By Cesare Milanti/ info@eurohoops.net
Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde Pınar Karşıyaka’yı düşünürken akla son yıllarda Amath M’Baye, Bonzie Colson, Raymar Morgan gibi oyuncuların taşıdığı harika bir takım geliyor. Son olarak Errick McCollum gibi üst düzey turnuvalarda deneyim kazanmış bir oyuncu takıma katıldığında, Karşıyaka’nın rekabetçi olmaya devam edeceği oldukça açıktı.
B Grubu’nda Lokomotiv Kuban karşısında 33 sayıyla sezonun şu ana kadarki en iyi skor performansını kaydeden Pınar Karşıyaka guardı, İzmir’deki ilk ayları hakkında Eurohoops’a konuştu.
McCollum’un tek bir amacı var: Kazanmak.
“Bu benim 13. sezonum, bu yüzden bireysel ödüllere odaklanmıyorum. Kariyerimde daha önce bireysel ödüller aldım. Bu sefer sadece takımımı Final Four’a götürmek istiyorum Final Four’a geldiğinizde bir maçta her şeyin yaşanabileceğini düşünüyorum. Bu uzun bir süreç, çok sayıda iyi takım olduğu için son derece zor: Bence biz en güçlü gruptayız. Fakat buna odaklanmıyorum. Sadece takımıma yardım etmeye çalışıyorum. O aşamaya ulaşmak için elimden geleni yapıyorum. Karşıyaka’nın hak ettiği yer Final Four.”
AEK, Telekom Baskets Bonn ve Reggio Emilia’nın bulunduğu B Grubu’nun BCL Normal Sezonu’ndaki en zor grup olduğunu düşünmesinin birkaç nedeni var:
“Kolayca yenebileceğiniz bir takıma sahip olan birçok grup var, şu anda 0-3 olan veya 20 veya 30 farkla kaybeden takımlardan bahsediyorum. Bizim grubumuzda ise her maç çok yakındı. Rekabet maçın son 4-5 dakikasında da sürüyor. Bonn, AEK karşısında 17 sayı gerideydi ve sonra 29-10 seri yaptılar. Maçın birçok kez el değiştirdiğini, son saniye şutlarının kaderi belirlediğini ve tartışmalı pozisyonları görebilirsiniz.”
Errick McCollum‘a göre, takımların kısa rotasyonunda lider unsurların varlığı da önemli bir rol oynuyor. AEK’te mücadele eden eski takım arkadaşı Tim Frazier gibi:
“Bence guardların kalitesi turnuvayı bu kadar özel kılan şey. Tim Frazier’in NBA tecrübesi var ve bolca asist yapan bir oyuncu, bu yıl üçlük yeteneğini de gösterdi. Bu NBA’de onun için bir eksiklik olarak görülüyordu ama bu sezon son derece iyi şut atıyor.
TJ Shorts da şimdiye kadar adını duyurulanlardan: hızlı, skor üretebiliyor ve gerçekten iyi bir oyuncu. Kendisini hesaba katılması gereken bir konuma getirdi. Rakip savunmalar muhtemelen ona karşı perdelerin altından geçmeyi bırakacak. Daha fazla ikili sıkıştırma götürerek alanını kısıtlamaya çalışacak.”
Reggio Emilia’nın kaptanı ve double-double makinesi Andrea Cinciarini de B Grubu’nda:
“Ayrıca, Cinciarini bu sezon BCL’de asist listesinde üst sıralarda yer alan bir guard, bize karşı bir çırpıda 10 asist üretti. Kaliteli guardlara sahip olan takımların genellikle çok başarılı olduğunu gösterdi. Grubumuzda kaliteli uzunlar yok demiyorum çünkü onlar da mevcut. Ancak bir guard topu daha çok elinde tutar ve takım adına birçok karar verir. Bence bu yüzden bu takımlar bu kadar güçlü.”
“Ölüm Grubu” olarak adlandırdığı B Grubu’nda herkesin hücum silahları var. Ayrıca, saha kenarında çok iyi antrenörler bulunuyor:
“Çok iyi koçluk yapıyorlar. Telekom Baskets Bonn’un kadrosunda büyük isimler yok belki ama takımca oynayarak harika iş çıkarıyorlar. Muazzam bir koç sistemine sahip olduklarını söyleyebiliriz. AEK tam bir Yunan takımı: fiziksel ve sertler, sonuna kadar savaşıyorlar. Onlara karşı oynadığınızda [fiziksel olarak] problem yaşayacaksınız. Reggio Emilia’nın gerçekten iyi bir hücumu ve çok fazla fizikli oyuncusu var. Çok fazla ters eşleşme yakalayabiliyorlar. 4 numaraları çok uzun ve 3 numaraları iri.”
Aynı zamanda Errick McCollum, Pınar Karşıyaka’nın sahada neler sergileyebileceğinden bahsetti ve onlarla yüzleşmenin ne kadar zor olabileceğine dikkat çekti:
“Son olarak bizim hakkımızda konuşacak olursak, patlayıcı bir hücum takımıyız: Kuzminskas, ben, Vitto ve Jaylon Brown gibi tecrübeli isimler var. Avrupa’nın en iyi ribauntçularından biri olan Angel Delgado var. Karşıyaka tüm bunları bir araya getirdi.”
Bu sezon BCL’deki en iyi skor performanslarında Errick McCollum hem dördüncü (AEK’e karşı 29 sayı) hem de birinci (Reggio Emilia’ya karşı 33 sayı) durumda.
Bu, 34 yaşındaki yıldızın ilk Basketbol Şampiyonlar Ligi maçıydı. Ancak BCL’de 1. haftada, maç kazandıran başka veteranlar da oldu.
“BCL’nin ilk haftasında bazı takımlara ve oyunculara aşina olmak için maçları izledim. Toney Douglas maç kazandıran şut attı, ben o kritik şutu attım ve son olarak Jamar Smith bunu başardı. Sadece gülümsedim çünkü bu yaşlı adamların hala yüksek seviyede rekabet edebildiğini ve hepimizde hala iş olduğunu görmeyi seviyorum.”
Bu isimler, Basketbol Şampiyonlar Ligi’nin ilk haftalarında kritik performanslar sergileyen birçok tecrübeli oyuncudan sadece birkaçı. Errick, veteran oyuncuların kendi takımlarında kilit bir rol oynadığına inanıyor:
“Bence tecrübeli oyuncular oldukça bilgili. Sadece istikrarlı oldukları için deneyimli değiller, aynı zamanda sahadaki sakinlikleriyle genç oyunculara da güven veriyorlar. Kritik anların bazılarında oyunun kontrolünü ele geçiren yaşlı oyuncular, sahada diğerleri için bir örnek oluşturuyorlar.”
NBA yıldızı CJ McCollum’un ağabeyi olan yıldız oyuncu sözlerine şöyle devam etti:
“Vücudunuza bakmak veya basketbolda ömrünüzü uzatmak söz konusu olduğunda aklınıza ilk olarak LeBron James ve Chris Paul gibi isimler geliyor. Elbette onların sahip oldukları imkanlara sahip değiliz ancak biz de bazı şeyler kaptık. Avrupa’da uzun süredir yüksek seviyede rekabet eden oyuncuları görebilirsiniz.”
Ice in their veins, that runs in the family ❄️@CJMcCollum | @ErrickM3 #BasketballCL pic.twitter.com/Y5t3lCnUZ1
— Basketball Champions League (@BasketballCL) October 4, 2022
Errick McCollum, Reggio Emilia’ya karşı 33 sayıyla Bryant Crawford’ın 2022-23 Basketbol Şampiyonlar Ligi’ndeki en iyi skor performansını yakaladı. TJ Shorts II, aynı gün AEK’ya karşı bir başarı daha kaydetti.
Telekom Baskets Bonn’un lideri, BCL tarihinde Kevin Punter’dan sonra üst üste üç maçta 25+ sayı kaydeden ikinci oyuncu oldu. Bu başarıyı yakalayıp yakalamayacağı sorulduğunda, Errick McCollum bunun daha zor olacağına inanıyor.
“Bunu çok uzun zamandır yapıyorum, karşılaştığım savunma biraz farklı. Daha fazla ikili sıkıştırma geliyor ve çok fazla savunma baskısıyla karşılaşıyorum. Kimse bana yapılan perdelerin altından geçmiyor. Rakipler perdelerin altından geçtiğinde sadece üçlük fırsatı yakalamakla kalmıyorsunuz, aynı zamanda topu daha iyi döndürüyorsunuz: TJ’nin elde ettiği şey bu çünkü rakipler onun hızından korkuyor. Ama aynı zamanda hücumu da organize ediyor.”
Ancak Goshen College çıkışlı oyuncuya göre bu uzun sürmeyecek:
“Takımların bana karşı olduğu gibi TJ Shorts’a da daha agresif olduklarını görmeye başlayacağız. İyi bir oyuncuya karşı ikili sıkıştırma yapmak, topu onun elinden çıkartmak ve yan parçaların kaderinizi belirlemesini istersiniz. Takımlar ona bunu yapmaya başlamazsa şaşırırım. Perdelerin altından geçmek ona karşı işe yaramıyor”
Hem BCL’de hem de Türkiye’de savunmacılar McCollum’a karşı farklı bir tavır sergiliyor. Ama yıldız oyuncu yine de etkili olmanın bir yolunu buluyor:
“Bazen sayı bulmak mümkün olmayacak çünkü savunma beni durdurmaya çok istekli ama sorun değil. Bonn savunması bunu yaptı ve bu yüzden 11 asist yaptım. Bu yıl yerel ligde Galatasaray‘a karşı ilk yarıda bir veya iki şut denedim. Etrafımda iki-üç savunmacının olduğu bir maçtı ve devre arasında 8 asist yaptım. Tecrübeli bir oyuncu olarak sadece kazanmak istiyorum. Belki de sayı rekorları kıramam ama bu benim için sorun değil.”
“Skorer olarak ün yaptığınızda, takımlar maçı kazanmaya çalışmak yerine sizi yavaşlatmak veya durdurmakla daha fazla ilgilenirler. Maçı kazandığımız sürece gerçekten umurumda değil. Çok fazla yetenekli oyuncumuz var. Bunu yapmam için bana ihtiyaçları varsa ve maç bunu gerektiriyorsa bunu fazlasıyla yapabilirim. Ama beni yavaşlatmak için iki ya da üç savunma oyuncusu getirirlerse, takımım için doğru olan neyse onu yaparım. Ben böyle oynuyorum.”
Pınar Karşıyaka, Errrick McCollum’un 13 yıllık kariyerindeki üçüncü Türk takımı. Yeteneklerini Türkiye’ye geri getirmeye karar vermesinin üç nedeni oldu.
Birincisi ve en önemlisi aile:
“Eşimle kariyerimin son yıllarına doğru daha aile odaklı kararlar alacağımı, havası ve yaşam yerleri iyi olan şehirleri seçeceğimi konuşurduk. İki yaşında bir çocuğumuz var ve eşim şu anda hamile, bu yüzden her konuda rahat olmasını istedim: bu bir numaralı sebepti, benim için aile en önemlisi.”
Konu sonrasında yeşil-kırmızılı takımın patronuna geldi. 2001 yılında kısa bir Bnei HaSharon macerası dışında tüm oyunculuk ve koçluk yıllarını Türkiye’de geçiren Ufuk Sarıca, Errick McCollum’un seçiminde önemli bir rol oynadı.
“Büyük deneyime sahip, şampiyonluklar kazanmış ve Avrupa basketbol dünyasında bir ismi olan bir koç. Oyunculuktan yetişmiş bir koç. Basketbolu parkede oynadı ve sahada olmanın, şampiyonluklar kazanmanın nasıl bir şey olduğunu anlıyor. Saha içi ve saha dışındaki hayatı dengelemenin nasıl bir şey olduğunu biliyor. Konuşmak için beni aradığı anda direkt olarak kanımız kaynadı. Bu büyük bir faktördü.”
Üçüncü olarak, karar sürecinin büyük bir kısmı oynayacağı ve yaşayacağı yeri içeriyordu:
“Türkiye; yemeklerinden, kültüründen ve bizi kabul edip sevmelerinden ötürü eşimin yanı sıra benim de en sevdiğim ülkelerden biri. Özellikle taraftar desteği önemli. Arkanda kalabalık bir tribünün olması heyecan verici. İnsanlar kariyeriniz ilerledikçe sevginizi ve arzunuzu kaybettiğinizi düşünüyor, ancak oyunu gerçekten seviyorsanız bunları asla kaybetmiyorsunuz.”
Errick McCollum, Mustafa Kemal Atatürk Karşıyaka Spor Salonu’ndaki atmosferi daha önce oynadığı diğer arenalarla karşılaştırdı:
“Pınar Karşıyaka taraftarı Basketbol Şampiyonlar Ligi’ndeki en iyisi, Avrupa’nın genelinde ise en iyilerden biri. Böyle bir taraftarın bulunduğu İzmir gibi bir şehre gelmekten daha heyecan verici ne olabilir? Salonu dolduruyorlar ve çok yüksek desibelde ses çıkarıyorlar. Daha önce oynadığım diğer liglerle karşılaştırılamaz bile. Rusya’dayken taraftarlar bizi desteklemeye gelirdi ama o daha çok görüntüden ibaretti.”
“Pınar Karşıyaka’nın taraftarlarının takıma gerçekten bağlı olduğunu görebilirsiniz. Maçı kaybederseniz, eve gittiklerinde bunun onları rahatsız ettiğini bilirsiniz. Tıpkı bir oyuncu gibi uykularının etkilendiğini söyleyebilirsiniz. Maçı kaybettiğimizde o kadar iyi uyuyamıyorsunuz, neyi daha iyi yapabileceğinizi merak ediyorsunuz.”
Böyle bir taraftar, uzun bir kariyerden sonra hala bu tür duygular için yaşayan Errick gibi oyuncular için bir nimettir:
“Bu bize daha fazla arzu veriyor çünkü sadece Pınar Karşıyaka için, takım arkadaşlarınız ve aileniz için oynamıyorsunuz. Aynı zamanda çığlık atan ve tezahürat yapan küçük çocuklar için oynuyorsunuz. Takıma ve şehre bağlı insanlar için oynuyorsunuz. Ne kadar çok oynarsanız, bu tutku sizi o kadar zorlamaya devam eder. Bu durum hoşuma gitti. Bunun için minnettarım”
PHOTO CREDIT: Basketball Champions League