daha fizikli kalmaya itmesi Galatasaray’ı çok olumlu etkiliyor. Okben Ulubay’dan çok verimli bir katkı alabildiklerini söyleyememekle beraber Rıdvan Öncel’i ve savunmasını burada öne çıkarmamız gerekir.
Galatasaray’ın ana çekirdeği bu sezon BasketballCL’i epey zorlayacak ve sonuna kadar gitmeyi hedefleyecek bir çekirdek. Takımın öne çıkanları da bu noktada ritmi tamamen arkalarına almış durumdalar.
En çok parlayan oyuncu
Elbette bu soruya verilebilecek en büyük yanıt DeVaughn Akoon-Purcell olabilirdi. Onu TOFAŞ’ta da izledik ancak gerçekten bu sezonki kadar istikrarlı bir patlayıcılık daha önce görmemiştik. Takıma pek çok manada büyük yararı dokunması söz konusu olan bir oyuncu olan Akoon-Purcell tüm bunlara yetişecek enerjiyi bir şekilde kendisinde bulabiliyor.
DeVaughn’ın savunmadan başlayan hücumu özel olarak incelenmesi gereken bir durum. Savunmadan hücuma bu kadar iyi geçişler yapan, topa baskısını o patlayıcılığıyla bütünleştiren kaç oyuncu bulabiliriz ki? Bununla birlikte bu sezon üçlük çizgisinin gerisinde de yüzde 45.7 gibi bir isabet oranı söz konusu.
Bir yandan da takımı yöneten 3 oyuncudan birisi olmasıyla skorerliğini pasörlüğüyle birleştiriyor oluşu aslında Galatasaray hücumuna çok farklı bir hava kazandırıyor. DAP’nin Cim-Bom’un 2021-22 Basketbol Şampiyonlar Ligi macerası açısından en kritik oyuncusu olduğunu söyleyebiliriz. Akoon-Purcell’siz bir Galatasaray tahayyül etmeye çalıştığımızda zihnimizde bile işler çok daha negatife dönüyor. Ümit edelim ki, sakatlık vb. gibi bir durum yaşamasın.
Akoon-Purcell bu sezon 6 maçta kaydettiği 21.5 sayı – 3.3 ribaund – 5.7 asist – 1.2 top çalma ortalamalarıyla sezonun MVP’si ödülü için en büyük aday konumunda ve böyle devam ederse de ödüle yakınlaşması hiç zor olmayacak.
Neler geliştirilebilir?
Galatasaray‘ın elindeki bütçe doğrultusunda gayet orantılı bir kadro kurduğunu ve bu bakımdan yönetimsel adımların doğru atıldığını söylemekle birlikte kadrodaki bazı işlemez parçalar hususunda sezon ortası itibarıyla bir adım atılması gerekebilir.
David Kravish’in Galatasaray‘da yokları oynuyor oluşunun Blackshear ve Sadık’ın omuzlarına farklı bir yük bindirdiğini unutmamak gerekir. TOP 16 Turu’nda bu kadar merhametli ekipler olmayacak ve işler gitgide daha da zorlaşacak.
Bu bağlamda bir ekleme düşünecek olurlarsa (ki mevcut ekonomik durumda ve kur dolayısıyla bunu tavsiye etmek de pek doğru değil) onlar adına takımın sezonun geri kalanında bulunacağı noktayı belirleyecek adımı atabilirler.
Eğer bu adımı atmazlarsa da rotasyonu hemen herkesin katılımcı olduğu bir hale daha çok evirmeleri gerekir. Bost, DAP, Melo üçlüsünün 30’ar dakika ortalamayla süre aldığı bir ortam yerine bunlardan 2’sinin 30’ar dakikayla süre aldıkları bir ortam yaratmak belki de onlar adına daha avantajlı olurdu. Bu üçlünün de tüm zamanları kusursuz geçiyor değil. Zaman zaman panik anlarında doğru karar veremedikleri ve oyunu teslim ettikleri oluyor. BSL’deki Fenerbahçe derbisi buna bir örnekti. Bu bakımdan daha taze kalmaları istenebilir.
Rotasyonu 8-9 kişi özeline indirgemek yerine biraz daha yüksek perdeden daha fazla oyuncudan yararlanmayı tercih etmek belki verimliliklerini düşürür ancak kritik anlarda daha taze kalmalarını sağlayabilir. Açıkçası bu noktada konuşmak da zor çünkü Galatasaray normal sezon itibarıyla böyle zor bir durumda kalmadığından ötürü kaldığında nasıl bir reaksiyon verebileceğini öngörmek imkansız.
Takım tutarlı bir yönetim anlayışına sahip olduğu için sahada çok büyük sıkıntılar yaşanmamasının 18’e 10 asist/top kaybı oranı gibi olumlu çıktıları oluyor. Şut yüzdeleri, skorerlikleri vs. gerçekten çok iyi bir noktadalar. Biraz boyalı alan savunması noktasında bir ayar çekilmesine ihtiyaç duyabilirler gibi gözüküyor.
Son olarak
Galatasaray‘ın yukarıdaki konu başlıklarına konu olan avantajları ve dezavantajlarını toplayarak geleceğe dönük bir bakış attığımızda kesinlikle şampiyonluk kumaşı olan bir takım olduklarını ancak bunun için bazı oynamaların elzem olduğunu söylemek gerekir.
Şahsi bir fikir olarak onların sezonun sonlarına kadar gideceklerini düşünüyorum. Son yılların en nitelikli kadrolarından birisini oluşturdular ve sahada bunun meyvelerini de Basketbol Şampiyonlar Ligi standartlarının çok üzerinde alıyorlar.
Ligin önümüzdeki süreçte daha da çetinleşeceğini ve Galatasaray‘ın henüz TOP 16 Turu’ndaki rakiplerinin Play-In eşleşmelerinin oynanmaması sebebiyle belli olmadığını göz önünde bulundurarak Cim-Bom’un önünün açık olduğu bir gerçek. Normal sezon performansları buna hükmetti, şimdiyse önlerinde bunun devamını getirmek gibi ciddi bir meydan okuma var.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!