by Semih Altınbaş / info@eurohoops.net
Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde normal sezon geride kaldı ve takımlar Play-In, Son 16 turlarına hazırlanmaya başladılar.
Gruplarını ilk sırada bitiren takımlar direkt olarak Son 16’ya yükselmeyi başarırken 2. ve 3. sıradaki takımlar Play-In oynamaya hak kazandılar.
TOFAŞ da grubunu ilk sırada tamamlayarak Basketbol Şampiyonlar Ligi Son 16 Turu’nda mücadele etmeye direkt olarak hak kazanan ekiplerden birisi.
Bursa ekibinin sezon içerisindeki geçmişini ve geleceğini bir arada harmanlayarak sezon ortasında onlar adına nasıl bir değerlendirme yapabiliriz?
Eurohoops Fırın iş başında…
Öne çıkanlar
F Grubu’nu 6 maçta 4 galibiyetle Strasbourg ve Oostende’nin önünde bitiren TOFAŞ bu sezon aslında biraz çalkantılı bir dönem yaşadı. Koçu Hakan Demir’le yollarını ayıran Bursa temsilcisi yerini milli aranın ardından Ahmet Çakı’yla doldurarak reaksiyon vermiş oldu.
TOFAŞ’ın grubu elbette kolay bir grup değildi ancak kadro kaliteleri bağlamında lider çıkmaları da büyük bir sürpriz olmadı. Geçtiğimiz sezon hiç de fena olmayan kadrolarıyla gösterdikleri performansı düşününce ise bu sezon ciddi bir başarı sağladıklarını söylemek gerekiyor.
Takım içerisinde gerçekten çok değerli bazı parçaları var ve bununla beraber sezonun geri kalanında oynayacakları basketbol bakımından da umut verdiklerini söylemek lazım.
Belki BCL’de yine iyi performans sergileyen Türkiye ekiplerinden birisi olan Galatasaray veya kadro kalitesiyle çok gündeme gelen Karşıyaka kadar konuşulmuyorlar ancak TOFAŞ’ın elindeki bütünlük de yabana atılabilecek bir bütünlük değil.
Bir kere guardlar özelinde tempoyu istedikleri gibi ayarlayabilecek kumaşa sahipler. Berk Uğurlu’yla sahanın her iki tarafında tempoyu artırabilirken bunun yanı sıra Pako Cruz’la hem açık sahayı hem de yarı sahayı oynayabiliyorlar. Cruz’un takımın skorunda üstlendiği rol zaten ortada. Bu bağlamda belki geçen sezonun MVP adaylarından Kasey Shepherd’tan bekledikleri katkıyı alamadılar ancak kağıt üzerinde hâlen çok iddialılar.
Üstelik burada her ne kadar sakatlıklardan çekmiş, sezon itibarıyla çok kötü şut atıyor olsa da yerli katkısını bir adım öteye taşıyacak, top yönlendirip skoru kovalayabilecek bir Yiğit Arslan opsiyonu da öne çıkıyor.
En avantajlı oldukları rotasyonlardan birisi de forvetler olsa gerek. Hücumda Tomislav Zubcic gibi hem yüzü dönük hem de sırtı dönük oyunu oynamaya müsait fizik-yetenek pakedine sahip bir oyuncuya sahipler. Takımın dış şutlar bakımından yükünü büyük ölçüde sırtlayan Zubcic haricinde Elgin Cook’un topa baskısı ve savunmadaki farkındalığı da izlemeye değer bir olgu.
Genç oyuncuları Berke Büyüktuncel’den de bir şekilde verim alıp onun oynama pratiğini yükseltebiliyor olmaları normal sezon aşamasının kıymetli çıktılarından birisi oldu. Berke fiziken iyi durumda ve daha da iyi olabilir. Bununla birlikte oyun IQ’su ve becerisi de azımsanmayacak kadar iyi düzeyde.
Uzunları ise kadronun geri kalanıyla bir bütünlük düşünüldüğünde kabul edilmeyecek bir düzeyde değil. Jeremy Simmons’tan savunmada özellikle sahaya iyi yerleştiklerinde katkı alabildikleri, ribaundlarda ve hücumda ise Muhsin’le bir harmoni halinde değerlendirdiğimizde fena sayılmayacak düzeyde katkı aldıkları bir rotasyon düzeni söz konusu. Ancak takımın kalanına göre hem nitelik hem de nicelik bakımından daha geride bir rotasyon olduğunu ifade etmek lazım. Daha iyisine sahip olsalar belki de ligin favorilerinden birisi olarak anılırlardı.
En çok parlayan oyuncu
Pako Cruz bu sezon takımın en skorer oyuncusu. Onu Tomislav Zubcic takip ediyor. Takımın en faydalı oyuncusu olarak Zubcic’i öne çıkarabiliriz ancak en öne çıkan oyuncu olarak Cruz’u söylemezsek olmaz gibi duruyor. Skorer kavramını bu denli net dolduran bir oyuncu olarak kısa rotasyonunda TOFAŞ’ın adeta her şeyi.
Berk Uğurlu’dan bu sezon müthiş bir takviye aldıklarını söylemek mümkün ancak iş bitirici yıldız oyuncu profiline Kasey Shepherd’ın tam olarak girememiş olmasıyla orada çok derin bir ihtiyaç durumu oluştu ve bunu karşılayacak isim olarak Cruz’dan daha uygun bir oyuncu düşünülemezdi. Neticede Zubcic’in de yalnız başına yapabilecekleri kısıtlı.
Pako her zaman her şartta doğru kararı vermiyor olabilir. Zaman zaman bunların dozu aşıyor olsa dahi Pako Cruz, TOFAŞ’ın karaciğeri gibi. Rakipler ona çalıştıkları, onu durdurmak adına yoğun mesai sarf ettikleri zaman TOFAŞ hücumunda dezavantajlı bir durum oluşabiliyor. Belki Bursa ekibini taşıyabileceği maksimum nokta belli ancak övgüyü hak eden performanslara imza attığını söylemek lazım.
Neler geliştirilebilir?
Pako Cruz’u TOFAŞ’ın karaciğeri olmaktan çıkararak işe başlanabilir gibi. Sezonun selameti açısından Kasey Shepherd’ın mutlaka TOFAŞ hücumunda müdahil öznelerden birisi haline gelmesi gerekir. Bunun bir imkanı kalmadıysa ve maddi sebeplerden ötürü yola devam edilmesi gerekiyorsa da bunun zorlanması lazım. Shepherd, Nizhny formasıyla sergilediği performansları hatırlayacak olursak çok değerli bir profil ve onu transfer edip yararlanamamış olmak sezon sonunda geriye baktığımızda TOFAŞ adına çok iyi hatırlayacağımız çıktılardan olmaz.
İşe Shepherd’ın halihazırda 17 dakika olan süre ortalamasını biraz yukarı çekerek başlanabilir. Oostende maçının ardında bıraktığı meyveleri daha da verimli kılmak açısından biraz daha eline fırsat geçtiği bir ortam yaratmak iyi bir seçenek olabilir. Belki dünyanın en sağlıklı oyuncu profiline sahip değil fakat TOFAŞ’ın çok kalabalık bir rotasyonu olmadığını düşününce her oyuncudan teker teker verim almayı hedeflemek iyimser bir tutumdan daha çok bir zorunluluk.
Bununla birlikte uzun rotasyonunda Muhsin’i şu an olduğundan biraz daha çekinik konuma getirmek hücumda tempoyu biraz daha yükselterek verimlilik bakımından artış sağlayabilir. Ancak bu biraz daha tartışma götürecek bir mesele. Muhsin’in ikili oyun etkinliğini Simmons’tan, post-up etkinliğini ise Zubcic’ten ikâme edebildikleri bir ortamda daha yüksek tempoyu seçebilirler.
Son olarak
TOFAŞ bu sezon Son 16 Turu’nda da yine zorlu rakiplerle karşılaşacaktır ve işleri de yine çok kolay olmayacaktır. Ancak takımın genel potansiyeli itibarıyla Son 8 ekip arasına kalabilecek kalifikasyona sahip olduğunu unutmamak gerekir.
Eğer bunu başarabilirlerse o zaman böylesine rekabetin yaşandığı bir ligde ayakta kalabilen, bu seviyelerin takımı olduklarını göstermiş olurlar. Karşılarında hem yeni bir koç hem de potansiyelli ancak belli başlı sıkıntıları olan bir takım olarak ciddi bir meydan okuma var.
Aşması zor, çetin bir meydan okuma.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!